hesabın var mı? giriş yap

  • ilk shrek'ten sonra sahnelerini tekrar tekrar sarıp izlediğim ilk animasyon. shrek zamanında esprilere ve o zaman için muhteşem olan gerçekçiliğinden tekrar tekrar izlemiştim. bu sefer de aynı şekilde ama teknik yönü daha ağır basıyor. ciddi anlamda bazı sahneleri tekrar tekrar izliyorsunuz çünkü eldeki standart lego parçalarından nasıl görsel öğeler yaratılır bunun dersini vermişler adamlar.

  • psoas; fiziksel stabiliteyi sağlayan en temel kas grubudur.

    bacaklarla bel kemiğini bağlayan psoas kasının; hareket, denge, eklem fonksiyonları, esneklik ve daha birçok bedensel özelliği etkilemekte, bedeni dik ve hareket eder bir şekilde tutmakta, esnetildiğinde vücuttaki gerilimin azaltılmasını sağlarken vücudun psikolojik durumunu da iyileştirmekte olduğu söylenir.

    kalça kemiğinin yanı sıra diyaframa da bağlanır. nefes alıp verme sırasında harekete geçen diyafram kası aynı zamanda korku ve anksiyeteyle ilişkili birçok fiziksel semptomun yer aldığı bir bölge olduğundan yaşamsal dürtülerin yer aldığı en temel beyinsel fonksiyonları yöneten “alt beyin” ile doğrudan ilişkili olduğu düşünülür.

    psoas kasları, neredeyse doğduğumuz günden itibaren gergin ve kasılmış bir halde bulunmaktadır. dar kıyafetler, duruş bozukluklarına neden olan sandalyeler veya ayakkabılar gibi günlük hayattaki birçok unsur nedeniyle bu gerginliğin daha da üst seviyelere çıktığı söylenir. psoas üzerinde hayat boyu süren bu kronik gerginlik sırt, kalça, diz ağrıları hatta sindirim sorunlarına veya düzensiz nefes alma gibi rahatsızlıklara neden olabilirken, birçok kişinin kronikleşmiş fiziksel acı şikayetinin temelinde de psoas üzerindeki gerginliğin yattığı söylenir. vücudun yapısal stabilitesinin temelini oluşturduğu için bu kas üzerindeki kronik gerginlikler nasıl hissettiğinizi, dünyaya nasıl baktığınızı, başkalarına nasıl davrandığınızı, psoas üzerindeki gerginliğin duygusal durumunuzu veya kişilerle olan ilişkilerinizi dahi etkileyebileceği söylenmektedir.

    psoas kasına denge kazandırarak, korkunun yarattığı gerilimi hafifleterek korkulardan kurtulmak, düzgün yapısal stabiliteye sahip olarak vücudunuzdaki yaşamsal enerjinin daha kolay yayılmasını sağlamak, hem fiziksel hem de zihinsel iyiliğe ulaşmak, özetle iç huzura ve aynı zamanda kas ağrılarından kurtulmuş fiziksel olarak da hareketleri kısıtlanmayan enerjik ve sağlam bir bedene kavuşmak mümkün denir.

    yoga pozlarının birçoğu, psoas kasının uzatılması ve esnetilmesi prensibine dayanmaktadır.

  • ''erkekler takım elbise giyip önüne bakınca cezası iniyor, benim takımım, kravatım yok. annem apar topar bu tişörtü bulabilmiş. bir de ne yalan söyleyeyim hayatta kalmış olmanın saklayamadığım bir sevinci var içimde. o ölmese ben ölecektim. o size, beni pazarlamaya karar verdiğini söylemeyecekti, başka adamların koynuna beni sokma planlarını anlatmayacaktı, benim patlıcan fazla pişti diye, perdeler azıcık kirlendi diye, masada kırıntı kaldı diye yediğim dayakları söylemeyecekti, kaç kere hastanelik olduğumdan bahsetmeyecekti.

