hesabın var mı? giriş yap

  • içinde yarım kilo peynir, 250 gram şarküteri ürünü bulunan sandeviç.

    avrupa ile aramızdaki alım farkını özetlemektedir:
    https://www.youtube.com/watch?v=zswrwwb3iyk

    italya'daki peynir, et ve domatesin kalitesine değinmiyorum bile.

    edit:

    italya'da asgari ücret diye bir şey yokmuş, ama desek ki 1000 euro, ki bu meblağın altına çalışan yoktur heralde;

    1000 euro maaş alan bir italyan bu sandeviçten ayda 200 adet alabilir.

    türkiye'de asgari ücret 1400 tl. bu sandeviçin muadilinin türkiye'de 20 tl'ye satılacağını düşünsek (ki mümkün değil, sırf içindeki peynir 20 tl eder) asgari ücret alan bir kişi bu sandeviçten ayda 70 adet alabilir.

    italya'nın 5 eurosu ile türkiye'nin 5 tl'si aynı değil elbette güzel arkadaşım, ancak oradaki bir birim para burada da bir birim para. biz o birime ne alabiliyoruz adamlar ne alabiliyor mesele bu.

  • erdoğan'ın dudaklarından dökülen ve son yılların en büyük gaflarından biri olan "iktidar olunca o parayı sizden söke söke alırlar" lafına karşılık harikulade bir açıklama. zaten kılıçdaroğlu son zamanlarda elini iyice yükseltti. erdoğan her geçen gün küçülüp sesi iyiden iyiye sinek vızıltısına dönerken muhalefet daha da güçlü kükremeye başladı. devam.

  • malum sorunun tespiti adına, türk insanının zihnindeki önyargıları da açıkça ortaya sermiştir.

    bugün sabah iş yerine gelirken metroda ve yolda yürürken on iki (çalışan değil) kişiye gülümseyerek "günaydın" dedim, bir kişi karşılık verdi. sonra aklıma bir fikir geldi ve yedi kişiye de "good morning" dedim tamamen aynı yüz ifadesiyle, yedisi de "good morning" diye karşılık verdi gülümseyerek. bizim hoşgörüsüzlüğümüz kendimize.

  • üniversitede bir kız arkadaş vardı, o da "ben kurban eti yiyemiyorum, kokuyor" dediğinde bu örgütten olduğunu düşünmüştüm. kurban bayramından 6 7 ay sonra bu dediği aklıma geldi, okula dönerken evde kalan etlerden yarım kilo aldım. kızı yemeğe davet ettim, markete gittik yarım kilo et aldık. ben eve geçip etleri değiştirdim, akşam yemeğe geldiğinde eti yiyemedi. çok ciddiyim eti yiyemedi, kokuyor dedi.

    nasıl oluyor bilmiyorum ama anlıyorlar amk, terör örgütüne girince eğitim mi veriliyor noluyor bilmiyorum ama anlıyorlar.

  • şurada rastladığım olay.

    özetle, sınıf annesi, sevda öğretmene öğretmenler günü için sınıfça pahalı bir markanın montunu aldırır. ali kaan adlı çocuğun velisi inci hanım hediyeye katılmaz. çalıştığı yerden izin alamadığı için sınıfta yapılan öğretmenler günü kutlamasına da gelemez. öğretmen whatsapptan veliye "çıkarttığınız problemden dolayı üzgünüm" şeklinde mesaj atar. ardından, önceden hiçbir problem yaşamamış çocuğun "uyumsuz ve arkadaşlarına kötü örnek olduğu" gerekçesiyle sınıfının değiştirilmesine karar verilir.

    görsel

  • aralarında iran ajanlarının olduğunu düşünüyorum amaç türkiyeyi taraf olmaya zorlamak ve zor durumda bırakmak. bu gece bu eyleme katılan her bir kişi tespit edilip güvenlik soruşturmasından geçirilmelidir.

