ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tenisçi dirseği
-
el bileğini geriye çeken kaslar (bkz: extensor)
dirsekte üst kol kemiğinin (bkz: humerus) alt dış kısmına yapışır(bkz: lateral epikondil). bu kasların fazla gerilmesi sonucu bu bölgede yırtiklar,dejenerasyon ve iltihap (bkz: inflamasyon) olur. anlık bir zorlama ya da zorlu bir antrenman sonrası olur. kişi inat edip o dirsekle söz konusu zorlayıcı extensiyona devam ederse inflamasyon ilerler. dirsekte lateral epikondil denen yerden başlayıp el bileğine doğru yayılan ağrı olur. bu ağrı çaydanlık kaldırma ,kapı kulbu çevirme gibi durumlarda ı artar. antiinflamatuar ilaçlar, soğuk ve istirahat dışında bant ve dirsekliklerle tedavi edilir. bu bantlar spor sırasında,doktorun dediği yere takılır,kafaya göre bir yere takılmaz. amacı bu kaslar extensiyon yaptığında o yapışma yerine binen yükü azaltmaktır. inatçı vakalarda şok dalga terapisi, prp gibi alternatif tedaviler denenmektedir. son çare de cerrahi işte.
en çok temizlikçiler ,marangozlar ve tamirat filan yapmaya çalışan yaşlı adamların başına gelir. ha bi de tenisçiler ve golfçülerin.
mobil tarife ücretlerinin iyice çığrından çıkması
-
her ekonomik tartışmada fiyatı dövize çevirip ucuz diyenler hem sınırdışı edilsin hem de pasaportları iptal edilsin.
istanbul'da yaşayan afgan sığınmacının resimleri
-
kıyamam ya nasıl da boynu bükük savaş mağduru...ülkesinde barış olsa toprağını terk edip bize sığınır mıydı bu masum yavrucak:(
bir kadının tehlikeli olduğunu gösteren detaylar
-
periscope‘u açık bırakıyorsa banko tehlikelidir.
twitter'daki cüneyt özdemir ahmet şık tartışması
-
cüneyt özdemir’in ahmet şık’a laf söyleyebilmesi haddine değil. önünü ilikleyip saygı duruşunda bulunmalı.
ahmet şık gibi bir adama para ağır basıyor demek ciddi anlamda saçmalamaktır. hele hele trol demek için kafayı sıyırmış olmak gerek.
mevcut düzene mafyalaşmış devlet diyebilme cesaretini göstermiş, mahkemede tutuklanırken bu ülkeye hesap vereceksiniz diye iktidara bas bas bağırmış, aylarca içerde yatmış birisi ahmet şık. korkmadan cesaretle mafyalaşmış siyasete kafa tutmuş, hukuksuz faşizan sisteme boyun eğmemiş, mecliste de takır takır ağzına geleni söylemiş cesur bir siyasetçi.
cüneyt’in ahmet şık’a laf söylemesi için kırk fırın ekmek yemesi lazım. sonra da abdest alıp takım elbise giyip kapıda sıranın kendisine gelmesini beklemesi lazım.
annelerin gezi parkı eylemi hakkında yorumları
-
31.05.2013 cuma : gitme oğlum ne işin var eylemde, ya bir şey olursa, hakkımı helal etmem bak
01.06.2013 cumartesi: dün gittin yeter işte,daha yeni geldin eve, her gün her gün ne işin var, anarşist misin sen?
02.06.2013 pazar: tamam git ama polise bulaşma. taksime git, orada kavga gürültü yok
03.06.2013 pazartesi : nasıldı dün? işten sonra gidicek misin yine?
04.06.2013 salı : akşam sen taksimdeyken biz de burada dışarıdaydık. görmeliydin ortalığı, gurur duyuyorum hepinizle. nebahat teyzenler bile vardı.
05.06.2013 çarşamba : bugün tüm öğretmen arkadaşlar işe gitmiyoruz, taksime gideceğiz. akşam gelince ara beni
ara güler
-
"bu şehir niye benim şehrimdir bilir misin? vatan millet sakarya için değil! aşklarımı burada yaşamışımdır, filan köşede işemişimdir, şurada dayak yemişimdir, orada bir herifi dövmüşümdür. istanbul'da geçmişim vardır, duvarlara benim kokum sinmiştir. işte bunun adına 'vatan' denir, anladın mı?"
süleyman seba
-
ıstanbul'a 1990ların sonunda gelmiş idim. sanırdım ki sokaklarda her gün bir ünlü ile karşılaşacağım.
karşılaşmadım.
ta ki 98'in yazında namlı kebap'ta mezelerin önünde tabağı tepeleme doldururken arkamda sabırla bekleyen adamı fark edene dek.
artık nasıl doldurduysam dakikalar sonra yerime yönelecek iken arkamdaki amca "evladım bir zeytinyağlı dolma eksik kaldı, ağlamasın sonra onu da al" dedi gülümseyerek.
bir döndüm ki seba başkan.
uyyy
ne diyeceğimi bilemedim. nasıl hitap edeceğimi... bir de heyecan bastı.
"başkanım, onu da 2. sortide alırım, bu maç öncesi ısınma, antrenman." deyiverdim.
gülüştük..
yerime oturdum. rakı geldi. doldurdum kadehi ve masasına gidip, şerefine kadeh kaldırdım. o da kaldırdı. gene gülümsedi.
sarılıp bir de elini öpeydim keşke..
bu büyük adam benim gençlik fobim beşiktaş'ın efsane başkanı idi. ne gariptir ki ergenliğimi bana zindan eden o takımın o başkanına karşı hissettiğim yegane duygu hürmet ve de saygı idi.
beşiktaş'a gıpta etmemin ve beşiktaş'ı bi parça kıskanmamın belki de tek sebebiydi.
ne metin'leri, ne ali ne de feyyaz'ları.
sadece seba'larıydı. büyük başkanları süleyman seba'larıydı.
nur içinde yat büyük başkan. huzur içinde uyu büyük insan...
seni hepimiz çok sevdik...
türkiye'de milli gelirin 19 bin dolar olması
-
ahmet davutoğlunun son açıklaması.
http://www.aa.com.tr/…gelirimiz-19-bin-dolari-gecti
dindar olacaz diye türkiye'de matematik bilimini bitirdiler.
debe sonrası edit: türkiye dünyada 17. sıradaydı, 2014'te 19. sıraya düştüğü mart ayında ortaya çıkacak. seçim öncesi algı çalışmasıdır bu açıklamalar, g20'den düşsek bile dünya liderliğine oynadığımızı düşünen nefsine köle olmuş halkımız oldukça daha çok böyle açıklama duyarız.
akademisyenlere yabancı dil zorbalığı
-
yds’den mi kaldın çen. vasıfsız çeni. çalışmak koyuyor di mi lan? alışmışsın var yemeye çalışmak gerekince tutuşuyorsun. adım gibi eminim torpili vs ayarladın barajı geçemedin diye ‘hakeden’ birisini alacaklar ona tutuluyorsun.