ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaşar kemal'in cenazesinde hiç başörtülü olmaması
-
yaşar kemal'in değil başörtülülerin eksikliğidir.
rusların sıcak denizlere inme isteği
-
- petro,olum buz gibi lan yemin ediyorum taşşaklarım boğazıma kadar çekildi bak, bademcik taşşak oldum
- alyoşka ne dedin sen?
- dondum diyorum mna koyim, soğuğun göbeğinde tutturdun denize girelim diye
- yok yok en son ne dedin?
- boğazıma çekildi?
- boğazlar alyoşka...tabi yaa...kurtulucaz olum bu çileden yürü sıcak denizlere iniyoruz
- öyle ha diyince inemeyiz usta bi plan lazım bize
- hmm truva matruşkası yapsak? kocaman bi bebek içine askerler doluşmuş hı?
- abi çok rica edicem denizden çıkıp konuşsak, bak buzul yüzüyo yanında penguen dalıp çıkıyo,sen farkında değilsin durumun ciddiyetinin
- içiçe geçen bebeklerin içinde koca bir ordu, kocaaa!
- abi çıkıyorum ben
- müthiş petro olarak anacak tarih beni! muhteşem petro! dahi petroooo!
- hah tam orda ince bi çizgi var abi,dahi'nin hemen orda
- amaaan petro,canııım petro artık sana sana muhtacım petroo diye şarkılar yapacaklar!
- hah,sanırım geçtin abi o çizgiyi. gel hadi gel havlunu tutuyorum bak.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
sene.. eski. 4-5 yaslarindayim.
arkadaslarim cikolatali gofret yiyor. ben yemezdim oyle seyler, bize almazdi bizimkiler. ulasamadigin seye bir zaman sonra sevkin de gidiyor.
cikolatalar, kekler, dondurmalar yiyor arkadaslarim. teklif de etmezlerdi paylasmayi, soramazdim da. oyle, onlar yerdi, ben de acikinca salcali ekmek almaya eve giderdim.
bir gun arkadasim gene cikolatali gofret yiyor, bana minik bir parca kopardi verdi. yemem falan dedim, ama verdi gene de. agzima bir attim...
arkadaslar, yemin ederim nerdeyse aglayacaktim. bir sey bu kadar mi guzel olabilir ya. bak hala o hissi yasiyorum. agzimda cennet vardi sanki ya. gozlerim doldu, damagimda dagildi.. yalandim kaldim, arkadasima dondugumde coktan bitirmisti. kabini yere atti cikolatanin, sonra annesi cagirdi gitti.
ben hemen kostum, arkadasin yere attigi cikolata kabini aldim. onu duz bir zemine koyup ellerimle guzelce utuledim. of yesyeni gibi bir cikolata kabim olmustu. yazilarini falan denk getirdim. bana bu kadar mutluluk veren bir seyin hatirasinin bu kadar kolay kaybolmasina izin veremezdim. guzelce katladim, arka cebime soktum.
ne zaman yeni pantolon giysem, annemden gizlice o pantolondan digerine aktariyordum. uzun sure bu boyle gecti. yanimda baya bi tasidim o cikolata kagidini.
bir gun annemle yuruyoruz, yerde bi kagit para buldum. anne para dedim. aldi annem, aklim paraya da yetmiyor ama yerimde kipir kipirim. paramiz var mk.
kekeleye korka, bakkalin ordan gecerken anneme anne bana cikolata alalim mi dedim. bakti yan soyle, olur dedi. bakkala girdik, ne istiyorsun diye sordu annem. hemen cebimden fisek gibi utulenmis cikolata kagidini cikardim, bundan dedim.
annem once bir sok oldu, ama aldi cikolatayi. ben o cikolatayi minik minik gunlerce yedim; agzima aci tadi geldiginde, bozuldugunda yarisi bile bitmemisti.
o cikolatanin utulu kagidi hala annemlerin evde bir sandigin icindedir, atmadilarsa...
antu.com
-
trabzon maçı görselinde şimdiye kadar hiç forma giyme şansı bulamamış oyunculara şans vermiş oluşum.
edit: haftanın en beğenilenlerine girmiş madem "bunun olayı nedir" diyenler için görseli de verelim:
http://s14.directupload.net/…es/111215/3soqucug.jpg
son edit: görsel de uçmuş gitmiş. anladığım kadarı ile bulma şansımız da yok. o halde yalnızca bu olayı hatırlayan efsane nesilin anlayacağı bir entry oldu bu.
counter 1.5 & 1.6 oyunu silinmiştir
-
peki hafızalardan da silebilecek misin, asla!
obama da bizi aldattı
-
erkek değil mi hepsi aynı bunların...
