hesabın var mı? giriş yap

  • komutan ayak üstü askerlerle muhabbet ederken içlerinden birine soruyor:

    -safter oğlum ne zamandan beri beraber bunlar?

    -kimler komutanım?

    -kaşların.

  • romica ile 4 yaşındaki oğlu, karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, bir arabanın hızla üzerlerine gelmesi sonucu yaşanan diyalog:

    romica: allah kahretsin çocuk bile umurunda değil hayvanın.
    ege: horoz bu çocuk!
    romica: o ne demek ege?
    ege: babam araba kullanırken horoz bu çocuğu diyor ya!
    romica:!!!

  • yani demiş ki; sizin aklınız ermez, biz sizin yerinize okuduk yorumladık siz kafanızı yormayın böyle şeylere.

    peki ahirette hesap verirken bize tercümanlık yapacak mısınız sayın diyanet işleri?

  • oflu bir baba ve bandirmali bir anneden 1907 yilinda gumulcine'de dogmu$, turk yazininin en onemli isimlerinden biri olmayi ba$armi$, 1948'de ise katledilmi$ olan aydin..

    hifzi topuz'un eski dostlar adli kitabinda anlattigi uzere, 1928-1930 yillari arasinda egitim icin almanya'da bulundugu donem sabahattin ali'nin ya$amina yon veren bir donem olmu$.. her $ey tren yolculugu sirasinda upton sinclair'in romani oil'i okumasiyla ba$lar.. yillar sonra rasih nuri ileri'ye anlattigina gore sabahattin ali, bu kitabi bitirince, "bu romanda olanlarin onda biri dogruysa namuslu bir insan mutlaka solcu olmalidir." der..

    yine ayni kitapta anlatilan bir aniya gore, sabahattin ali'nin aydin ortaokulu'nda almanca ogretmenligi yaptigi donemde, istanbul'dan donu$lerinden birinde trenden inmi$, bir de bakmi$, istasyondaki sivil polis kendisini izliyor. sabahattin ali'nin elinde iki valiz varmi$, hava da sicak mi sicak, polis de pe$inden geliyor.. ali biraz yurudukten sonra, durmu$, polis memuruna,

    "nasil olsa eve kadar pe$imden geleceksin," demi$,
    "hava da sicak, bari $u valizin birini de sen te$iyiver."

    adam da bir an $a$irip duraklami$, sonra da, "pekala, insanlik oldu mu?" demi$ ve bavulun birini yuklenmi$, iki eski dost gibi ahbaplik ede ede eve kadar gitmi$ler..

  • - evde tufek bulundurmak
    - bir kadinin o tufegi alarak esine saka yapmak istemesi
    - bir kadinin bir tufegi siradan bir esya gibi koltuga koyup gitmesi
    - bir adamin tufegi eline alip esine ayni mal sakayi yapma geregi duymasi
    - bir adamin tufegi esine dogrultup tetige basmasi
    - evde bulunan tufegin dolu olmasi, ya da saka icin doldurulmasi

    bir nefeste sayilabilecek 7 salak hareket. tanim: toplumun ortalama zekasini yansitan olay.