hesabın var mı? giriş yap

  • ben öğretmenim.
    iki tane 7.sınıfım var.
    7.a şubesinin dersleri genel olarak hep sabah saatlerine denk geliyor. 7.b hep öğleden sonra...
    birinde hepimiz taptazeyken ders işliyoruz, diğerinde hepimiz yorgunuz...
    hak geçmesin diye 7-b ye tenefüs zili çalmadan, pür neşe, motivasyon giriyorum.
    ekstra testler hazırlıyorum. fotokopiler havada uçuşuyor!
    sonra diyorum 7.a kendimi istedi sabah derslerini, onların suçu ne! dururmuyum, orda da havada uçuşmalar!!!

    birine bir kelime eksik anlatsam, huzursuz oluyorum. dengeyi kurmak için çırpınıyorum.
    allahtan korkuyorum. gerçi insan olanın hakkaniyetli davranması için kimseden korkmaya ihtiyacı da yok...

    şimdi sana soruyorum:
    ben bir kelimenin hesabını bile yaparken, sen geceleri nasıl rahat uyuyorsun?

    cidden hayret ediyorum...

  • diger ulkelere kiyaslama yapin diyen mallara soyluyorum;

    ***senin cari acigin var mi? hatta bu cari acik gsyih'nin yuzde 7'si mi? (ve hatta gelismekte olan ulkelerde durumu en kotu olan turkiye mi degil mi? (bak bakalim ustune oturdugun sicak para bu acikla sana neler yapabilir?) (ustune oturdugun para giderse yurt disindan aldigin mallarin yarisini alamaz hale gelirsin demek bu grafik)

    ***sen bu acigi, uretimi arttirarak mi yoksa sicak parayla mi finanse ediyosun? (uretim artsa issizlik azalir di mi)

    ***dolar' daki 10 kurusluk her artis, yilda ozel sektore ekstra 10 milyar dolarlik borc yuku getiriyor mu getirmiyor mu? (gelismekte olan ulkeler arasinda en fazla faiz odemesi yapan dolayisiyla basit bi sebep sonuc iliskisi kullanarak, piyasada en az rekabetci sartlarda borc bulan ulke turkiye mi degil mi?)

    ***akp 11 yilda uretim ekonomisi uzerine mi calisti yoksa sicak para ekonomisi uzerine?

    ***eger uretim ekonomisi uzerine calistiysa, neden issizlik daha da artti ve bonus; neden gelir esitsizliginde dunya rekorlari kirmaya basladik?
    -akp'nin son 11 yilda sifirdan yarattigi kac tane dolar milyarderi vardir? bu cumhuriyet tarihi' nde bir rekor mudur degil midir? bu size gelir esitsizligini hatirlatmaz mi? (gelir esitsizliginin en onemli gostergelerinden biri gini)

    ***borc stogunun gsyih' ya oranini verirken neden bu kiyaslamayi gelismekte olan ulkelerle yapmak yerine gelismis olan ulkelerle yapiyorsunuz? yoksa onlarin karnesini baktiginizda(brezilya, cin, rusya vs vs), turkiye'de yaratilan ici bos-insaat odakli-ekonomi mucezisi' nin farkina mi variyorsunuz? uykunuz mu kaciyor?

    ***ulkenin borc stogunu karsilastirirken neden uzun ve kisa donem borc stoku diye ayrima gitmiyorsunuz? dediginiz gibi 3000 lira kazanirken (diyelimki 10000 lira borcunuz var), gelecek ay 9000 lira odemek zorundaysaniz, sizin uykunuz kacar mi kacmaz mi? ve siz hala borc yigidin kamcisidir, kariyi satar onumuzdeki ay 9000 lirayi kapatiriz mi diyorsunuz?

    ben size kizamiyorum bile artik. okumaktan, arastirmaktan acizsiniz. su linklere tiklamayacaginiz bile. ve o hep akp kaliplariyla yatip kalkicaksiniz.

    fatality bonus: turkiye 1990 larda dunya'daki en buyuk 16. ekonomiydi. bugun 17. olmasiyla ovunmeyin tasaklarinizi keserim.

    edit: bazı densizler, türkiye'nin dünya ekonomisindeki sırasına kanıt göstermediğim için mesnetsiz konuştuğumu söylemiş. (mavi ekran verdim bu arada) (112 tane link var entry'de ve hala benim kafadan attığımı söyleyebiliyor ???????????)

    neyse, biz yılmadan devam edelim.

    http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/152005.asp

    o zamanlardan bir haber. 1997'de türkiye dünyanın en büyük 16. ekonomisi kısmına dikkat!!

    edit 2: bir çok arkadaş sıcak para ile cari açık arasındaki ilişkiyi öğrenmek istemiş. güzel bi başlıkla anlatmaya çalışıcam. bizlerden ayrılmayın. =)

    edit 3: entryi duzenleyen ve insanlarin(!) okuyabilecegi bir formata sokan ntpl'e cok tesekkur ediyorum.

  • bundan 5-6 sene önce eski kız arkadaşımla taksim gezi parkında oturduk, çekirdek çitliyoruz. malum olaydan sonra atıl bırakıldığının farkında olmamıza rağmen, nedense hoşumuza giden bir etkinlikti bu, neyse konu o değil.

    bir tinerci yaklaştı yanımıza, arkasında 2 tane arkadaşı var. elinde bıçakla yanımıza geldi ve çekirdeği istedi. doğru düzgün konuşamıyor bile, çekirdeği işaret ediyor bıçağıyla. ben de içinden 1 avuç kendime 1 avuç da kız arkadaşıma aldım, pakedi verdim. eleman da sorunsuz uzaklaştı. biz de çekirdek yemeye devam ettik. bitince de konu ile ilgili tek bir yorum yapmadan uzaklaştık.

    peki bir fayda/mahsur değerlendirmesi yapalım.

