ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ölümün en iyi tanımı
-
ölümden neden korkacakmışım? ben varken o yok, o varken ben yokum.
-epikuros
volkan demirel
-
ben bu adamın iyi biri olduğunu muslera ile olan ilişkisinden ötürü zaten düşünüyordum ama fenerbahçeli olduğu için içimde kendisine karşı bir mesafe vardı. muslera'nın arasının bozuk olduğu biri mi var sanki diyerek bu adamın muslera'ya karşı olan tavrını normalleştirmeye çalışıyordum ama deprem günü yaptığı yayını görünce iyi kalpli biri olduğunu anladım.
bundan daha önemlisi de belki de binlerce hayatı dolaylı yoldan kurtarmış oldu çünkü yaptığı yayını görene kadar depremin büyüklüğünü kimse doğru düzgün anlamamıştır. bu kadar ünlü birinin, böyle bir video yayınlaması insanlarda "ne oluyor lan" etkisi yarattığına eminim.
aynı zamanda kendisi gs tv'nin yardım yayını teklifini de kabul etmiştir. ilk galatasaray iç saha maçında da kendisine tezahürat yapılması gerektiğini düşünüyorum. kisaca iyi kalpli biridir bundan sonra ne olursa olsun kimse hakkında kötü konuşmaz, kötü konuşanın kendisi kötüdür.
evliliğe dair mide bulandırıcı detaylar
-
biri sıçarken diğerinin de tuvalet içinde bulunabilmesi
abi napıyorsunuz siz
mesleğini söyleyince verilen cevaplar
-
"hımm üç ay yatıyorsunuz!!!"
herhalde mesleği söylemeye gerek yok.
ramazan boyunca lokanta ve cafelerin kapatılması
-
camiler de kapatılsın, madem salgın bu boyutta millet evinde kılsın namazını
sevilen kişiden vazgeçme eşiği
-
frida kahlo, diego'dan vazgeçme eşiğini şöyle açıklamıştır:
"kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim.
bencil olduğun için vazgeçtim.
bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi.
ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
bu yüzden ben de senden vazgeçtim.
frida kahlo"
fransızca damardan şarkılar
bir kızdan duyulan en iyi iltifat
-
insanın ruhunu okşayan, kendine güvenmesini sağlayan hoş sözlerdir.
örnek: "aslında göründüğün kadar hayvan değilmişsin."
sanırım o da benden hoşlanıyor.
akıllı telefonların esir aldığı insanlar
-
vayy amnk cidden varmış böylesi dediğim insan kitlesi.
efendim bendenizin, java altyapılı takoz bir samsung telefonu var, pek akıllı sayılmaz bizimkisi, zira internete falan da bağlı değil.
velhasıl gel gelelim, otobüste, metroda,vapurda hep elinde telefonla uğraşan, boynu 5 santim önde insanları görünce de, "lan canları sıkılıyordur" diyerek geçiştiriyordum.
ama bilmiyordum ki, bu insanlar meğer birer teknoloji zombisiymiş anasını satayım.
bilenbilir, 5 aylık taze babayım, evlenip yuva kurmanın tek bir olumsuz özelliği nedir derseniz, kesinlikle ev gezmesi derim. çocukken seviyorduk iyiydi hoştu ama evlenince, yemin ederim eziyet arkadaş.
hayır, biz yine eski arkadaşlarımızla biraraya gelip, 2 kadeh tokuşturup şiirli şarkılı muhabbet yapmak isterken, iş yerinden sağdan soldan, daha önce arkadaşlık etmediğimiz insanlar, akşama size misafirliğe geleceğiz diye haber gönderiyolar. zerre anlamıyom amnk bu durumu.
düne kadar, aykırı lan bunlar, entel amnk, gominis falan dedikleri insanların evine, kucak kucak bebelerini alıp, süslenip püslenip oturmağa geliyolar.
hâl bu olunca kimseye gelme de, diyemiyosun tabii...
ama muhabbet de pek sarmıyo hacı, "yavv orası öyle de ama hökümet de yol yaptı" diyen adamla ne gibi ortak yanım olabilir amk, derken işte konu futboldu, ev işleri, tamirattı, pazardaki salçalık domatıydı, en iyi peynir nerede falan gibi geyik geyik konulara giriyor.
