hesabın var mı? giriş yap

  • imkansız karşılaştırmalardan bir tanesi daha. tabi belki en zevklisi.

    kimin daha iyi olduğuna karar vermek için, izole edilemeyecek sayısız değişken etken arasında (takım arkadaşları, rakipler, yaş vs.)benim açımdan en önemli olanı ise basketbol kuralları.

    şu anki nba, 1.88 m uzunluğunda, güvenilir şutu olmayan bir fransız oyuncunun, yani tony parker'ın saha içi şut yüzdesinin yüzde 50'leri geçebildiği bir lig. bilmiyorum nba takipçilerinden kaçı son 4-5 senedir ligin skor ortalamasının ne durumlarda olduğunun farkında. jordan basketbolu bıraktığında ligin ortalama sayı ortalaması takım başına 91.6'ydı. 2007-2008 sezonunda bu ortalama 99.9 ve ligin en düşük sayı ortalamasına sahip takımı miami heat dışında tüm takımlar 93'ün üzerinde bir maç başına sayı ortalaması tutturmuş.

    jordan'ın nba'i uzunların domine ettiği bir ligdi. bugün ise gardların ligindeyiz. gerçek ve yıldız bir pivot ise neredeyse yok.jordan'ın zamanında bir oyuncunun 30 sayı atması manşetlik haberdi. bugünün yıldızları için 30 sayılık maçlar neredeyse standart oldu.

    nba seyirci çekebilmek için kuralları değiştirdi. handcheck kuralı kalktığından beri yıldız oyuncuları savunmak imkansız oldu. detroit-chicago serilerinde jordan her boyalı alana girişinde kendini yerde bulurdu. bugün 1.80'lik oyuncular pota dibinde cirit atıyor. 90'ların sonunda, new york-miami serilerinde pota altında kan çıkmadan faul verilmezdi. bugünün basketbolu çok daha zerafet oyununa dönüştü.

    bu dengesizliği sunduktan sonra şunu da sormak istiyorum: tam olarak neyi karşılaştırıyoruz?

    kimin kariyeri daha çok başarıyla mı dolu?
    bire bir maçta kim yener mi?
    kim daha yetenekli mi?
    bir takım kuracak olsak önce kimi seçeriz mi?
    kimi seyretmek daha zevkli mi?
    1 sayı gerideyken ve maçın bitimine 5 saniye kalmışken topun kimin elinde olmasını tercih ederiz mi?
    kim yanındaki oyuncuları daha iyi oynatabiliyor mu?

    benim için bu soruların çoğunun cevabı aynı. ama hepsinin değil. sonuçta her karar gibi bu da duygularla verilecek bir karar. objektif ve tek bir cevabı yok.

  • based on a true story..
    kahramanımız otoyolda makas atarken* bariyerlere çarpar. olay mahallinden geçmekte olan ekip otosundan bir polis iner, yaklaşır:
    - sen mi yaptın bu kazayı?
    - evet abi.
    - ulan bu nasıl kaza? böyle kaza mı yapılır? sana ceza kesmek yetmez, kursa da gönderecem seni.
    - abi yapma etme babam sıçar ağzıma, zaten öğrenciyim vaktim yok...
    - kes lan!
    - abi hiç olmazsa biri olsun, hem kurs, hem ceza.. insaf ama..
    - seç birini o zaman..
    - seçemem ben abi, sen seç.
    - peki, kura çekelim o zaman..
    polis iki parça kağıt koparır, birine "kurs", diğerine "ceza" yazar.
    - çek şunlardan birini..
    kahramanımız olayın yavşamakta olduğunu farkeder..
    - abi, bir tane de benim hakkım olsun, bir kağıda da "af" yazıp koysan..
    - hadi lan!
    - abi yapma etme..
    - peki lan
    polis bir kağıda da "af" yazar.
    - çek bakalım.
    şanslı kahramanımız "af" yazılı kağıdı çeker..
    - bak abi allah da istemiyormuş.
    - allahın adını karıştırma, sittir ol git şimdi..

  • birileri allah kitap deyip çalıp çırpmasaydı, kuran kurslarında çocuklara tecavüz etmeseydi gençler dinden uzaklaşmazdı.

  • sayın mercedes-benz yetkilileri,
    sizden rica ediyorum, yalvarıyorum, ayağınıza kapanıyorum, nolur ama nolur istanbul için ürettiğiniz otobüslere, özellikle de metrobüslere standart klimalardan koymayın. biliyorum siz bunları avrupalı kafasıyla şu kadar insan biner diye tasarlıyorsunuz ama burada işler öyle yürümüyor. ha daha güçlü klima koyacaksanız da bunun için ekstra ücreti açık açık talep etmeyin, bizim yöneticilerimiz vermez o parayı. bir kılıfına uydurun alın ne bileyim. ya da normalin üç katı para isteyin, o zaman alabiliyorlar bak. elin hollandalıları sattı böyle bize, sizin ne eksiğiniz var. bir de eğer bu klimalar manuel falan çalışıyorsa o özelliği kapatın, otomatik çalışsın. bizimkiler az yaksın diye kapatıyorlar onu sanki. ya da şoförün ordaki açılır camı iptal edip havalandırma ızgaralarını azaltsanız da olur. bir de o arkadaki köşe koltuk var ya, neyse bir şey demiyorum ona da.

  • çöp dediği adamların öğrencisi olmayı dahi beceremeyip bulgaristan'da okumuş son cv bükücü, atanamamış nihat doğan.