ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
8 mart 2014 malezya hava yolları uçak kazası
-
avustralyalıların da saçmalama konusunda inceden malezyaya yanaştığını görüyoruz.
şimdi avustralyalılar geçen gün "biz bişey bulduk galiba" dediler. "ama bulduğumuz yer itin öldüğü yer. dünyanın en izole, en alakasız ıssız yeri" dediler.
şimdide diyorlar ki, " bulduğumuz şeyler bölgeyi yoğun olarak kullanan gemilerden düşen paletlermiş".
nasıl oluyor abi şimdi bu.
lan bulmak istemiyorsanız söyleyin amk. gelip biz arayalım. konyaaltı sahilinde az yunus bisikleti sürmedik zamanında.
saati 200 tl olan psikolog
-
o paraya rus psikoloğa gitsen tek seansta derdini çözer. düşmeyin böyle tuzaklara...
ata demirer
-
geçenlerde düşündüm de insanlık kendine elon musk gibi haftada 80 saat çalışmayı öğütleyen biri yerine ata demirer'i örnek alsaydı keşke. kapitalizme alternatif bir sistem öneriyorum; demirerizm. ata demirer yunan halk şarkısı söylüyor. türk sanat müziği söylüyor. piyano çalışıyor. ud çalıyor. stand-up yapıyor. belki bunların hiç birinde dünyada bir numara değil fakat tüm bu yeteneklerin birleşiminde ortaya çıkan şey dünyada bir numara; kendi deyimiyle de tek kişilik dev kadro. insanlık olarak bu gibi dev kadroları kendimize örnek almalıyız. kapitalizme kalsa bir kişi yunan halk müziğini en iyi şekilde icra etmeli. başka bir kişi türk sanat müziğini en iyi şekilde icra etmeli. belki daha verimlidir ama hayatı ıskalar. kapitalizm tüm verimine rağmen, gözün içindeki o gülümsemeyi ölçemez. hayır, demirerizm tam tersini söyler. her şeyden gönlünüzden geçtiği kadar alın ve paylaşın. kimseye de hesap vermeyin. teşekkürler ata demirer.
venezuela'nın koronavirüs ilacını bulması
-
ekonomi kötüleştikçe hayal gücü gelişiyor sanırım
yaran fıkralar
-
adamın birinin, hiç bir baltaya sap olamamış ebleh bi oğlu varmış. adam da zengin ya, oğluna paso iş kuruyormuş, oğlan da paso batırıyormuş işleri. adamcağız "bir defa daha şansımızı deneyelim bakalım" demiş, entegre et tesis kurmuş oğlu için. neyse fizibileteler hazırlanmış, fabrika, tesis, allah ne verdiyse kurulmuş, baba da oğlunu bir makinanın başına getirip anlatmaya başlamış:
"bak oğlum, bu makinanın bu tarafından ineği sokuyorsun, öbür taraftan sosis olarak çıkıyor. anladın dimi çocuum?!"
çocuk da ebleh ebleh sırıtıp:
"ehuaa! çok iyi yaa! peki babaa, burdan sosisi sokarsak öbür taraftan inek olarak çıkar mı?"
adamcağız derin bir iç geçirmiş ve cevap vermiş:
"hayır evladım. maalesef o teknoloji yalnızca ananda var..."
game of thrones
yüzüncü yıl marşını serdar ortaç'ın bestelemesi
-
"60 değil 70 değil 80 değil oh 90 değil
100 yıl oldu daha yürek atmaz değil
bu kalpte 100 yıl daha bitmez sevgin
gözü olanın gözü çıksın bebeğim
*
her taraf metrobüs vefasız olma kalbi kapalı
sevmiyorsan da atma taş, yürek hep coşkuyla atalı
bak 100 yıl oldu hemen kıskanma şaşkın yunan
yıllar oldu sırtakini unutalı sen derdine yan
*
cumhuriyetim benim canım bebeğim
tüm rejimler arasında seni tek geçer deli yüreğim
oh diyorsam şimdi 100. yaşına
vefasız padişahlar giremesin kanına
*
ne monarşi ne oligarşi belki aristokrasi
ama en güzeli halkın yönetimi
benim cumhuriyetim kızıl ötesi, aşıklar müzesi
100 yıl daha coşar, sanma tekler bu yüreğin füzesi"
*
söz-müzik-düzenleme: serdar ortaç
johnnie walker red label
-
tam bir klasik. hemen hemen her viski severin içmiş olduğunu düşündüğüm bir viski.
yumuşak içimli yapısı ile her daim tercih edilen bir marka olmaya devam edecektir. markanın üst düzey serileri içerisinde bile yeri sarsılmaz bir klasiktir. hakkında fazla söze gerek yok sanırım.
