hesabın var mı? giriş yap

  • oyuncu bir tv programında gülerek anlattı. "fatih terim döneminde sürekli oyundan ilk çıkan futbolcu oluyordum. dakikalar yetmişi gösterirken tabela kalkar ve oyundan çıkardım. bir maça başladık ve ilk yarıda iki gol attım, maç koptu. sahanın içinde okan buruk, suat kaya gibi oyuncularla ilk kim çıkacak muhabbetine başladık ve iddiaya girdik, oyundan ilk çıkan diğerlerine yemek ısmarlayacak yahut bir şeyler alacak... iki gol attığım için bu sefer ilk ben çıkmam diye düşünüyorum derken dakika yetmişe geliyor ve tabela kalkıyor, oyundan çıkıyorum. oyundan çıkarken okan-suat falan gülüyor, benim suratım bir karış. fatih hoca yüzümü görünce; oğlum niye trip yapıyorsun? diye sordu, hocam öbür maçları anladım da bu maçta iki gol attım erkenden çıkarmazsın sanıyordum, diye cevap verdim. fatih hoca; " evladım, suat işaret etti, hocam arif sakatlandı, ağrısı var dedi, ondan değiştirdim..." orada bile yemişler beni..."

  • 2002 dünya kupasından kısa bir süre sonra... marmara üniversitesi iletişim fakültesi'nde düzenlenen medya okur yazarlığı konferansına katıldı şenol güneş. üstelik davetli falan da değildi. davetlilerden biriyle telefonda konuşurken "aaa çok yakınlardayım, ben de geleyim" deyip gelmiş. konuklar arasında gazanfer bilge'den tutun da mehmet demirkol'a, yok yok. programda olmamasına karşın koskoca şenol güneş gelmiş diye ona da söz verdiler. salon inliyor. boru mu; adam türkiye'yi dünya üçüncüsü yapmış. kürsüye çıktı ve konuşmasına şöyle başladı:
    "bir konuşma hazırlayamadım kusura bakmayın. buraya gelmem tamamen tesadüf. gerçi burada bulunan spor basınının değerli temsilcilerine göre benim her yaptığım tesadüf..."

  • o esnada ilk göz göze gelindiğinde karşılıklı gülümsemek ise bazen çok şeyi unutturacak kadar mutlu eder insanı.
    bir şeyleri "nedensiz, niçinsiz, acabasız, sonrasız" yaşamak kadar huzur veren bir duygu yok, olamaz.

  • bir restaurantın lavabosunda ellerimi yıkıyorum. sabunun elimde köpürmesiyle burnuma hindistan cevizinin yoğun kokusu geliyor. sonra bir eve varıyorum. gecmişimde kalmış. bir daha adım atamayacağımı bildiğim. ona "her ellerimizi yıkadığımızda coco star gibi mi kokacağız" diye sitem etmem, burnumu sıkarken elinde kalan sabun kokusunu hissedişim. plazaların ışıklari arasında parlayan sarı ışıklı odalarımız, huzur, birlikte uykuya daldığımız zamanlar, yediğimiz yemekler, mutluluk... kafamı kaldırıyorum aynada kendimle göz göze geliyorum. koku hafızası öyle bir şeydi ki sadece 3 saniyede içinde bulunduğum yerden beni geçmişe taşıyıp bir sürü unuttuğum anıyı ortaya çıkardı. hemen ardından da güzel bir rüyadan dürterek uyandırır gibi şimdiki zamanın tam ortasına fırlattı.

  • iletişim fakültelerinde örnek vaka olarak okutulabilecek kurumsal iletişim kazası. müşteriye "yalancısın sen" demeler, müşterinin karısına yazdığı özel mesajı twitter'dan herkese duyurmalar ve defalarca üste çıktıktan sonra "neyse özrünü dilersin bir ara" diye son sözü söylemeler.

    http://i.imgur.com/ehgmpqk.png

    memleketin yeni zaman girişimcisi bile otogardaki biletçiden öte gidemiyor müşteri ilişkileri konusunda, adamın bir "çıkışa gel delikanlıysan" demediği kalmış resmen.

    ha ben hiç şaşırmadım, en son burayı kullandığımda çiçek gönderilen kişiye çiçeğin faturasını da göndermişlerdi ve kendi hataları olduğunu kanıtlamama rağmen ne özür dilemişler ne de neden kızdığımı anlamışlardı. başlarındaki adamdan belliymiş meğer, keşke o zaman bileydim de yarım günümü noşa harcamayaydım bunların müşteri hizmetlerine laf anlatmakla

  • bunun tam tersi müslümanlara yönelik olsa, mesela bir ateist muhabir elinde mikrofon fatih'te cuma çıkışı cami avlusunda takkeli, cübbeli ne kadar müslüman varsa aralarından geçerek işte böyle" allah diye bir yaratıcıya inanıyorlar, inandıkları her şey yalan, ortaçağda yaşıyorlar" gibi ifadelerde bulunsa oradan canlı kurtulması büyük mucize olur, kurtulsa bile çoktan ışid'in hedefine girer. bu arkadaş ise iş çıkışı evine gidip ayaklarını rahatça uzatıp günün geri kalanını keyifle geçirebilir, rahatsız edeni çıkmaz, en fazla gülüp geçerler, ufak 1-2 eleştiri en fazla o kadar. yani ifade özgürlüğü tamam ama, kutsala saygı muhabbeti işin içine girdiği zaman dindar olmayan kesim için ifade özgürlüğü sakat iş. dünyanın neresinde olursan ol öyle.

    tanım: ay ışığında şeytanla raks eden gençlerdir.