  • hiç dikkat ettiniz mi? kötü insanların arada yapmış olduklar iyilikler unutulmaz ve "hep kötülük de yapabilirdi, bak iyi tarafları da varmış" denilirken salt iyi gelmiş iyi giden insan için "kötü biri olmayı da seçebilirdi" diye bir şey denilmez.

    o sadece iyidir, odur onun vasfı.

    iyi bir adam olur, efendi olur ama eş bulamaz. beğenilmez. beğenilse bile aldatılır. keza aynısı kadın için de geçerlidir. iyi bir kadındır, eştir ama aldatılır ihanete uğrar. iyi olmak yetmez bir yerde çünkü.

    iyi birisi öldüğünde de "çok iyiydi" denilir geçilir ama bu kadardır. iyi olmak dünyanın ayarlarında varsayılan olarak atandığı için insanlar iyi değil de, kötü olduklarında fark edilirler. ve yine iyinin iyiliği zaten olması gerekenken, kötünün iyiliğine şükredilir.

    hiçkimse iyi bir insan için "kötü biri olmayı da seçebilirdi ama seçmedi o hep iyi oldu" demez ama kötü bir insan buğday tanesi kadar iyilik yapsa, o iyilik yıllarca konuşulur ve dahası "özünde hep iyi birisi olduğu inancı" ile daha çok bağlanılır.

    iyi insanın bir kez yaptığı kötülük, kötü birinin yaptığı bir iyilikle kıyaslanınca, kötü kazanır...

    belki buna daha somut örnekler verebiliriz. örneğin bülent ecevit mütevazı kişiliğiyle bilinirdi. malda parada pulda gözü yoktu. bir tane toros arabasıyla gider gelirdi meclise. ne oldu? arasıra bu özelliğiyle hatırlanır olsa da iyi birisi olması pek de fayda getirmedi ona. belki onyıllar sonra tarih kitaplarında iki satır söz edilecektir hakkında.

    oysa bir de sert görünümlü otoriter siyasetçilere bakalım. zihindeki yerleri kötüdür ama iyi bir şey yaptıklarında da "aslında özünde iyi" görüşüne iter insanları. öyle ki, insanlar, "bir gün beklemeye değecek kadar çok büyük bir iyilikleri dokunacak" beklentisiyle yaşarlar ömürlerini.

    evet, görüldüğü gibi iyi olmak çok da iyi bir şey değil. iyi olun ama beklentiniz olmasın...

    tanım: gerçek.

    edit: yazar burada kendi iyiliğinden ve takdir görülmesinden bahsetmeyip başlıbaşına "iyi olmak" kavramını ele almıştır.

    iyilik pragmatik beklentiler için yapılmaz. iyilik; tüm din kitaplarında, toplumsal normlarda, gelenek-göreneklerde insanlığın edinmesi gereken doğru bir vasfı olarak öğretilir. bu vasfa sahip olunduğunda da bu kadar kötülerin olduğu bir dünyada iyi olmak, iyi kalmak bir meziyettir ve bunu uygulayabilen kişiler aslında takdir görmelilerken böyle bir takdir yoktur. yani kimse yüceltmez iyi olan kişiyi ama sözkonusu kötü kişi olduğunda, o din kitaplarındakilerin, toplumsal normların, inanışların, adetlerin vaadettiklerinin tamamen tersinde ve üstelik büyük bir adaletsizlikle ödüllendirme sözkonusudur. bunu eleştiriyorum.

    ve iyi birisi nedir? iyi birisi, kötü olabilme iradesi varken bu iradeyi kötü olmamak için kullanan kişidir.

    edit: iyi olmaktan dolayı bir ödül beklemek değil, iyinin iyiliğinin sonuçlarıyla, kötünün iyiliğin sonuçları arasında adil davranılmamasıdır buradaki mesele.

    edit: okuduğumuzu anlıyor muyuz?

