hesabın var mı? giriş yap

  • bizim evin yan tarafında kafe işleten bir ablamız vardı, eşini kaybetti 3-4 yıl önce falan, bir de oğlu var. akşamları takılıyorduk ablanın yanına, kahvemizi içip laflıyorduk. gülay abla olsun adı, bir de arkadaşı var mehmet abi, muhabbet neşeli bir adam. neyse bizim bu gülay abla yoruluyor kafede, oğlanın okulu, ev, kafe derken yetişemedi, devretmeye karar verdi dükkanı. alıcısı çabuk çıktı, anlaştı bizim abla. o akşam müşteriler de gittikten sonra bi yorgunluk kahvesi yapmış kendine, muhabbet ediyorlar mehmet abiyle;

    -bitti mi gülay, hallettin mi işleri.
    +bitti şükür, devrettim artık, kurtuldum.
    -ee, kafe de yok artık, ne yapacaksın şimdi?
    +valla hiç bilmiyorum ki mehmet, işim gücüm kalmadı.
    -e o zaman evlensek ya biz gülay?
    +olur mehmet evlenelim.

    ve evlendiler. ne güzel di mi lan? madem yapacak işimiz yok, e o zaman neden evlenmiyoruz.

  • tapınakçıların o'nu infaz etmesine sebep olan en isabetli gerekçe şu :

    gündem 2003 amerika-ırak savaşıydı.
    okyanusun ötesinden gelen talep üzerine mecliste bir oylama yapılıyordu.
    "harekatta türk üslerini + türk askerini de kullanalım" tezkere oylaması.
    bunun sonucu hem reelde hem de dizide amerika'nın istediği gibi sonuçlanmadı.

    ( o zamanlar meclis, milletvekilliği gibi şeyler önemli şeylerdi. bir milletvekili kendi genel başkanından farklı düşünebiliyor, oylamada red oyu kullanabiliyordu. sonra amerika türkiye'ye çuvalla yanıt verdi de polat ve saz ekibi sinema filmi ile intikam aldıydı )

    neyse uzatmayim.
    yukarlardan gelen talimatların tbmm'den geçmemesi mevzusunda mehmet karahanlı'nın konuya yeterli özveriyi göstermediği düşünülüyordu. hatta karahanlı'nın telefonda başbakana çıkan sonuçtan memnuniyetsizliğini belirttiği bir de sahnesi vardır.

    sonrası malum. fişini çekiverdiler.

    debe editi:
    ilginiz için teşekkürler sözlük, imla kusurları giderilmiştir

  • yazılanların bütün ülke halkına mâl edilmemesi gereken maddeler silsilesidir. azeri türklerinin dilini dahi espri konusu yapıp saçma salak yorumlar yazan müsveddeler olduğundan nefret etmeleri bir noktadan anlaşılabilir. bunda bizim de suçumuz vardır. bir arap kadar, amerikalı, avrupalı kadar itibar görmüyor adamlar aramızda malum. ayrıca türkiye'den giden "erkeklerin" ülkelerinde yaptıklarını duyduğumda da hak vermedim değil. bizimkiler alışkın, sapık düşüncelerinizi bari orada dökmeyin ortaya. hoş ben zaten başından beri bizi çok sevdiklerini düşünmezdim, hak da verirdim ama üzdü yazılanlar.

    ayrıca şöyle bir başlık da açılmış. [http://soz6.com/…r/41297/turkleri-sevme-sebebleri/b http://soz6.com/…r/41297/turkleri-sevme-sebebleri/b]

    yani önünüze gelene sayıp söverseniz hangi dalı tutacaksınız bilmiyorum ki.

    edit: başlık sayesinde sözlükten haberdar olanlar hemen söz6'ya kayıt olmuşlar, kardeşiz diye nameler diziyorlar. adamlar sizi istemiyor beyler orada, yazmışlar bol bol sözlüğün havası kaçtı diye. ne demeye yamamaya çalışıyorsunuz kendinizi? o duruma daha çok üzüldüm.

  • güncel üst edit; daha önce yaptıkları manipülatif anketle önce zeminini yapan tff şimdi yaptığı açıklama ile beraber ucube liglerin sistemi olan playoff’u getireceklerini açıkladı.