    çay bahçesinde çekilmiş bir fotoğrafım var. biraz yan gülmüşüm. belki de o fotoğrafı gösterip namussuz karılar gibi çıkmış filan diyecekti.
    karısını başka adamlara satan o değilmiş gibi “namusumu temizledim” diyecekti.

    siz onu 3-5 yılla yargılayıp, namusu kirlendi diye mazur görüp, yandan gülüşümü tahrik sayıp bir de üzülecektiniz adama.
    oysa namus benimdir hakim bey, bir kağıda imza attık diye kimselere bırakmam.
    sonuna kadar idare edebilmiş olmam, elaleme değil de başıma gelenleri hep karakollara anlatmış olmam, kızıma hiç fark ettirmemiş olmam namusumdur.
    o utanmamış yaptıklarından, benim utanacak bir şeyim yoktur.

    içimdeki hayatta kalma mutluluğunu atamıyorum hakim bey.
    ağlayamamam bundandır.
    ne yalan söyleyeyim aynı acının çemberinden geçmiş, sağ kalabilmiş kadınlarla aynı koğuşta, bir ömür kazasız belasız da yaşarım ben ama benim bir kızım, bir de memleketin aç kaldığı bir adalet var.
    gel sen, ölmedim diye beni cezalandırma, benim bir derdim; kızımın bari mutlu olmasıdır.
    yanında ben olayım.
    can alan bir katil değil, can derdinde bir kadın de bana.
    kurşunla yatıp kurşunla kalkan, yastığın altında silahla yatan adamlar hiç eceliyle ölmüş mü?
    hem sevebilseydi o da ölmezdi di mi ama?
    öldüyse hepsi benim suçum mu?''

    edit: yanlış bilgi aktarımı olmaması adına düzeltmek istedim. yazı çilem doğan ın karar duruşması sırasında, mahkemeyi takip eden bir arkadaşım tarafından yayınlandığı için çilem'in kendi ifadeleri olarak düşünmüştüm fakat yazı ayşen aksakal tarafından kaleme alınmış. çilem'in yaşadıklarını ve hiç kaybetmediği dik duruşunu çok iyi yansıttığını düşündüğüm için yazıyı bu haliyle editliyorum.

    edit 2: dahili meddah tarafından böyle de güzel bir kampanya başlatılmış; (bkz: çilem doğan'a mektup yolluyoruz)
    ben yazacaklarımı düşünmeye başladım.

  • en estetikli, platin saçlı, 2 - 3 kadın arkadaşınızı eve çağırın ve onlardan bulabildikleri en ama en açık kıyafetlerini giymesini isteyin

    üzerinize polyester gömlek, daracık y.vşak pantolonu ve tabanı 8 cm yüksekliğinde çakma bir ayakkabı giyin

    1 milyoncuda satılan renkli tabaklara dolapta saçma sapan ne varsa koyup üzerine tereyağ gezdirin

    masaya elektronik sigara, tüle sarılmış limon, 3-5 cep telefonu koyun

    arkaya da sırasıyla sezen aksu, neşet ertaş ya da berkay'dan bir şarkı açın

    duvara da üzerinde "içiyoruz gardaş" "içmekten anamız s.kildi" vb. sikindirik bir çakma led neon asın

    her 20 dakikada bir de masaya çay doldurup koyun

    alın size evinizde en az dışarıdakiler kadar leşşşş gibi bir yeni nesil meyhane.

    not: isteğe göre barzo, silahlı çatışma ya da 10'a 1 güvenlik dayağını da gece sonunda ekleyebilirsiniz.

  • "sakaryada bütün taksiciler beni tanır" diyor videoda
    şehirdeki bütün taksicilerin tanıyacağı nasıl bir hayat tarzı var acaba

  • sanki bunca para, tek tek çocuk tedavisine değil de bu tedavi yönteminin ucuzlatılmasına harcansa daha fazla sma hastası çocuğun yararına olur gibi geliyor ama yine de emin değilim.

  • içeri giremesin diye camı kapatanların ve atla diye tezahürat yapan tüm öğrencilerin eğitim hayatlarına son verilip adli ceza verilmelidir.

    vicdanlarınız varsa vicdan azabında boğulun şerefsizler!