edit: diğer viski yorumlarım için (bkz: #60703155)
death and victory
-
24 şubat 1836'da, teksas'ın etrafı, meksikalı santa anna'nın kontrolü altındaki ordu tarafından sarılmıştı. teksas'ı koruyan kuvvetin başında ise william barret travis adında ibir komutan vardı. teksas'ın kendi birliklerinin de santa anna'nın ordusunun üstesinden gelecek sayı üstünlüğüne sahip olmadığının farkındaydı.
bu şartlar altında yapabileceği tek bir şey vardı: yardım çağrısı.
travis, destek kuvvet talepli bu mektubu, "the people of texas and te all americans in the world" diyerek teksas halkına ve dünyadaki tüm amerikalılara ithaf etti, bununla da kalmadı mektubu death and victorydiye imzaladı. daha sonra işbu mektup bu ad ile anılacaktı.
mektubun muazzam bir etkisi oldu ve durumun aciliyeti büyük bir farkındalık yarattı. öyle ki, mektuba cevaben gonzales'ten 32 adam geldi 1 mart 1836'da.
mektup kulaktan kulağa önce new orleans'a, oradan boston ve new york city'e yayıldı. zira, birleşik devletler sınırından yüzlerce mil uzaklıktaki alamo'dan, washington dc'den birçok vatandaş bölgeyi korumak amacıyla, bölge düşmeden önce, 6 martta, yetiştiler.
söz konusu mektubun bu denli etki yaratmasının nedeni travis'in kelimlerein gücünü anlamış olmasıdır. travis mektubu yazarken dünyadaki tüm amerikalıları adres göstermiştir. bu kelimeler vatan aşkını alevlendirmek için özellikle seçilmiş kelimelerdi ve travis tüm amerikalıları kendi davası olan teksas etrafında topladı.
kısa bir mektup ile teksas devrimini, tiranlığa karşı amerikan özgürlük savaşına çevirdi.
teksas'ta, gönüllülerin çoğu harekete geçti, sam houston'ordusu 21 nisan 1836'da santa anna ordusu üzerinde büyük bir zafer kazandı. bu bozgun ile teksas cumhuriyeti doğdu ve on yıl sonra meksika savaşına neden olacak
olaylar zinciri başladı.
birleşik devletlerin bu zaferi amerikanın doğusunu da batısını da tek bir millet altında topladı.
sonuç olarak, travis tarafından yazılan death and victory, amerika'nın ve dünyanın kaderini şekillendiren mektup oldu.
mektubun aslı şu şekildedir:
commandancy of the alamo
bejar, feby. 24, 1836
to the people of texas & all americans in the world
fellow citizens & compatriots
ı am besieged, by a thousand or more of the mexicans under santa anna ı have sustained a continual bombardment & cannonade for 24 hours & have not lost a man the enemy has demanded a surrender at discretion, otherwise, the garrison are to be put to the sword, if the fort is taken ı have answered the demand with a cannon shot, & our flag still waves proudly from the walls ı shall never surrender or retreat. then, ı call on you in the name of liberty, of patriotism & everything dear to the american character, to come to our aid, with all dispatch the enemy is receiving reinforcements daily & will no doubt increase to three or four thousand in four or five days. if this call is neglected, i am determined to sustain myself as long as possible & die like a soldier who never forgets what is due to his own honor & that of his country victory or death
william barret travis,
lt. col. comdt.
p.s. the lord is on our side. when the enemy appeared in sight we had not three bushels of corn. we have since found in deserted houses 80 or 90 bushels and got into the walls 20 or 30 head of beeves. travis
gelen cv'leri çöpe atıyorum
-
kendisi ceo olmus ama ceo olmak isteyene mudur olmak isteyene hadi lan diyen bi adamin beyani. sen aradigin binlerce ara elemana ne kadar maas verceksin pasam? ben soyleyim asgari ucret. insanlar bir kere dunyaya geliyor tabi ki en iyisini olmak isteyecek, kendin 3 haneli maaslar+promosyonlar alirken omur boyu senden alacagi asgari ucrete boyun egmiyor diye kimseyi suclayamazsin. evet ara eleman ihtiyaci var ama ara elemana asgari ucret verip sonra da "is begenmiyorlar" diyen ceo'lara ihtiyac yok.
türk kızlarının onlyfans çukuruna düşmesi
-
dolayısıyla para gömen erkekler de bu çukurdadır.
senden bir bok olmaz diyen baba
-
bu cümleyi o zamanlar lise öğrencisi olan abime kurmuş olan babadır.
adam öss'de %1'e girip tıp fakültesini bitirmiş, bir kaç sınavı kazanıp harvard'da uzmanlığının bir kısmını yapmış ama amerika'yı beğenmeyip burda mutlu değilim diyip geri dönmüş bir adamdır. 31 yaşında da çalıştığı hastaneye başhekim olmuştur.
oysa bu sözü bana söyleseydi kanımın son damlasına kadar haklı çıkaracaktım kendisini. dağ gibi adamın sözleri havaya gitti.