    --- spoiler ---

    tff: "kulüpler birliği ile gerçekleştirdiğimiz toplantılar sonucunda, içinde play-off müsabakalarının da bulunduğu yeni bir lig tasarımı önerisini, öncelikli olarak kulüplerimizin değerlendirmelerine sunduğumuzu belirtiriz."
    --- spoiler ---

    kaynak

    x resmi hesabından bugün yaptıkları açıklamada belçika modelini lige getirmek istediklerini yayınlamış oldukları anket ile bizlere sunma zahmetine girmişler.

    tweet

    link

    yayıncı kuruluşun kıçını kurtarmak, kendi raytingleri arttırmak için haketmiş takımın böyle tam olmadı bi defa daha haket bakalım diye 3.sınıf bir formatı ülkeye getirmenin zeminini yapıyorlar.

    edit: mehmet büyükekşi son yaptığı açıklamasıyla birlikte gelecek sezondan itibaren playoff'a yeşil ışık yaktığını açıkladı. açıklamasında,

    --
    - spoiler ---

    "play-off sistemi ile ilgili bir önyargımız yok. bugün italya serie a'nın naklen yayın geliri 1 milyar 250 milyon euro. ingiltere premier ligi'nin geliri 4 milyar 500 milyon pound. süper lig'de bu rakam geçen sene 150 milyon dolardı. bu yıl 90 milyon dolar civarına düşecek. bizim hedefimiz marka değerini yükseltmek. bu play-off ile mi olur, başka türlü mü olur bilmiyorum. seyirciyi artırmamız lazım. bunlara tek başımıza karar vermeyeceğiz. görüşeceğiz, tüm taraflar mutabık kalırsa oturup konuşuruz. danışmanlık aldığımız hypercube şirketi de kulüplerimizle görüşecek. 500 milyon dolar yayın gelirini yakalamak için elimizden geleni yapacağız." dedi.
    kaynak

    edit2: hükümet ve tff'ye yakınlığı ile bilinen rıdvan dilmen'i de bu konu hakkında sözcüleri ilan etmişler.

    --- spoiler ---

    dilmen "bu ligin play-off, play-out oynatmaktan başka çaresi yok. yüzde 90 da doğru görüyorum bu çözümü. geçen sezonlarda da öyleydi, bu sezon daha çok öyle olacak. seyirciler kaçıyor, bugünkü tip maçlara para vermek istemiyorlar. 3-4 yıl geçici olarak bu yapılabilir çünkü siklet farkları çok doğdu. taraftar yılda 2-3 derbi izleyeceğim diye bu maçlara para harcamak istemeyebilir."

    --- spoiler ---

    kaynak

  • (viskiden hiiç anlamayan ben ve zihni bulanık tekel şop adamı arasında geçer)

    - viski alıcam, neler var?
    - old mac satmıyoruz canım.
    - old mac ne? viski mi?
    - evet ama burda yok, aşada market var oraya sor.
    - neler var peki başka?
    - ucuz viski olarak old mac var..
    - amca hani yoktu old mac?
    - aşağıdaki markette var dedim ya evladım.
    - off boşver yaa... cube var mı?
    - bilmiyorum canım, aşağıdaki marketin sahibiyim ben, arkadaşın yerine bakıyorum.
    - ooooldu...

  • sonunda bayrak inmeyecek ezan dinmeyecekle bitirmesini bekledigim gorgusuz kisinin attigi mesaj.

  • bir tane var arkadaşımız. 35 yaşında yedek sağ bek. ve yıllardır yedek sağ bek. ama ısrarla her antremana gidiyor.. halı saha maçlarımızda da " ben top oynuyorum", "antremanım var" diyerek kendini sakınıyor, " ben bugün ilerde oynayayım" diyor. ertesi gün maçı varmış..

    bir gün hele " çok hırsladım, amatör kumede oynadığım gibi oynayacağım" demişti... o gün yedek soyundurduk. amatörde öyle oynuyor çünkü..

  • new york'tan los angeles'e giden ucakta cingoz bir avukat ile sarisin aptal gorunuslu bir hanim yanyana oturuyorlar. avukat hem hanimla yakinlasmak hem de hosca vakit gecirmek icin bir oyun teklif ediyor. kabul gorunce oyunu anlatiyor:

    -size bir soru soracagim, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksiniz bilemezsem ben size 50 dolar verecegim.

    ve ilk soruyu soruyor:

    -ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?

    kadin tek soz soylemeden cantasindan 5 dolar cikarip adama uzatmis.

    soru sorma sirasi sarisina gelmis:

    -tepeye 3 ayakla tirmanip 4 ayakla asagi inen sey nedir?

    adam dakikalarca dusunmus... yaniti bulamamis... cuzdanindan 50 dolar cikarip kadina uzatmis. kadin parayi kibarca alip cantasina koyarken avukat merakla sormus:

    -cevap ne?

    kadin tek kelime etmeden cantasini acmis ve 5 dolar cikarip adama uzatmis...