hesabın var mı? giriş yap

  • hayatımın en eski hayal kırıklığıdır. halbuki şartlar o kadar hazır ki şu işlemin 100 olması için, matematik bu güzelliğe engel oluyor.

    yıllardır bu iki sayının toplamının 110 olduğunu kabullenemedim. bir şeyler yapılabilmeliydi. bugün itibariyle bu konuda ülkedeki en yetkili kurum olan tübitak'a başvurumu gerçekleştirdim. dosyamın iki ayrı heyetçe incelendiğini, ancak iki heyetin de aynı sonuca ulaştığını söylediler.
    araya adam koyalım dedim, benim dosyayı yeniden gönderelim, direnelim dedim. dosyayı geri gönderdi içerideki torpilim, yapılacak her şeyi yaptığını, sonucun olumsuz olduğunu söyledi.

    bu konuda tüm yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım. bireysel başvurudan aihm'ye kadar yolum var. uzun sürer mahkeme kapılarında sürünürsün dediler. vazgeçmeyelim arkadaşlar. eğer sonuç olumlu olmazsa bütün yollar sivil itaatsizliğe çıkıyor. korkmayalım, küsüratı reddedelim.

  • türk insanının özeti olan cümledir. diplomaside de bakkaldan sigara alırken de işler. dükkana girerken selam verir, çıkarken hayırlı işler dersin adam yüzüne bakmaz ama önüne parayı atıp "bi muratti versene" dediğinde buyur abi olur.

    nezaketin zayıflık olarak algılandığı bir topluma kaba ve sert davranmak lazım. trump da bunu çözmüş.

  • olaya katılan tüm polislerin görevden ihraçları şarttır. bu tarz olaylar mağdurlarda haklı olarak uzun süren yaralar açmaktadır.

    malum parti ilçe başkanlarının 13 yaşındaki veletlerinin elini eteğini öpecek olan köpekler, milletin kendilerine sunduğu üniformayla millete artistlik yapamazlar.

  • araştırma görevlisi olduğu andan itibaren;

    a) danışman hocasının kadrolu kölesidir. bina içi, binalar arası hatta kampüs dışı, araştırma görevlisi oluşuyla ilgili/ilgisiz her tür ayak işine koşturmakla mükelleftir.

    b) tez izleme komitesindeki diğer hocaların da emir eridir. danışman hocasının yüklediği kadar olmasa da, onların "rica ettiği" her tür işi seve isteye yapmak, sağa sola gitmek zorundadır.

    c) bölümdeki diğer hocalar da denk getirebildikleri anlarda ona iş yüklemekte beis görmeyeceklerdir. zira ülkedeki en güçlü dokunulmazlık profesörlere verilmiştir ve zavallı genç akademisyenimizin tüm kariyeri bu hocaların çoğunluğunu oluşturacağı veya etki altına alacağı jürilere bağlıdır.

    d) hocalar genelde bilirkişilik, ödenekli projeler, danışmanlıklar gibi, asli görevleri olan eğitim/öğretimden çok daha mühim(!) işler peşinde olduklarından, derslere girmekte pek de istekli olmayacaklar ve araştırma görevlimize "hadi sen gir de bugün bir uygulama yapın" falan diyeceklerdir. sınav zamanları gelince de hocalar sınıfa, amfiye 5-10 dakika uğrar, kalan 1 hatta bazen 2 saat boyunca ise araştırma görevlileri ayakta sınavı takip ederler.

    ezcümle; akademik hayatında, iç mekan - dış mekan ayrımı olmaksızın, yaya olarak en fazla kilometreyi araştırma görevlisi olduğu süre boyunca kat edeceği, en çok ayakta kalacağı süre de bu döneme denk geleceği için dayanıklı ve rahat bir ayakkabı seçmek zorundadırlar.

    ne yapaydı? makosen mi giyeydi?

  • "ispanya. bize yakın bir kültür. sıcakkanlılar. yolda adres dahi sorsanız, sizinle ilgilenir, yardım ederler. bunu diğer avrupa ülkelerinde bulamayabilirsiniz. ispanya’da kendinizi, evinizdeki gibi güvende hissedersiniz. "

    bu abla burda adres sorsun, ben de o tarafa gidiyorum yürüyelim dersen kezban gibi trip atar ama elin ispanyol'u yapınca kendini evinde gibi hisseder.

  • bir kız olarak konuşuyorum, bırakın bu işleri.
    şimdi siz en güzel taktiği alıp hatasız uygulasanız bile, o gün kızın pms'sine mi denk geldiniz mesela, yalan olur o taktik.

    - gözlerin bir içim su...
    - dudaklarım çirkin mi yani, bunu mu demek istiyorsun, ühürümühürü...

    tam kızı yalnız yakaladın, vereceksin romantizmi. ister misin kız o gün o şıllık selin'le kavga etmiş ve içindeki yelloz kezban hortlamış olsun?

    - gözlerin bir içim su...
    - o şırfıntının gözünü gözünü oyarım ben!

    ya da sevgilisinden yeni ayrılmıştır, erkeklere öfke doludur...

    - gözlerin bir içim su...
    - skerim gözünü, hepiniz aynısınız, vermiyorum lan!

    siz bırakın bu taktikleri. gelişine takılın. denk geleceği varsa gelsin.

    - naber?
    - iyidir senden?
    - benden de iyidir. n'apıyosun akşam?
    - hiiç.
    - gelsene.
    - olur.

    oluyor.

  • üniversitedeyken arkadaş grubumla bizim eve gelmiştik bi gece kalmaya. işte ertesi gün dolaştık kendi okul şehrimize döndük falan. orada annem demişti oğlum gelen kız arkadaşın mı diye. yok anne demiştim normal kaç yıllık arkadaşım falan aramızda olmaz öyle şey. aman oğlum o kız senden hoşlanıyor bakışından bile belli sen anlamazsın demişti. yok anne saçmalama falan diyerek konuyu kapatmıştım ama bu bende yer etmişti tabii. daha sonra uygun bi anda ben buna yürümüştüm anamdan aldığım gazla da* kız altı ay dalga geçti benle yokmuş öyle bir şey. yaktıydın beni ana sen anlamazsın diye diye :(