hesabın var mı? giriş yap

  • yılların emekçi gazetecisi.

    mit tırları haberini yaptı diye vatan hainliğiyle suçlandı. yargılandı, 5 yıl 10 ay hapis cezası aldı. yetmedi, adliye önünde sukiaste uğradı.

    yıllardır sorumluluk bilinciyle hem gazetecilik yap, hem de defne samyeli'ye anne ol.

    helal sana koca yürekli insan!

  • tören sırasında kızılderili bölgesinde bir kızılderili kayığı ve yerli arkadaşları ile balık tutuyor olması da başka bir şahane durumdur. yanisi bu dünyadan böyle taşşaklı adamlar geçti. bakmayın (bir kaçı hariç) soytarı dolu olmasına şimdilerde bu alemin.

  • yurt dışı tecrübesi.

    ama öyle 2 haftalık geziler, 3 aylık dil okullarından bahsetmiyorum. gidip bizzat bir kültürü yaşamak, o milletin mutlulukarını ve sıkıntılarını paylaşmaktan bahsediyorum.

    ayrıca en az 1000 kilometre yakınında hiç bir aile ferdi olmamasından bahsediyorum. hatta dilini bilmediğin bir ülkede tutunmaya çalışmaktan bahsediyorum.

    bu bir insanı olgunlaştırmazsa, artık başka hiçbir şey olgunlaştıramaz heralde.

  • cafe'de kredi kartıyla ödeme yaptıktan sonra fişten erkeğin adını soyadını öğrenip, onun facebook hesabından yanındaki kızın adını bulan ve kızı ekleyip "selam ben x cafedeki garson, nasılsın :)" şeklinde bir mesaj atan garsonu gördükten sonra beni etkilemeyendir.
    adamin sinav puani fbi ajani olmayi tutmayinca garson olmuş sanırım.

  • zamanının en ötesinde olan komedi filmimiz. daha açılış sahnesinde kayseri-galatasaray ne olur diye soruyor ofisteki adam mülayim'e. mülayim kayseri alır diyor. kayseri o yıl küme düştü.

  • maç sonunda kendisiyle yapılan röportajda 81 sayı atmasıyla ilgili olarak bu maçta galibiyete hakikaten çok ihtiyacımız vardı, galip gelebilmek için sonuna kadar savaşmalı ve tüm çabamızı göstermeliydik, 81 sayı da bu kadar çabanın bir sonucudur" diyerek dinleyenlere yeme beni kobe dedirten basketbolcü.
    tamam sen bu takımın hücum kabiliyeti açık ara en fazla olan oyuncususun artı bugünün senin için özel bir gün olduğu da belli, e zaten 50yi üçüncü çeyrek bitmeden geçmişken, cumaya kadar başka maçın da yokken at atabildiğin kadar, kimsenin seni rekor kırmaya çalışıyosun diye sorgulayacağı yok, zaten buna hakkı da yok*... ama kalkıp bi de son çeyrekte topun her hücum 20 saniye senin elinde olmasını, takımın kullandığı topların hemen hepsini kullanmış olmanı (takımın kullandığı 88 şutun 46sı artı 33 faulün20si, bunların ikisi üçlüktü yani buradan da bir 9 şut, eder 42 dakikada 55 şut denemesi), son çeyrekte takımın attığı 31 sayının 28ini atmış olmanı takımın galibiyete çok ihtiyacı olmasına bağlayıp, 81 sayının takım için çabalarken tesadüfen geldiğini, özel bir çabanın sonucu olmadığını ima ederek daha da takdir toplamaya, seyircinin gözüne girmeye çalışma; keza bu hem insanları aptal yerine koymaktır hem de kendini küçük düşürmektir. yine de,

    bir kez daha tebrikler...

  • ablamın bir ortaokul arkadaşı vardı. 5 kardeşlerdi, durumları kötüydü. bir gün birlikte okula giderken annem ayakkabısını görmüş. yırtık ve giyilemeyecek bir haldeymiş. annem çok kafaya takınca bu durumu, babamla birlikte üçümüz bot almaya gitmiştik. ben 6 yaşındaydım. tutturmuştum bir de kazak alalım diye. sonra ablamla ve arkadaşıyla buluşup vermiştik hediyesini. ben "beğendin mi?" diye soruyordum ısrarla. kız inanılmaz mahçup oluyordu, çocukluk işte anlayamıyordum o durumu.

    yıllar sonra ablamın düğününe geldi, orada gördük. avukat olmuş, çok da güzel ve özgüvenli bir kadın olmuş. bana sarıldı ismimi hatırladı, şaşırdım. "unutur muyum seni bana seçtiğin kazağı çok beğenmiştim." dedi güldü. ablam söylemiş kazağı kardeşim seçmiş diye, gülmüşler aralarında çocukken. içim cız etti öyle diyince. bana ilham oldu. karakteriyle, azmiyle, hayatıyla.

  • - gerektigi zaman aksamlari da kalabilir misiniz?
    - tabi, download'larim bitmeden cikmam..