giriyor girmesine de benim gözüm hep geldiğinden beri elinden telefonu düşmeyen denyoya takılıyor.
lan gelmişin bi eve misafirliğe, boynun düşmüş önüne elinde telefon napıyo amnk derken bi bakıyom candy crush oynuyo lan adam.
olm bende bayıldım bombok muhabbetten de, elinde telefonla oyun oynamak nedir amnk diye düşünürken, bir diğeri de çıkarıyor telefonu hiç birşey olmamış gibi başlıyor feysbukda, hanımın yaptığı kekin pastanın fotosunu çekip koymaya, muhabbet kesiliyor.
iki nefes alayım diye çıkıyorum odadan ve on dakika sonra odaya tekrar girdiğimde, ellerinde telefon kafalar önde deli gibi oyun oynarken buluyom hepsini, kimi candy cruh oynarken, kimi okey oynuyor, kimisi trenlerin üzerinde çocuk hoplatıyor, diğeri feysbukda onu bunu likelıyor, zaten boktan olan muhabbet de bitiyor.
o dakikadan sonra kimse kimseyle tek kelime etmiyor.ve bu böle uzuuun bir süre devam ediyor.
gerçi kafam rahatlıyor...
rahatlıyor rahatlamasına da ama aga bu nedir yaa??
hayır bir de adam giderken "yenge ellerine sağlık, kek de güzel olmuş ben ve 25 kişi beğendik, halamgiller tarifini istiyo" falan diyo tipine soktumunun at ağızlısı.
velhasılıkelam dostlar; ios'dan post, android'den ve at ağızlıdan dost olmaz...
kobe bryant
-
kendisinin 1990 yılında italya'da çekilmiş bir fotoğrafı. tam 26 yıl önce jordan t-shirt'ü ile basketbol oynayan o çocuk, bugün tarihin en iyilerinden biri olarak aşık olduğu oyundan ayrılıyor. bir devir kapanıyor ve bizler de tüm canlılar gibi sona bir adım daha yaklaşmanın somut örneğiyle yüzleşiyoruz.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"annemin toz bezini alıp kendime t-shirt yaptım. gün intikam günüdür."
2013 kpss ücretleri
-
kesinlikle yok artık dedirtti. ücretler:
1 oturum:40 tl
2 oturum:80 tl
3 oturum:120 tl
4 oturum:160 tl
artık ciddi anlamda insanlarla dalga geçtiklerini düşünüyorum.zaten bu sınava başvuran insanların çoğu mezun ve işsiz.
25-30 yaşındaki bir insan için ailesinden harçlık almak ne kadar ağır bir durumdur bilir misiniz?
yazık gerçekten yazık bu ülkeye.
ben ailemden ayrı yaşayan bir insanım.
bir şekilde işsiz de olsa hayatıma devam ediyorum.
bazen kuru ekmek ve zeytin yiyorum.bazen domates ekmek yiyorum.
inanın 5 liralık bir şey alırken bile yarım saat düşündüğümü biliyorum.
sadece ben değilim bu durumda olan.
benim gibi çok kişi var bu şartlarda sınava hazırlanan.
bu kadar zorluklar altında çalışırken sınava 2 ay kala sistemi değiştiriyorsunuz dalga geçer gibi.
şimdi de fahiş fiyatlar.
mecbursunuz ben ne dersem yapmaya durumu.
zaten bu ülkede en değersiz olan şey insandır.
boşverin devlet büyüklerimiz düşünmeyi sizler bizi.
ama sadece şunu söylemek istiyorum: hiçbirinize hakkımı helal etmiyorum.
köpek yüzünden kucağındaki çocuğu düşüren kadın
-
videoyu izlemeden yorum yazacaklar olacaktır, tavsiyem önce bi izlesinler. başlığı okuyunca insan haberde kendine saldırmaya çalışan köpeği kovalamaya çalışırken yanlışlıkla elindeki 30 günlük kundaklı bebeği düşüren bir anne var sanıyor, durum lakin ki öyle değildir. videoda tahminen "abe çocuum aç be bi süt parası" bilmemne diye dilenme aksesuarı olarak kullandığı çocuğu, köpeği görünce "beni yeme bunu ye" diye köpeğe atıp kaçan bir kadın var. yuh diyoruz.