hesabın var mı? giriş yap

  • freud der ki:
    “çocuk yapmayı doğal ihtiyacın zaruri olarak giderilmesi gibi karmaşıklıktan çıkarıp, üzerinde düşünülmüş sorumlu bir eylem seviyesine çekebilseydik, insanlık için en büyük zaferlerden birini kazanmış, doğanın koyduğu sınırlardan esaslı şekilde özgürleşmiş olacaktık."

  • bu kadınları yanlış tanıyıp da ömür boyu onlardan nefret etmeyin gelin ben size akrep kadınlarını anlatayım.
    doğuştan "güçlü ol" felsefesini bir zırh gibi giyen bu kadınlar yani biz nedense dünya yıkılsa ayakta dimdik durmam gerek der, kendimize kaldırabileceğimizden çok yükler yüklenmesine izin veririz. akrep burçlarında hiç oynamayan bir terazi vardır yani karşıdaki kim olursa olsun olaylara tarafsız bakmayı başarır bu nedenle devamlı yargılar en çok da kendisini. dışarıdan ne kadar kendini beğenmiş, eleştirilere kapalı gibi görünse de içten içe en çok kendisini eleştirir ve en çok kendisine kızar. yalan söylemekten nefret eder ve kurtuluşu yalanda görse bile yalana kolay kolay yanaşmaz bu nedenle güvenilirdir ve kendisinden devamlı tartışmalarda hakemlik yapması istenir. aynı tarafsızlık ve dürüstlüğü karşıdaki insanda da arar ve yalanına şahit oldukları insanlara ömürleri boyunca asla güvenmezler. diyelim ki bir akrep kızına 4-5 yaşlarındayken bir söz verdiniz ve tutmadınız ya da göz göre göre yalan söylediniz, akrep kadını bunu ömrü boyunca unutmaz, bunun için asla kin beslemez ancak kafasının bir yerlerinde hep güvenilmez olarak kalırsınız. insanları eline alıp yönetmeyi sevmez, kendisi özgür ruhludur ve birinin hakimiyet kurmasına izin vermez -çok aşık olmadığı sürece- bu nedenle etrafındaki insanlardan da kendileri gibi özgür ve güçlü olmalarını bekler. arkadaş seçimlerinde güçsüz olanları koruma içgüdüsü etkili olabilir ve gereksiz tartışmalara sırf arkadaşlarını korumak için girebilir daha sonra ise korumaya çalıştığı arkadaşı tarafından tartışmanın ortasında satılabilir.

    akrep kadını onların yanında sizden daha güçsüz bir canlıyı ezmenize asla müsade etmeyecektir. onun yanında bir hayvana eziyet ederseniz -elinizdeki yemeği vermek için kediyi maymun etmek de dahil-, ne bileyim bir arkadaşını aşağılarsanız hemen koruma içgüdüleri devreye girecektir. bu anlarda sizi ne kadar severse sevsin kolaylıkla karşısına alabilir. yok efendim bana kıyamaz o demeyin sonuçlarına katlanırsınız. diyelim ki bir arkadaşınıza yamuk yapıldı ve yamuk yapan kişiyi (x kişisi diyelim) 5-10 kişi sıkıştırdınız, içgüdülerine yenilen akrep burcu asla ama asla x'in üzerine gerek fiziksel gerekse psikolojik olarak çullanmanıza izin vermez hepinizi karşısına alarak x'i korur. onun haklı olduğuna inanmıyordur ve muhtemelen o da ondan nefret ediyordur ancak bir kişiyi onca insanın karşısında yalnız bırakmak da doğasında yoktur.

    aşk konusunda epey karışıktır bu kadınlar, birisi dikkatini çekerse ona hiç dönüp bakmasa bile erkeği mıknatıs gibi çeker, kendisi de şaşırır bu duruma ama dediğim gibi güçlü olmayı hayat felsefesi yapan akrep kadını ilişkiler konusunda yara alma korkusuyla çekimser davranır. sizden ne kadar hoşlanırsa hoşlansın size gerçekten aşık değilse reddedilme ihtimaliniz epey yüksektir zira bu kadınlar kimseleri gerçekten canlarını yakabilecekleri kadar yakınlarına almak istemezler. eğer sizi sevdiğini kabullenmiş ve size yeterince güvenmişse ve açık açık sizi ne kadar sevdiğini söylemeye başlamışsa (epey şart eki var dikkat ederseniz) artık bu ilişki için yapmayacağı fedakarlık yoktur. inandığı şeyler uğruna dünyayı karşılarına alabilirler.