    şimdi orada gereksiz bir münakaşa yaşasam, "erkeklik" yapıp diretsem, karşımda zaten diyalog kurabileceğim bir canlı yok. şu an sağlıklı bir insanım, bildiğim kadarıyla eski kız arkadaşım da öyle, ancak muhtemelen o tinerciler ya hapiste, ya da hayatta değil. şimdi ben kalkıp bu elemanlara çekirdek için diklensem, bakın çok değil, 1 tanesi bıçağı herhangi bir yerimize saplasa, geleceği olan bizim gibi insanların hayatı sona erebilir veya kalıcı bir sakatlığı kalabilirdi. onlar için ise değişen bir şey olacağını sanmıyorum.

    şimdi sormak istiyorum, değer mi?

  • fetullahın eteklerini öperken gururla fotoğraf çektiren adamı başımıza bakan yapan hükümetin duyurusudur.

  • bu adam için volkan ve emreyle bir olabilir mi? denmiş.

    olamaz bir fenerbahçeli olarak söylüyorum, net olarak olamaz.

    her ne kadar melo'nun da, oyunu germekte, taraftarı germekte volkan ve emre'den bir farkı yoksa.
    her ne kadar çirkeflikte volkan ve emre kadar sınır tanımasa da.

    bu adam volkan ve emreyle bir olamaz.

    çünkü adam volkan ve emre gibi değil.
    adam kurnaz.
    nerede çirkefleşeceğini, nerede çirkefleşmeyeceğini çok iyi biliyor.
    maçın neresinde sertlik yapacağını, ne zaman rakibin üstüne yürüneceğini biliyor.

    misal, melo'ya pis bi hareket mi yaptın.
    o an sadece tepki verir, bağırır üzerine yürümez.
    hakeme mağduru oynar.
    aradan 10 dakika geçer, o hareketi yapana pis bir şekilde dalar, adam bağırdığı zaman üzerine yürür.
    karşısındaki herif ise hem can acısı, hem de üzerine yürünmenin gerginliği ile tepki verir.
    caarrtt adama kartı göstertir.
    adam işini çok temiz halleden, soğuk kanlı katil gibi. dexter gibi herif. adam kafasını kullanıyor.
    üstüne bir de kahraman ilan edilir. dil çıkarır falan taşağını geçer.

    ama volkan ve emre öyle mi?
    onlara dokunduğunuz anda gelir üzerinize yürür, artistlik yapar sarıyı görür.
    10 dakika sonra gider aynı hareketi yapar 2. sarıyı görür ve atılır.

    işte bu yüzden melo, volkan ve emreyle bir tu-tu-la-maz arkadaşım.

    haa gönül ister ki bu adamların hiç biri türk futbolu içerisinde yer almasın, bu olaylar hiç yaşanmasın o ayrı.

  • bir hatanın bedelini koca şirketin ödemesi durumu.

    90 yıllık şirket ama başındaki adam nerde ne söylemesi gerektiğini bilmiyor. siyaset dediğin bugün var yarın yok. ama bu halk hep var. müşteri senin velinimetin. ticaret yapan bir insan 3 günlük siyasi kaygılar yüzünden müşteriyi karşısına alır mı lan? pazarda limon satan çocuk yapmaz bunu.

    al bak koç'a, aydın doğan'a, sabancı'ya. onlarca iktidar geldi geçti. bir gün olsun bu ailelerin halkın yarısına sırtını dönüp iktidara yavşadıklarını gördün mü? hayır. bazen olurlar hafiften bir destek, bazen olurlar köstek. ama hiçbir zaman net bir tavır almazlar. iktidarla halkın farklı kesimleri arasında hep denge kurarlar. sürekli ortaya konuşurlar.

    mesela doğan medya grubu, bazen bakarsın yandaşlıkta a haber'i geçerler, bazen bakarsın yürek yemişler gibi iktidarın üstüne giderler. ama hiçbir zaman tam anlamıyla taraf olmazlar. elbette ki siyasi fikirleri vardır. ama bunu aşikar etmezler. sesleri solukları pek çıkmaz ama her zaman pastadan paylarını alırlar.

    bugün iktidara tamamen tarafgir olan yeni nesil zenginler, iktidarı canhıraş bir şekilde savunup muhalif kesim için terör estiriyor. çünkü iktidar gittiğinde, binbir türlü dalavere ile tutunup beslendikleri kaynağın ellerinden kayacağını biliyorlar.

    siz, kaptığı iki ihaleyle zengin olmuş sonradan görme bir şirket misiniz? ta 1927'de, genç cumhuriyetin daha 3. yılında binbir ümitle kurulmuş bir şirketsiniz. ama sizin yaşarcık, gaza gelmiş olacak ki koca şirketin mazisini unutup halkın yarısını karşısına aldı. çok amatörce. iktidar yandaşlarının kendisine sahip çıkacağını, pınar ürünü almak için kuyruğa gireceklerini falan düşündü herhalde. oğlum bunlar, onca tantanaya rağmen reyizlerinin filmine bile gitmeyip filmin gişede çakılmasına sebep olan insanlar. bu hayatta hiçbir bedel ödemeden, hiçbir emek vermeden riyakarlıkla, kurnazlıkla, torpille, hileyle hayata tutunup bunu yaşam tarzı haline getiren insanlar. dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost diyen insanlar. senin neyine sahip çıkacaklar. bunlara güvenilir mi lan?

    kalırsın işte böyle muhasebecinle baş başa. hadi yürü git.