ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
irem derici
-
dünyanın en evli insanı.
fakirlerin hiç de iyi insanlar olmaması
-
fakülte'de öğrenci evindeyken ev arkadaşımın kira, aidat, fatura ödemelerini geciktirmesine sinir olurdum. bir gün lafı açıldı babama bahsettim "sen yokluk mu gördün ne bilirsin parasızlığı" demişti bana. fakir bir arkadaş değildi ama ben yine de dersimi almıştım.
şimdi ben de aynı şeyi düşünüyorum. burada atıp tutanlar fakirlik gördüler mi çok merak ediyorum..
yazılan bütün kötü yanlar yine fakir olmanın sonuçlarıdır. birkaç nesil öncesinden varlıklı olsalardı iyi bir eğitimle ve dünya görüşüyle donanımlı olurlardı. adam kendilerini geliştirmiyorlar demiş. kendini geliştirmek öncelikle kendinin ve çocuklarının karnını doyurmak kaygılarından kurtulduktan sonra başlar. geçim derdi yaşayan adamın önceliği gündemi takip etmek, eve internet bağlatmak, günlük gazete abonesi olmak olamaz. hiç tahmin etmeyeceğin konularda tasarruf ihtiyacı duyabilirler. aklınca gelip burada fakir kınıyor paşam. bir fakire hatırı sayılır bir yardım yapmışlığı mı var burada fakir beğenmeyen göbekli, bilgisayar başında kokuşmuş halde entry giren lüzumsuz arkadaşların?!
dizüstü bilgisayarı pilsiz kullanmak
-
ev arkadaşımın beni en sinir eden hareketiydi. uzun ömürlü olsun diye kullanmıyordu. fakat hiçbir zaman bir kere bile kullandığını görmedim. galiba ölümsüz olmasını istiyordu.
ibb'nin yabancılara %73 türklere %0 zam yapması
-
doğru karardır, adamlar yeterince ülkemizde bedavadan her yeri gezip görüyorlar zaten. yurt dışında gördüğümüz fiyatlandırma uygulamasını yabancılara da yapmamız gerekiyor.
ikinci üniversitede okumak istenilen bölümler
hayvan gibi kullanılırken tedavülden kalkan ürün
-
(bkz: antik.eksisozluk.com)
konur sokak'taki dost kitabevi'nin kapanması
-
birer metre arayla 100 kitapçı olması gereken başkentte kapatılmasına sevinenler var. sizi dışkapı'ya alalım. orada 5'er metre arayla 100 pavyon var. sizi orası paklar.
james cameron
-
her ne kadar sinemayı paranın gücüyle sınırlarını zorlayan biri olsa da vefakar bir emekçi abimizdir. aliens filmini izlerken farkettim. eski ve daha sonra yöneteceği filmlerde oynattığı/oynatacağı birçok yardımcı oyuncuyu gördüm bu filmde.
lance henriksen mesela, terminator filminde oynamıştı. hatta filmle ilgili ilk düşüncesinde t-800 rolü için düşünmüştü bu abimizi.
bill paxton terminator ve titanic filmlerinde oynamıştı. şapşal rolünü en iyi oynayan oyuncu olabilir bill paxton.
michael biehn terminator filminde ikinci adamdı. abyss filminde de oynamıştı. sonra kayboldu gitti.
vasquez rolündeki maskulen kadın rolünü oynayan ablamız titanic'te oynamıştı. bill paxton filmin en güzel esprisini yaparak "birader seni hiç erkek sandılar mı?" diye soru sormuştu bu kadına.
sigourney weaver avatar filmlerinde oynadı. istatistik için yazdım bu kadını, normalde bu listeye girmese de olurdu.