    iyi olmamak lazım, iyilikten hayır gelmiyor demiyorum. aksine iyi olunmalıdır. evren iyiler sayesinde ayaktadır. burada eleştirdiğim durum kötülere kazandırılması. kötü birinin bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi gibi yaptığı bir iyilik o kişinin tüm kötülüklerini örtmekle birlikte yüceltir. ben bunu vurguluyorum.

    kötü biri yüceltilmediği sürece iyi olmaya hiçbir ödül beklemiyorum.

    editler yetmeyince yeni bir entry yazmak farz oldu(bkz: #70243788)

  • ekleme: şaka gibi ama rapora göre pilot gerçekten iniş takımlarını açmayı unutmuş. çok ciddiyim, insana uçak emanet edilmemeli. yıl olmuş 2020, iki insan bir sebepten en unutulmayacak şey olan iniş takımını açmayı unutuyor diye 100 kişi ölüyor. fıkra gibi. şehir içinde hızlı gidip, durağa dalan otobüs şoföründen farkı olmayan insanlar bunlar.
    ---
    eldeki bulgular:

    1. piste yaklaşma esnasında çok yüksek irtifadaymış, atc 3 kere uyardığı halde özetle sorun olmaz demiş, irtifanın bu kazaya bir etkisi var mı bilinmiyor ama yorumlar pilotun kendini soktuğu bu fazlaca dik alçalma stresi nedeniyle bazı prosedürlerin atlanmış, uyarıların farkedilmemiş olabileceği yorumları var.

    2. 3400 metrelik piste iniş takımları kapalı şekilde gövde üzeri iniş yapıyor, pistin 1350. metresinde başlayan motor sürtme izleri 2900. metreye kadar -aralıklı olarak- devam ediyor.

    3. pistin sonunda tekrar havalanıyor, tekrar iniş için rota ve irtifa alıyor ama söylenen irtifaya çıkamıyor, olduğu irtifada kalmak istiyor. atc ona da onay veriyor ama o irtifada da kalamayarak alçalmaya devam ediyor. (kendisine verilen yüksekliğe çıkamadığı anı motorların durduğu veya güçten düştüğü an olarak varsayabiliriz şimdilik.)

    4. bu esnada uçağın fotoğrafları çekiliyor, gövde üzeri iniş nedeniyle sadece motorlarının altında karaltı ve iz var.

    5. daha sonra sola dönüş yapınca atc tekrar soruyor rotadan çıktığı için, pilot da motorları kaybettik diyor ve atc gövde üzeri iniş mi yapacaksınız diye soruyor, pilot cevap vermiyor.

    6. uçak düşmeden hemen önce pilot emercensi deklare ediyor. (pilot declares emergency yazsam daha kolay anlaşılırdı.)

    7. uçağın iniş takımları açık şekilde piste yaklaşırken düşüşü bir güvenlik kamerası tarafından kaydediliyor.

    ekleme: 8. bütün bu süreç boyunca uçağın hızı iniş anı dahil olmak üzere yaklaşma ve iniş için belirlenen limitlerin üstündeymiş.

    ekleme2: 9. pakistan'ın sivil havacılıktan sorumlu bakanının açıklamasına göre uçak iniş öncesi kuleye iniş takımlarıyla ilgili hiçbir sorun bildirmemiş.

    bütün bu verilerden pilot ilk iniş denemesinde iniş takımlarını açmayı unutmuş olabilir mi dedim, 'yok artık!' demeyin, olmamış değil. (daha ilginci, 4 şubat 1986'da yine pakistan havayolları'nın bir başka pilotu iniş takımlarını açmayı unutup gövde üzeri iniş yapmış.)

    ama tabii ki unutmamış, çünkü telsiz konuşmaları esnasında iniş takımlarının açılmaya çalışıldığı ama bir sebepten açılmadığı durumlarda gelen (gear unsafe) uyarı sesi geliyor, burada incelenmiş.