  • got kadar evlerimiz oldugundan mutevellit ozguvenle ilgisi olmayan gudu.

    su asagilik kompleksinden vazgecin bi olom. ulan bir nesil oncesinin odasi bile olmazdi da dösegi orta yere sermez miydi bu ozguvensiz dediginiz millet.

    bi haltı da "bilmem kim soyle yapiyo, biz boyle. o zaman bizde bi bozukluk var" diye yorumlamayin be ya.

    ayrica yatagi ortaya koyunca haliyi gotumuze mi sokacaz afedersin.

    edit. edep.

  • yazık değil mi o hayvana ? hayvanı katletmişsin, sonrada gelip utanmadan başlık açmışsın, birde bunu başarı telakki ediyorsun. gibi şeyler söyleyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.iyi olmuş öldürdüğün.

  • normal sezon bugün itibariyle tamamlandı ve haftaya cumartesi wild card turu başlayacak. bu entryde wild card yapan takımlardan bahsedeceğim.

    new england patriots: son şampiyon sezona fikstür avantajının da etkisiyle 8de 8 yaparak başlamıştı. ancak son hafta evinde dolphins'e kaybederek wild carda kaldılar. 2009'dan sonra ilk kez wild card oynayacaklar. titans onları bu turda pek zorlayamaz ama patriots superbowl yapar mı emin değilim bu sene.

    tenessee titans: daha önceki 3 sezonda olduğu gibi titans bu sezonu da 9-7 bitirdi ve 2017'de olduğu gibi playoff oynamaya hak kazandı. bana göre bu takımın maksimumu da bu. oyunculuğu döneminde patriots'la 3 şampiyonluk yaşayan koç mike vrabel ve 5. haftdan itibaren mariota'nın yerini alan ryan tannehill ilk playoff maçlarına çıkacak ve altışar yüzüğü bulunan belichick brady ikilisine karşı işleri çok zor.

    buffalo bills: bills ligin en iyi savunma yapan takımlarından biri ancak hücumda josh allen'in iyi performansına rağmen kısıtlılar. bu da onları bahis siteleri nezdinde superbowl'u kazanma olasılığı en düşük takım yapıyor. houston karşısında favori değiller ancak kazanmaları da çok büyük sürpriz olmaz.

    houston texans: texans da rakibinin tersine savunmada kötü hücumda iyi. bana göre tam bir normal sezonu takımı. bills maçı çetin geçecektir.

    philadelphia eagles: eaglew rams'den kötü dereceye sahip olmasına rağmen nfc east birincisi olarak playoff yaptı. bu sene gerçekten çok inişli çıkışlı ve sakatlık sorunlarıyla geçti, buna rağmen son 4 maçı kazandılar. sürekli sakatlık sorunu yaşayan qb carston wentz ironik şekilde şu anda takımdaki yıldızlardan tek sağlıklı olanı. bu kadar sakatlık sıkıntısı olmasaydı koç doug peterson şapkadan tavşan çıkarır derdim ama bu şartlarda seahawks'ı geçmeleri çok zor.

    seattle seahawks: seahawks için olumlu şeyler; deplasmandaki 7-1lik dereceleri ve russel wilson'un mvp standartlarında bir sezon geçirmesi. kolu kanadı kırık eagles'ı geçerler ama sonrası zor gözüküyor.

    minnesota vikings: kirk cousins belki de istikrarsızlığın tanımı. haftaya pazar iyi cousins'ı mı kötü cousins'ı mı izleyeceğiz büyük muamma. bu sene vikings deplasmanlarda kazanma derecesine sahip hiçbir takımı yenemedi. ayrıca son playoff deplasman galibiyetini 2004'de aldı. iyi bir sezon geçiren dalvin cook büyük ihtimal pazar günü sahada olacak ama superdome'da saints'ı yenmeleri için sıradışı şeyler olması gerekiyor.

    new orleans saints: saints, izlemekten en keyif aldığım takımlardan biri. sezon başında başparmağından ameliyat olan drew brees çok formda. micheal thomas da aynı şekilde. geçen sene verilmeyen passing interference kararıyla superbowl yapamamışlardı. bu sene her ne kadar superbowl yolları çok engebeli olsa da başaracaklarını düşünüyorum. wild cardda vikings'i geçmeleri çok olası.