hesabın var mı? giriş yap

  • benim. sanırım 7-8 yıldır aktif olarak kredi kartı kullanıyorum, borcumun tamamını ödemediğim bir ay bile olmadı. umarım böyle de devam eder. sloganımız şu, olmayan paranı harcama. bu kadar basit.

  • martin scorsese'nin 1983 tarihli, robert deniro ve jerry lewis'li filmi. bir komedyen olmaya heves edip hayallerde yasamaya baslamis ibine deniro, unlu tv komedyeni lewis'i kacirir, oraya kadar zaten bayagica gelismis olan olaylar, kacirma hadisesinden sonra nihayetlenmeye yuz tutar. acaba ibine deniro'nun hayalleri gerceklesecek midir?

    televizyon eki dublajindan vazgecip iki gidim laf etmek gerekirse film hakkinda, scorsese+deniro gibi bir ikiliden hic beklenmeyecek bir alanda top kosturan bir filmdir. deniro'nun oynadigi karakterin tipik scorsese karakterleriyle hicbir alakasi yoktur. annesiyle ayni evde yasayan, yasini basini almasina az kalmis, bi sekilde norman bates'e benzetesim gelen, inanilmaz hayalci birini canlandirir deniro. bu hayallerini gercek etmek icun ugrasmasini, husrana ugradi ugrayacak cizgide ilerleyen seyrini takip ederiz. scorsese filmografisinden bir karsilastirma yapmak gerekirse; sorunlu karakteriyle ozdeslesisimiz ve onu takip edisimiz baglaminda taxi driver'i, scorsese filmlerinin tasvir ettigi cevrelerle alakasizligi baglaminda after hours'u andiran bir yapittir.

  • gercek maliyeti 76 milyon lira, aradaki 800 milyonu sen ben cengiz insaat aramizda kirisiriz. ooooh ooooooh. paramiz teroristlere gitmiyor, milletin evladina gidiyor!! kutuphaneyi de partili aydinlarimizin (!) kitaplariyla doldururuz, memurlari da partililerden seceriz oooooooh. bu ekonomik krizde iyi geldi, kitap bile okumayalim istiyorsunuz, hepiniz vatan haini teroristsiniz.

  • heyecanlandıran kampanya.

    adamlar baktı: "bunlar 5.60'a benzin alıyorlar ses etmiyorlar az da biz silkeleyelim" dediler ve böyle bir kampanya yaptılar.

  • başarılı. ilk girişinde playback var sandım. özellikle "pilsen", "gitmez" ve "değerli kardeşlerim" aynısının tıpatıpatıpkısı.

    o değil de yarın tayyip çıkıp "işte 17 aralık tapelerindeki ses budur" diyebilir. daha kötüsü bu abiye 3, 4 bir şey atıp yalancı şahitlik bile teklif edebilir.

    böyle bir şey olmaz diyebiliyorsan sen daha memleketi tanıyamamışsın. neyse susun kimseler duymasın.

    edit: büdüt

  • fenerbahçede 50 sene oynayıp anca volkan demirel kadar efsane olacakken futbolcu olarak bol para kazanmış, ingiltere, almanya, katar ve hindistan görmüş. deli paralar kazanırken harika kültürler tecrübe etmiş, gençliğinde hayatını yaşamıştır.

    emekliliğinde de gelir televizyon efsanesi olur çok lazımsa. ne sikime yarıyorsa efsane olunca.

  • sırf müzik dinlemek için radyo programcılarının birbirinden saçma muhabbetlerine maruz kalmak istemeyen bizler, müzik uygulamalarını, hışırtısız, çekme problemi olmadan rahat rahat dinliyoruz.

    karşımda bir şeyler anlatan birini dinlemek istersem de podcast açıyorum.

    yeniliklere ayak uydurabilenler kazanıyor. ayrıca teknolojik gelişmeler ve değişen ihtiyaçlarla birlikte yok olan birçok meslek var, radyocular tek değil.