    ekleme: uçağın hızı eğer iniş esnasındaki konfigürasyonlara göre belirlenen limitlerin üzerinde olursa da aynı/çok benzer bir uyarı sesi varmış. uçağın iniş süreci boyunca sürekli belirlenen limitlerin üzerinde kaldığını da hesaba katarsak, bu sesin sadece yüksek hız uyarısı veya yüksek hız uyarısı + iniş takımı açılmadı uyarısı olması ihtimalleri var ama daha azı yok anladığım kadarıyla. o yüzden iniş takımlarının hiç açılmamış olması ihtimali güncelliğini koruyor. ben her durumda iniş takımlarını açtı ama bir sebepten açılmadı ve uyarı geldi diye yorumlamıştım, aşağıdaki üç paragrafı o çerçevede yazmıştım. uyarı sadece hız nedeniyle geldiyse, iniş takımlarının açılması gerçekten tamamen unutulmuş olabilir.

    bu uyarı bu olayda bir arıza nedeniyle iniş takımları açılmadığı anlamındaysa, iniş takım kolunu tekrar kapalı pozisyona getirip, 2 dakika bekleyip, tekrar açıp, yine açılmaması durumunda da manuel olarak kol yardımıyla iniş takımlarının açılması gerekiyor. yani bu uyarıyı alan bir pilotun piste inmeden önce havada en az 2 dakika daha beklemesi gerekiyor. (airbus a320 anomali el kitabı 8. bölüm, 9. başlık, sayfa 70)

    bu olayda ise bu ses iniş gerçekleşmeden hemen önce duyuluyor. neredeyse piste inmeden saniyeler önce diyebilirim çünkü bu sesin duyulduğu iletişimden tam 14 saniye sonra pilot 'going around' (inişi iptal etme) anonsu yapıyor. yani inmiş, motorları sürtmüş, vazgeçmiş, kalkmış, anons etmiş 14 saniye içinde.

    ayrıca bundan önceki konuşmalarda bu uyarı sesi yok. muhtemelen çok son saniyede iniş takımlarını açtı(açmaya çalıştı), normalde piste yaklaşık 6 mil kaldığında iniş takımları açılırmış.

    pilotun ilk iniş denemesi öncesi gövde üzeri iniş için kuleye bilgi geçtiği gibi bir veri de yok (ek: pilot iniş takımlarında bir sorun olduğuna dair herhangi bir bildirimde bulunmamış) ancak zaten gövde üzerine inişlerde iniş öncesi motorların tamamen kapatılması gerekiyor prosedür gereği ve pilot bu tercihte bulunmuş olsaydı inişten vazgeçebileceği bir motor gücü olmayacaktı. buradan da anlıyoruz ki pilot aslında bir gövde üzeri iniş prosedürü gerçekleştirmiyor. (airbus a320 anomali el kitabı 8. bölüm, 5. başlık, sayfa 68-69)

    özetle benim düşüncem şu, ilk iniş denemesinde iniş takımları (aksaklık veya unutkanlık) bir sebepten açılmadı, bunu farketmeyerek iniş takımları açılmış gibi normal iniş yaptılar, motorlar piste sürtünce kararsız kalmış olmalılar bir süre çünkü 1550 metre sürtünme izi var pistte. sonra baktılar pistten çıkacaklar, inişten vazgeçtiler, tekrar havalandılar, bu sefer iniş takımlarını açtılar ama motorlar sürtünme nedeniyle hasar görmüştü ve daha fazla dayanamadı. süzülerek havalimanına ulaşmaya çalıştılar ama olmadı.

    entry içinde bulunan linkler dışındaki kaynaklarım:
    https://en.wikipedia.org/…onal_airlines_flight_8303
    https://www.flightradar24.com/…rashes-near-karachi/
    https://news.sky.com/…ring-landing-attempt-11994336