hesabın var mı? giriş yap

  • yıl 2007, istanbul üniversitesi avcılar kampüsü' nde açıköğretim vize sınavına yetişmem gerekiyor, lakin sınava çok az bir süre kalmış ve yan yolda trafik felç. öğrenciler sınav telaşıyla otobüslerden, otomobillerden inip koşmaya başlıyorlar. baktım olacak gibi değil, ben de indim ve koşmaya başladım. kızlı erkekli birçok kişi kampüse doğru koşarken önümde bir çocuk görüyorum. koşan insanlara bakıyor, yavaş yavaş hızlanıyor ve o da koşmaya başlıyor. koşarken bana yaklaşıp soruyor: "abi kavga nerde?"

  • "ı have spent my whole life scared. frightened of things that could happen; might happen; might not happen. 50 years ı've spent like that. finding myself awake at 3am. but you know what? ever since my diagnosis, ı sleep just fine. ı came to realize it's that fear is the worst of it, that's the real enemy." bu sözdür. ingilizce bilmeyenler için " bütün hayatımı korkarak geçirdim. olabilecek, olması muhtemel, olmayacak şeyler için korktum. gece üçte kendim uyanık bulurdum. ama biliyor musun? hastalığım teşhis edildiğinden beri rahat bir şekilde uyuyorum. korkunun her şeyden daha kötü olduğunu fark ettim, gerçek düşman korkudur. "

  • gece gece okudum. özet geçiyorum

    bunlar 5 metreymiş. insanı yaratmış. dünyaya gelme sebepleri ise altınmış. (bakın burası çok ilginç) çünkü merkez bankası rezervleri tükenmek üzereymiş. borçları varmış. sonra dünyaya inip piramitlerin müteahhitliğini yaparak inşaat sektörünü canlandırmışlar. ekonomiyi düzeltmişler. piramitleri bize bırakıp altınlarımızı aldıktan sonra o güzel uzay gemiciklerine binip gitmişler :/

  • şu hayatta iki şeyi unutamam:

    1) yeni zelanda haber bültenlerinde ilk haberin kırkılmaktan kaçan koyunun bulunmuş olması
    2) iskandinav ülkelerinden birindeki gençlikle ilgili bir belgeselde, kızın tekinin "üzerimizde çok toplumsal baskı var. kırmızı ışıkta karşıya geçerseniz, tüm gözler üzerinize dikiliyor" demesi.

    ışıd, el nusra ile koyun koyuna yaşamak; dibine kadar yolsuzluğa batmışken hesap vermek yerine muhalefeti suçlayan dünyanın en yüzsüz iktidarına sahip olmak; hesapça okumuş yazmış adamların üye olduğu bir forumda evlenmeden 25 kez vurdurmuş kız başlıkları okumak.

    yağni diyorum yağni.

    debe edit: güldünya ve nç'yi unutma.

  • işte o arkamızı döndüğümüz avrupa birliğinde böyle olayların yaşanmaması için çeşitli standartlar, bu standartları takip ve kontrol eden, rüşvet almayan çeşitli birimler, ve bu olaylar karşısında hatasını kabul eden yöneticiler vardır. önümüzü döndüğümüz birliklerde, örnek aldığımız arap ülkelerinde ise insan canının önemi yoktur. çünkü kaderdir, fıtrattır.

  • kıbrıs bayrağı

    1960 yılında kıbrıs ortaklık cumhuriyetinin kurulmasıyla ortak bayrak ve hükümet amblemi için yarışma açılır. yarışmaya 500 civarındaki kişiyle birlikte resimde, grafikte yetenekli 37 yaşındaki ismet vehit güney de katılır. ve kazanır, dönemin kıbrıs cumhuriyeti cumhurbaşkanı makarios yanına çağırır. makarios şakayla karışık "adada sadece ikimizin evlerinin olduğu yerleri noktayla gösterelim mi?" demiştir.

    bayrağın tasarımında, iki milletin dostça yaşaması için zeytin dalı ve ada haritasını kullandı. rum tarafında hâlâ çok bilinen bir konu değil bayrağın tasarımcısının kim olduğu.

    ismet güney, ikinci dünya savaşı esnasında ingiliz ordusunda kıbrıs birliğindeyken filistin’e gider ve burada bir britanya kolejinde sanat dersleri alır. askerden sonra ressam ibrahim çallı’ya bir mektup yazarak, stüdyosunda öğrenci olmak istediğini söyler. böylece ünlü ressam ibrahim çallı onu istanbul’a davet eder. ismet güney, çallı’yla birlikte dört yıl boyunca çalışır. ve sonrasında da sanat, sanat tarihi ve bazı ünlü ressamların tekniklerini öğrenmeye devam eder. sanatçı kişiliği bir yana türk lisesi’nde resim öğretmenliği yapar ve sanat, sanat tarihi ve fotoğrafçılık dersleri vermeye başlar. 23 haziran 2009'da hayata veda eder.

    kıbrıs bayrağını o dönem diğerlerinden ayıran özellik; kosova bayrağı ortaya çıkana kadar ülke sınırlarının üzerinde gösterildiği tek bayrak olmasıdır.

  • aşırı terleme.

    terlemede maksat harareti yükselmiş vücudu soğutmak olduğuna göre, yaz-kış ıslak koltuk altı, eller ve ayaklar termostatınızın bozuk olduğu anlamına geliyor. yaz-kış, yani vücudun soğutulmasını gerektirecek herhangi bir terletici etken olmaksızın (yüksek ısı, acı-baharat yemek, stres kaynağı, hipertiroid, hipoglisemi, tüberküloz, menopoz) gerçekleşen terlemenin ne tespit edilebilmiş bir kaynağı ne de kesin tedavisi de yokmuş!

    kaynak da vereyim tam olsun:

    http://www.sosyal-fobi.net/…ewtopic.php?f=27&t=6757