ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
following
-
christopher nolan in 16mm kamera, minicik bir butce ve oyuncu olarak arkadaslarini kullanarak cektigi film noir havasinda 70 dakikalik film. filmdeki sasirtici derecede usta yonetmenlik, ilk filmini cekecekler icin yeni bir standart olmakta, "ne yapalim bu daha benim ilk filmim" bahanesini gecersiz kilmaktadir. kisa filmcilerin, yeni yetme yonetmenlerin muhakkak seyretmesi, feyz almasi gereken bir filmdir.
halk tv ve tele 1'in karartılması
-
bugün gelen haberler türkiye’den mi, kuzey kore’den mi belli değil. sonumuz iyi değil.
lise hayatında hiç sorunla karşılaşmamış insan
-
ilkokul mezunudur.
ağzındaki sakızı balon yapan kızın asıl amacı
-
ağzındaki sakızı şişirip şişirip arsız arsız da patlatıyorsa tam bir şımarıktır.
ailenin komik kısa mesajları
-
iphone kullanmaya başlayan ve annemin beni özlediğini belirtmeye çalışan babadan:
1.mesaj: akan dana sarılmak istiyor
2.mesaj: akan dana
3.mesaj: akan dana
4.mesaj: anan sana
yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler
-
bir yerden bir yere toplu taşıma araçları ile gitmek.
edit: neyse ki araba aldım.
jelko obradoviç
-
osmanlı dönemi'nde olsa sırbistan'dan devşir sadrazam yap. o kadar büyük adam.
edit: geçmişteki versiyonu için:
(bkz: sokollu mehmet paşa)
yeni akit'in israil yardım ekibi haberi
-
iğrenç pislikler, saf kötülükler adamlar kalkıp ülkene gelmiş vatandaşını enkazdan çıkartmış yardım etmiş teşekkür edeceğine dediği şeye bak yaratıkların. bunların cenazesine kefen dikeni de su vereni de arkalarından bir gram iyi şey diyeninde , bu tuvalet kağıdıyla kıçını silenin de yüzü gülmesin.
halı saha maçı adamları
-
kel, kısa boylu, deli gibi koşturan, dengesizce topa dalan, terden üstünde tek bir kuru nokta kalmayan, kırmızı suratlı, sırıtkan bir tip. her maçta vardır. eğer bizim maçlarda yok hiç görmedim lan diyorsanız o tip sizsinizdir.
pablo picasso
-
pablo picasso ile bi amerikan askeri arasında geçtiği anlatılan diyalog-hikaye şöyledir;
2. dünya savaşı sırasında bi amerikan askeri picasso ya dert yanar;
"resmettiğiniz portreleri anlayamıyorum (yorumlayamıyorum) çünkü resimlerinizdeki şekiller bozulmuş, gözler olması gereken yerde değil, burunlar yamuk, ağızlar burkuk ..."
picasso ise askere sorar, "bir resmin nasıl olması gerekir sizce?"
bunun üzerine asker cüzdanından kız arkadaşının fotoğrafını çıkarır, "bunun gibi! " der.
picasso fotoğrafı inceler ve :
"kız arkadaşınız biraz küçükmüş, değil mi?"
edit: anektodun net olmadığına ilişkin yorumlardan dolayı naçizane açıklamamı ekliyorum;
aslında askerin beğendiği resim de gerçeği tam anlamıyla yansıtmıyordur. (i.e. ufak, perspektifi farkli, küçültülmüş) fakat askerin zihni o ufak fotoğrafın arkadaşına ait olduğunu çözebiliyor. (çoğu zaman fotoğraflarımız bile bize (ya da benzemeleri gereken şeye) benzemezler.) asker bu çözümün farkında değil, çünkü bilinçsiz şekilde ilerletebiliyor, tanıma ve yorumlama işlemini.
halbuki picassonun resimlerinde de olan durum aynısıdır . picassonun resimlerine bakarak da bişeyler görebiliriz; zihnimiz bunları yorumlayabilir.
buradan yola çıkarak, aslında picasso askerin izahındaki tezatı gosteriyor: picassonun resimleri de en az fotoğraflar kadar bir şeyi gostermekte, anlatmakta.
kaynak: "cognition and the visual arts" robert l. solso
alperen ocakları'nın doğuya gidenlere gül vermesi
-
kısaca haberi; "bayrampaşa'daki otogarda doğu ve güneydoğu illerine giden otobüslerdeki yolculara gül dağıtıp; lokum ile gül suyu ikram etti" şeklindedir.
insanların birbiriyle gül gibi geçinebilmesi dileği ile helal olsun dedirtmiştir. devamı gelir umarım.
not: bbp mhp vs değilim.
link
debit: (bkz: #54724783)
(bkz: mardin tekir koy okuluna yardim kampanyasi)
türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri
-
(bkz: akkuyu mutants)