hesabın var mı? giriş yap

  • 90 dakika programında bol bol gözlemlenecek bir hadisedir. hıncal amcamızın ''en son yorum benden olacak aga'' muhabbeti malumunuz. yaptığı yorumdan sonra şöyle bir olay gelişir;

    h.u: ... kardeşim, kocaa camia bir tane bile tezahurat geliştiremez mi? hala galaaatasaray, galataaasaray... garabet bu garabet!
    -gözlüğünü önündeki bankoya atar- tak!

    işte ölüm sessizliği bu andan itibaren başlar. stüdyodaki herkes sanki çok büyük bir hata yapmış ve bunun sonucunda hıncal abilerinden fırça yiyormuş gibi kafalarını öne eğerler ve huşuu içinde bir süre öyle kalırlar. bu sessizliği bozmak ise fuat akdağ'a düşer. donuk ve mahçup bir ses ile;

    - szıı (nefesi geri çekerken çıkan ses) şimdi bir reklam arasına giriyoruz.

  • türkiye'de bu vergilendirme sistemini kim belirliyorsa gerçekten çok zeki ve büyük adam. akla hayala gelmeyecek yerlerden yeni vergiler yaratıyorlar. helal olsun diyorum.

    mesela geçen ay kira vergi beyannamesi doldurdum. neyse yazdık oraya gelirler-giderler, kredi ödemeleri falan filan. en sonunda devletimiz hesabını kitabını yaptı ve bana evet bu yıl vergi ödemene gerek yok, çünkü giderin gelirinden daha fazla dedi. buraya kadar her şey normal. ama tabi ki olay burada bitmedi. en son ekranda ne göreyim olmayan verginin, damga vergisi olarak 89 lira ödemem gerekiyormuş. eee damga vergilik ne işlem yaptım ben, beyannameyi elektronik olarak doldurdum, devlet dairelerini meşgul de etmedim ki. verginin vergisini gördükte, olmayan verginin vergisi ne ayak??

  • "6 ortalı harita-metod defter aldım, amel defterimi kendim de tutuyorum, ne bok yiyosam yazıyorum. ölünce karşılaştırıcam, fazladan geçirmesinler..."

  • bekleme yapmayın,
    aşkını alan acıya doğru ilerlesin...

    dizeleriyle önünde eğildiğim büyük üstad.
    mekanı cennet olsun...

  • sınava öylesine giren birini geçmek için gerekli eforu sarf etmemiş birisinin hak ettiği sonuç.

    edit: sınava öylesine giren *herkesi* geçmek için gerekli eforu sarf etmemiş birisinin hak ettiği sonuç. bundan şikayet eden kişiler okuduklarını anlayabilseler türkçede birkaç net daha yapıp birkaç bin kişiyi geçebilirler aslında. hem sağa sola hakaret edip sinirlerini yıpratmamış olurlar.

    aylar sonra edit: başlık başa kalmış.

  • amerika'da popçu olmak da zor. tek başına şarkı söyletmiyorlar adama. illa bi esmer rapçi sağdan soldan yanaşıp 2-3 laf edicek. la bırak.

  • arkadaşla kadıköyde akşamüstü vakti bir mekanda buluşulduktan sonra taksime geçilmiş, gece uzadıkça uzamış ve kalabalık olunmuştur.

    sabaha karşı taksim taraflarında başka bir arkadaşın evinde kalınır, öğlene kadar uyunur edilir..

    ertesi günü aynı şekilde geçer, zaten taksimde herkes, akşama doğru çıkılır evden yine içilir eğlenilir dans edilir, taksimde oturan aynı arkadaşta kalınır..

    3. gece taksimde içilirken ilk gün kadıköyde buluşulan arkadaşın cep telefonuna mesaj gelir;
    "ekmeğe gerek kalmadı."
    arkadaş bi duraksar, bi dalar ve bi anda suratı renk değiştirir..

    haliyle meraklanıp sorulur "ne oluyor lan ?"
    cevap : "abi ben ekmek almaya diye çıkmıştım."