  • 2011-2016 yılları arasında sağlık bakanlığı için yapılan kapsamlı
    (bkz: ergene-dilovası bölgesi kanser araştırması) raporunu halka açıkladığı için "infial yaratma amacı" taşımakla suçlanan bizzat raporun hazırlayıcılarından bilim insanı bülent şık için istenen (5-12 yıl) cezadır.

    http://m.t24.com.tr/…aya-12-yil-hapis-istemi,788055

    edit: merak eden arkadaşlar için araştırma projesinin kapsamı ve bülent hoca'nın o zaman yazdığı açıklayıcı yazı bi seneye yakın zaman önce yazdığım (üstte bkz.verdiğim) "ergene-dilovası bölgesi kanser araştırması başlığında var.

    edit 2: bazı arkadaşlar araştırmanın sadece bülent şık'a ait olduğu yanılgısına düşmüş. bu bi "bakın ben ne buldum" değil. bizzat sağlık bakanlığı’na bağlı türkiye halk sağlığı kurumu tarafından çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık personelinin katkıları ile yürütülmüş ve derinlemesine araştırması yıllar almış bi proje. bülent şık, bu derece emek verilmiş, halk sağlığını yakından ilgilendiren ve üstelik sonuçlanmış bi araştırma raporunun sümen altı edilişine isyan ederek açık edicisi.

  • japonya tarihinin en büyük soygunu olan ve günümüzde hâlâ çözülememiş bir şekilde gizemini koruyan san'oku-en jiken vurgununun türkçe adı.

    10 aralık 1968 sabahı, nihon shintaku ginko isimli bankanın kokubunji/tokyo şubesine bağlı bir zırhlı sedana (nissan cedric h31), taşınmak üzere yaklaşık 300 milyon yen civarında nakit para metal kasalarda yüklenmişti. bu para, toshiba'nın fuchu fabrikası çalışanlarının o ayki ikramiye ücretiydi. bu arada bu tarihten altı gün önce bankaya isimsiz bir tehdit mektubu gelmiş ve yedi gün içerisinde belirtilen yere 3 milyon yen getirmedikleri takdirde bankanın şube müdürünün evini havaya uçuracaklarını söylemişlerdi. ancak bunu şube müdürü dahil kimse ciddiye almamıştı.

    10 aralık tarihine geri dönelim. 300 milyon yen'in yüklü olduğu zırhlı araç, istikameti olan fuchu'daki toshiba fabrikasına doğru seyir hâlindeyken, peşine beyaz bir polis motosikleti takıldı ve durmalarını işaret etti. araçtakiler de durarak polise neler olduğunu sordular. polis adamlara araçtan inmelerini, şube müdürünün evinin patlatıldığını ve şu an içinde bulundukları araca da dinamit döşenmiş olduğunu söyledi. bunun üzerine h31'den inen adamlar, polisle birlikte arabaya döşenmiş dinamitleri sökmek üzere aracın sağını solunu aramaya başladılar. birkaç dakika sonra arabanın altından dumanlar yükselmeye başladı ve korkan adamlar kaçışırken "polis" de arabaya atlayarak kayıplara karıştı.

    bu soygun üzerine japonya'nın en büyük polis soruşturması başlatıldı. tüm japonya'da 110 bin şüpheli isim sorgulandı ve 170 bin polis görev aldı. birkaç isim tutuklanmış olsa da hepsinin masum olduğu sonradan ortaya çıktı ve bu olay hâlâ çözülemedi.

    (merak edenler için; 10 aralık 1968 tarihinin 300 milyon yen'i, bugünün kuruyla yaklaşık 1 milyar yen (10 milyon dolar) yapıyor. belki bu miktar bugün, bankalar ve/veya büyük şirketler için hiçbir şey değildir ancak soygunu 1968'de bir kişinin tek başına yaptığını unutmayalım.)