8/5 çalışmak vs 9/6 çalışmak
-
8-18 çalışarak iki sistemin de kötü yanlarından etkilendiğim çalışma şekilleri.
christopher nolan
-
muhtemelen hayalindeki james bond filmini asla yapamayacak büyük sinemacı.
nedeni şu;
james bond serisi ian fleming tarafından yazılmıştır, filmlerin yapıldığı ve dağıtıldığı stüdyo da mgm'dir.
ama james bond'un telif hakları broccoli ailesine aittir ve bu aile bugüne kadar yapılmış tüm bond işlerine dahil olmuşlardır.
kast seçiminden final cut'a kadar.
onların izin vermediği, onaylamadığı hiçbir hamle yapılamaz.
nolan'da pek çok ingiliz sinemacı gibi james bond hayranıdır çünkü bond büyük britanya için ulusal hazinedir.
bond işlerinde çalışan pek çok insan kraliyetten sir ünvanı almıştır... yarı ingiliz olmasına rağmen nolan kardeşlerin de düşü sir ünvanı almaktır muhtemelen.
fakat; nolan otör sinemacıdır.
syncropy isimli şirketi ile yaptığı filmlere kimsenin karışmasını istemez, warner bros şirketini bile bu yüzden bir kalemde sildi attı.
kendisine açık çek verip "gel bizde çalış kar bile etme" diyen sony, netflix, amazon gibi şirketlere de hayır dedi bu sebeple.
para nolan'ın umrunda değil çünkü kişisel serveti 1 milyar doları geçen bir kaç sanatçıdan biri kendisi.
eğer broccoli ailesi nolan'a bond teklifi ile giderse asla tam kontrol vermeyecekler.
nolan'da şu saatten sonra asla kontrolü başkası ile paylaşmaz.
bu tamamen kuvvetler ayrılığı olayı.
broccoli ailesi yüzyılın başında italya’nın calabria kentinden long ısland’a geliyor.
koyu yeşil, kalın saplı sebzeyi üretmek için iki italyan sebzesini, karnabaharı ve rapiniyi ilk kez çaprazlayatak yeni bir sebze üretiyorlar çünkü halktan farklı bir şey yemek ve elit olduklarını hissetmek istiyorlar...
ailenin atası giovanni broccoli sebzeye soyadlarını veriyorlar... işte size brokoli sebzesinin onlara göre hikayesi.
böyle büyük iki ego, kendilerinden hiç taviz vermeyecek... çok zor.
edit: kaynak
29 mart 2015 ayakkabı dünyası rezaleti
-
bundan sonra ayakkabı dünyasından ayakkabı almayacak olmama neden olmuş rezalettir. ayakkabılarımı simit dünyasından alacağım.
en enteresan uyku sayıklamaları
-
- a-si-ye söy-le-ba-ba-na-be-nim-a-dım-am-di-değ-il-ham-di...
enişte sayıklamış, halam anlatmıştı. dedem "h" özürlüdür. adamın nasıl uyuzuna gidiyormuş meğerse.
sokakta öpüşmek
-
ben bu olayı gecenin bi vakti, karadenizde bi askerlik şubesinin önünde yapmıştım. kapıdaki nöbetçi askerin de mal mal bizi kestiğini yaklaşık 30 sn süren öpüşme seansından sonra fark etmiştim.
ama o sıralar daha askere gitmemiştim tabi.
şayet askere gitmiş olsaydım, bu hareketi asla bir askerin önünde yapmazdım.
neden yapmazdım? çünkü orada nöbet tutan ben olsaydım mesela, vururdum o iki sevgiliyi de alınlarının çatlarından.
adamlar abazanlıkla dolu günler geçirirken nispet yapar gibi karşılarına geçip şapır şupur öpüşmek de nedir.
bu olay için hala kendime kızarım.
bizi vurmadığın için teşekkürler. özür dilerim asker kardeş. iyi nöbetler.
gerçi ne nöbetin kalmıştır ne de askerliğin. iyisin lan yavşak yedin koca askerliği.
1958'de erzurum'da verilen yapay zeka konferansı
-
1958 yılında cahit arf tarafından erzurum'da verilmiş hayli erken tarihli yapay zeka konulu konferanstir.
görsel
https://www.next4biz.com/…en-yapay-zeka-konferansi/
orijinal doküman: https://www.mbkaya.com/…-dusunebilir-mi-orjinal.pdf