hesabın var mı? giriş yap

  • twitter da trend olan ve gurbetçilerimizin ağır vergilerle ezilen halka destek olmaları ve vatana duydukları sevgi ve vefa için 1 kerelikten bir şey olmaz diyerek 1000 euro vefa vergisi vermelerini istiyor halk.

    ben gurbetçilerin itiraz bile etmeden ödeyeceklerini düşünüyorum vatan millet aşkı için.

    edit: amerika da vatandaşları için nerede yaşadıklarına bakmadan gelirlerinin hepsini beyan etmelerini zorun kılıp vergi beyannamesi düzenliyormuş, neden olmasın...

  • açıklama yaparken sesindeki o öfkeli metalik tınıyı hissettiniz, değil mi? sesin, gerçeği ağızdan bağımsız söyleme gibi bir huyu vardır. bu kadının ağzı "ben diyorum ki ortada sıcak bir konu var, aileler yanıyor, büyük bir ateş var" derken; sesi "ay şekerim ne abarttınız benim ayrıcalıklı oğlumun büyüme sancılarının ayrıcalıksız iki figüranı yutuvermesine" diyor. sesi sadece büyüttüğü katil hakkında "pırıl pırıl pırıll bi çocuk" derken sevgi ve empatiyle tınlıyor. gerisinde duyulan tek şey ise, son 30 yılın yarattığı histriyonik küçük burjuvanın, "sıradan halk, başrolünde bizim olduğumuz görkemli dizide sadece figüran değil miydi, bu tantana da nedir???" şaşkınlığı ve öfkesi. cebi para, şekli şemali estetik görmüş, kendine bir de zengin ama halkla empatik ünlü yazar imajı satın almış, artık sahne onun tabi.

    eylem tok, sosyal zıplayışını eylem gibi biriyle evlenerek taçlandıran kocası, oğlu vb. insanlar için kazada ölenler, aslına bakarsanız yan villada oturmayan herkes, onların çok şahane ve gerçekçi zannettiği kitsch bir dizideki ayak takımı. hizmetçi, aşçı, koruma, şoför. sahnesi gelince pırıl pırıl çocuğun, hayat macerasının 1-2 dakikasında ezip öldüreceği figüran. jenerikte adları yazmaz, cast ajansı o hafta kimi yollarsa o oynayabilir.

    ezilip öldürülenden çok, öldürenin duygu durumunun, iniş çıkışlarının, şimdi ne yapacağının ekranda görünmesi, hislerinin daha iyi anlaşılması için yüzüne zoom yapılması gerek. kahramanımız(!) şimdi ne yapacak? adalete teslim mi olacak yoksa kaçarak vicdanıyla baş başa mı kalacak? vicdan muhasebesi esnasında neler yaşayacak? peki sarhoşken ezip öldürdüğü figüranla ilgili bir sahne daha olacak mı, hayır. tamam, rolü de sahnesi de bitti. ne abarttınız kardeşim, sizin başrolün karakterine ve duygularına odaklanmanız lazım, onun çektiği acıyla empati yapmanız, onun aslında özünde nasıl iyi biri olduğunu, ona nasıl da yazık olduğunu düşünmeniz gerek. öleni düşünmek, hesabını sormak, sıradan izleyici olan sizin haddinize mi? nerede görülmüş bir dizide figüran öldü diye gerçek hayatta adalet istendiği?

    eylem tok, ölen kişiyi daha öncesinde villasında kaçak çalıştırdığı ve zam istediklerinde polise ihbar edip deport ettirdiği zavallılardan farklı görmüyor. yaşamanın, sevmenin, sevilmenin, öğrenmenin, hissetmenin, üzülmenin, sevinmenin, anneliğin, sanatçılığın sadece kendi küçük burjuva topluluğuna hak olduğu üçüncü sınıf bir dizi evreninde yaşayıp, oğlunu oradan oraya kaçırdığı sahnelerin reytinglerini takip ediyor şu an. siz de hala "ama o bir anne" filan diyin.

  • "aramakla bulunmaz; bulanlar ise ancak arayanlardır."

    bu sizin ne aradığınızla bağlantılı bir durum. etrafınızdaki insanlar da buna büyük etken. beyazın içinde mavi aramak gibi bir şey. bulmak zor ama bulunursa da bok etmemek gerekiyor. zor olmasının en büyük sebebi ise yine biziz; duygudurumumuz. ilk önce ne istediğimize tam olarak karar verelim. bu karar süreci yıllarca sürebilir; fakat sabırlı olmamız ve bu süreçte kendimize daha çok yönelmemiz lazım. kendimizle ilgili çözemediğimiz ne varsa çözmeliyiz. aksi takdirde ilişkide ne istediğini bilmeyen, dengesiz biri olarak ortaya çıkıyoruz.

    bir durumu başka bir sebebe bağlamadan önce kendimizi iyice sorgulamamız lazım. nerede ne hata yapıldı? bu hata için ne tür adımlar atıldı? kendimizi ne derece eğitiyoruz? bunların cevabını vermeden ilişkiye başladığınızda düzeltemediğiniz o duygudurumunuz ilişkiyi baltalıyor haberiniz yok.

    ilk önce kendinizi iyi tanıyın, daha sonra ilişkiye adım atmaya çalışın.

  • tayyip erdoğan tarafından söylenmiştir. valla kusura bakmayın dostlar. adam bu sefer haklı.

    debit: "tayyip haklıdır" diyip debe'ye girdim. güzel bir sosyal deney oldu. demek ki bombalar bu işe yarıyor.

  • fatih, istanbul'u fethettiğinde bizans da son savunma için ayasofya'ya sığınmıştı. bizans artıkları da öyle yapıyor istemdışı olarak. kanlarına işlemiş bizanslık bunların. az ötede ecdadın helal parayla yaptığı cami var. adam ısrarla kafirin, domuz ticaretinden, şarap ticaretinden kazandığı parayla yaptığı yer olan ayasofya'da ibadet edecek. normal camiye gidince eksik hissediyor kendini. illa ayasofya olacak.