    akrep kadınları doğaldır, yapmacık insanlardan kesinlikle hoşlanmazlar. akrep kadınına göre ona sırf laf olsun diye ya da bir çıkarınız olduğu için iltifat etmeniz karşısına geçip iki tokat atmanızdan daha fecidir. siz istediğiniz kadar iyi oyuncu olun her zaman hareketlerinizin altında yatan gerçeği görebilirler. samimi olmak şartıyla sizden büyük beklentileri olmaz. sevdiceklerinin aldığı deri bir bileklik ya da ne bileyim kumsalda bulup onlara verdikleri beyaz bir taş bu kadınları dünyalar kadar mutlu edecektir. tam tersi olarak samimi bulmadıkları bir insandan ferrari alsalar umurlarında olmaz anahtarı alıp çöpe atarlar.

    6.hisleri kuvvetli derler ya cidden öyledir. gün içinde olacakları rüyada görmeyi bırakın da kafasından geçirdikleri ancak sormadıkları sorulara cevap alacak kadar garip bir enerjileri vardır.

  • keyfi girenler yüzünden kazanamayacigini düşünenlerin bu kafa yapısıyla çok kasmamasi gereken sınav.

  • arda yerine drogba gelip konuşma yapsa daha etkili olur bence.

    edit: başlığı açan arkadaş kaçmış, başlık başa kalmış. ilk entry'de yazan başlık ile aynı. arda gelip türkiye'deki terörü bitirir mi? ben de böyle bir şey demiştim.

  • ogrettigi dersi uygulamali bizzat yerinde yasayan vatandas. sansina sikayetci olan cikmamis. olsa direk meydanda kellesini alirlardi.

  • bu adam premiership'in tarih boyunca gordugu en buyuk skandallardan birisidir. 1996 yilinda, ki kendisi 31 yasinda bir amator futbolcudur, bu futbolcunun menajeri graeme souness'i arayip "merhaba, ben george weah. benim bir kuzen var, super oynar kendisi, dene pisman olmazsin. paris saint germain'de oynamisligi var, 13 defa da milli oldu kendisi." demistir. souness da, "oha lan super adam bulduk sudan ucuz, oh oh." diye gobek atmistir muhtemelen. fakat bu gobek atisi sirasinda, ki yasli da adam yani, kafayi carptigi icin 3 haftalik bir gecici aptallik haline burunecektir. daha bir kere topa vurdugunu gormedigi ali dia adli sahis, leeds united macinin 32. dakikasinda oyuna girer; ve de ayni macin 53. dakikasinda oyundan alinir. rivayetlere gore kendisinin top kontrolu bir fil gibidir, ve bir sinek gibidir (hayir hizli degil, olu). 1 aylik kontrati aninda feshedilir, bir daha da kendisinden haber alinamaz. souness ise bu olaydan sonra torino'ya kacar, oradan kovulur benfica'ya gider, 2 sene hicbir sey yapamaz; "akdeniz havasi carpiyor lan beni" sonucuna varip blackburn rovers'a doner.

  • insanı gelişmiş ülkede hissettiren tanımlar vardır. bunlardan birisi de "konfor alanı".

    evine 2 ay maaş girmediğinde aç kalacak, bakın sıkıntı çekecek sorunlar yaşayacak demiyoruz burada "aç kalacak" diyoruz, kişilere hangi konfor alanından bahsediyorsunuz.

    sevdiğim işi yaptım para kazandım, hobimi mesleğe çevirdim, birikimle bir start-up'a yatırım yaptım, sıkıcı 9-6 işimi bıraktım freelance çalışmaya başladım, memurluğu bıraktım küçük bir yerde kafe açtım falan fıstık... bunlar bu ülkede azınlık. yok mu? var ama senin aileden durumun yoksa kusura bakma da bokumu yaparsın bunları.

    hepimiz diken üstündeyiz, hepimiz. diken üstünde olmadığımız bir gelecekte konuşuruz bu konfor alanından çıkmayı.

  • üşümeyi de cinsiyet ayrımına tabi tuttuğumuza göre, artık biri atom bonbası falan salabilir üstümüze, zira memlekette akıl kalmadı.

  • okulda bişey öğretilmesin, staja gidene çay kahve fotokopi işi yaptırılsın, tecrübesiz elemana iş öğretilmesin, ya bu bizi bırakıp giderse diye mühendisin işi ustaya yaptırtılsın...ee nasıl kalifiye olacak bu insanlar rüyasında mı görecek içine mi doğacak