sarı bir iş makinası var filmde. filmin olay örgüsündeki yeri çok önemlidir. onu bile avatar filminde oynatıp vefasını göstermişti. görsel
diğerleri gibi gişe garantisi olan oyuncuları çoğu filminde başrollere atayarak kitlesini oluşturmamış james cameron. yardımcı rollerdeki oyunculardan kurmuş olduğu bir ekibi var belliki. bir de bilim kurgu aksiyon sinemasını ileri taşımış adam. lakin özünde senaristtir. bu şekilde ilerleyerek senaristlerin gücünü göstermiş tüm dünyaya. sinemayı değiştiren senarist olmuş. 1940'lerden önce senaristlerin adı jeneriklere bile yazılmazdı, gereksiz görünürmüş. protesto yaparak kendilerini saydırmışlar o dönem. (gerçi o jenerikte adı geçenler içinde en düşük maaşı senaryo yazarları alıyor olabilir. sorsanız en önemli ödül dallarından biri en iyi senaryo dalıdır) dikkat ederseniz hollywood'da eylem varsa hep senaristlerin başının altından kalkar. aynı zamanda eylem insanlarıdırlar. yıllar önce yaptıkları bir grevde güzelim lost dizisini tek lokmada yediklerini unutmadık.
ek:
bill paxton, lance henriksen ve jenette goldstein üçlüsü james cameron'un o dönemki eşi kathryn bigelow'un 1987 yapımı near dark filminde de eş torpiliyle oynamıştır.
ayrıca lance henriksen abimiz için liste güncellendi. kendisi james cameron'un ilk filmi piranha 2'de de rol almıştır. helal olsun abime, nasıl da unuttum ama...
ayrıca beni düzelttiği için beyin yiyen zombi 'ye teessüflerimi iletiyorum.
ek 2:
tzameti de beni düzeltti, alacağı olsun. jenette goldstein terminator 2 filminde john connor'un koruyucu annesi rolündeydi :(
* üçüncü edit'i yaptırana sinema bileti gönderirim. kalmadı kimse bulamaz.
ek 3:
vito sabah sabah günümü mahvetti, imla hatası için bile edit yaparken içi parçalanan bana yaptırdı üçüncü editi. bill paxton true lies filminde oynamış.
gitti sinema bileti. sinema şart değil, kitap da olur kır kalemi vito baba.
türkiye'deki adres karmaşası
-
fatura işlerinde, resmi evrakta adres verirken de sıkıntı yaratan durumdur. örneğin müstakil evde oturuyorsanız ve apartman adınız yoksa telefon bağlatırken falan karşılaşabilirsiniz bu durumla. yaşanmış örnek de şu şekildedir:
- ev adresinizi alabilir miyim?
+ x mahallesi y çıkmazı 3/1 ilçe-şehir
- apartman adınız nedir?
+ apartman adı yok.
- ama olmak zorunda.
+ müstakil ev ve adı yok. numara yeterli.
- ama apartman adınız vardır mutlaka.
+ ali apartmanı
- yok demiştiniz.
+ şimdi verdim apartmanın ismini.
- ??
17 yıl önceki lise görüntüleri
-
gerçekten muhteşem görüntüler.
öncelikle ülkenin neresine giderseniz gidin, okul formatı hep aynı.
videoyu görünce hepimizin lan burası bizim okul mu diye kendine sorduğuna yemin ederim ama ispatlayamam.
-bir diğeriyse her sınıfta, her okulda bulunan şu sırayı darbuka olarak kullanıp inanılmaz ritim tutanlardan en az 1 tane olması.
-o gürültüde ders çalışmaya çalışan bir ineğin olması
- olayla alakasız takılanların olması
-eğlenceyi abartarak şımaranların olması
-sabote ederek kendini ön plana çıkarmaya çalışanın olması
-olayın akışına kendini bırakıp eğlenenler....
ve hepimizin yaşadığı buram buram ergenlik.
ayrıca sınıfa gelip de, öğrencileri uyaran, güler yüzlü hocalar yok artık.
ya medrese hocası gibi gelen, siyasi militan görünümlü hocalar var yada hayat mücadelesi veren, her ay sonunu hesaplayan bıkmış, bezgin hocalar yada sallabaşı al maaşı diyenler.
öğrenciler de eskisi gibi değil, bundan 20 yıl önce okuduğum lisenin önünden geçtim.
çocukların elinde telefon, hepsinin boynu önde telefona bakıyorlardı.
hepsi sessiz çıt çıkmıyordu.
şu görüntülerdeki çocuklar, okulda eğlenen son nesildi bence.
k. kılıçdaroğlu'nun yanında saf tutmayan şehit eşi
-
aşırı yalakaların savunacağı olay. kılıçdaroğlu mu okutuyor teröristbaşının mektubunu mitingde?