hesabın var mı? giriş yap

  • özellikle şu aylarda akşamüstleri severek yaptığım eylemdir. dikimevi metro civarından başlanır, göbeğe gelinince lipa'dan bir top damla sakızlı, bir top kakaolu dondurma alınır ve aşşa kurtuluş parkı'na doğru salınılır. itfaiyenin önünden karşıya geçilip kurtuluş parkı'na girilir. yer yer kuş boklarıyla bezeli park asfaltı arşınlanır, bağıra çağıra oynayan, paten kayan, bisiklet süren çocuklar, genç - yaşlı çiftler izlenir, çocukluktan beri girilemediği için içte kalan çocuk trafik eğitim merkezine buruk bi bakış atılır, pinpon masalarının karşısındaki havuzdan gelen yosun kokusu içe çekilir ve kolej üzerinden kızılay'a yürümeye devam edilir. kolej-kızılay arasındaki yolda yürürken yerlere atılmış "evde banu" "arabada seray" kartları incelenir. devam edilir, ziya gökalp'teki türkü barlardan gelen gürültüden türkünün ne olduğu çözülmeye çalışılır. soysal pasajının önünden karşıya geçilir, karanfile doğru çıkılır, vs vs.....

  • 3.5 yildir yurt disinda yasiyorum. artik yakin akrabalar olmasa tatile bile gelmek istemiyorum. havaalanindan itibaren basliyor butun o gerginlik, stres. su an en buyuk korkum bir sey olur da geri donmek zorunda kalirsam. zaten yillardir cok farkli dusunup, farkli hissediyordum, kendimi toplumun bir parcasi olarak gormuyordum. bir de uzun sure uzak kalinca iyice koptu, gitti.

  • cogu kisinin kacirdigi nokta, odul teslim alinir, telsim eden sahneyi kazanana birakir ve odulu kazanan kisi konusmasini elinde odulu ile yapar. nihal hanim seyirciyi selamlayip odulu teslim almasi gerekirken dogrudan konuusmaya baslayip tamer karadagliyi arkasinda figuran bekci durumunda birakmistir.

    tamer karadagli gercekten oduluyle komusmasi icin vermis olmasa nihal hanimin tepkisine bu kadar hizli yanit veremezdi.

  • sen beni, benim haberim olmadan sigortala. yıllarca bir köşede benden habersiz dağ gibi borç biriksin. sonra haberim olmayan bir borç yüzünden vatandaşı olduğum ülkenin hastanelerine giremeyeyim. işte sosyal devlet, işte vatandaş sevgisi.

  • "hayat çok zordur; karşımıza bir sürü acı, hüsran ve imkansız vazifeler getirir. yarıştırıcı çareler olmadan hayatın üstesinden gelemeyiz. bu çarelere üç örnek sayabiliriz: acımızı hafifletecek güçlü saptırmalar, acımızı geçirecek ikame mutluluklar ve acıya karşı bizi duyarsızlaştıracak uyuşturucu maddeler. "

  • günaydın, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük saçmalığı. lan sen binlerce yıl evrim geçir en üst yaşam formuna dönüş ama hala yaşamak için çalışmak zorunda kal. hadi çalışmasını da geçtim, en azından metrobüse binmek zorunda olmasaydık arkadaş en azından buna insan gibi bi' çözüm bulsaydınız. yoksa binlerce yıl önce sabah uyanıp mağarasından tarlasına yürüyerek gidip buğday tohumu eken atalarımızdan ne farkımız var allah aşkına, aradaki en büyük fark yürüyerek değil de metrobüsle gitmemiz mi? yazıklar olsun. evet.