hesabın var mı? giriş yap

  • henuz gocup gitmeden once hastayken ellerini tutup "dunyadaki en muhtesem varlik sensin annem."demistim gozlerim dolu dolu.
    en halsiz haliydi, konusacak gucu yokru ama "hayir, tabii ki de bu dunyadaki en muhtesem sey sensin." demisti.

  • özellikle etsiz çiğ köfte diye başlık açılmasına rağmen "nolur çiğ köfte demeyin buna :(" diyenleri var. ne diyelim ulan daha? taklitçi pezevenk çiğ köfte mi diyelim, anasına mı sövelim? etsiz çiğ köfte diyoruz işte! a aaa, hayret bişey...

  • seattle'ın bende uyandırdığı en esaslı duygu, hareketin herşeye gebe olduğu duygusu. fazlasıyla yerime sabitlendiğimde, bir şeyin üstünde fazlaca durduğumda şehrin nezihliği ve düzeni boğucu gibi görünürken, harekete geçtiğimde, yürüdüğümde, dolaştığımda yollarla birlikte sanki içimde bir şeyler açılıyormuş gibi geliyor. sanırım her yere yayılmış parklarının, korularının da etkisiyle içimi bir genişleme, rahatlama, dünyaya yayılma arzusu kaplıyor. tek başınayken içeride hissedilen, kalabalıkken (yani iki kişiyken) aramıza sızıyor. bazen huzurlu bir sessizlik olarak bazen de henüz sezilmemiş bir halin birdenbire sezildiği ve dile geldiği sözler olarak. bu bakımdan benim tecrübe ettiğim seattle, başından beri, beni buyur eden, beni böyle kabul edersen sana burada yer var diyen bir seattle. ancak bir yandan da tutkulu bir aşktan çok karşılıklı saygıya dayalı br evlilik gibi; evliliğin taraflarının kimler olacağı konusunda liberal ama tutkuları hayretini kaybetmiş. bu entry böyle bitmeyecekti ama.

  • orijinali kadar başarılı olmasa da başarılı bir remake.

    (bkz: 17 nisan 2005 fenerbahçe beşiktaş maçı)

    - 4-3'lük skor "check"
    - kadıköy "check"
    - beşiktaş'a verilen kırmızı kart "check"
    - fenerbahçe'ye verilen penaltı "check"
    - sergen yalçın "check"
    - fener zenci sever "check"
    - finalde beşiktaş galibiyeti "check"

    ama orijinalde kaleye forvetimizin geçmesi ve tribünlerdeki on binlerce fenerbahçe taraftarının bu acıya canlı şahit olması gibi hoşluklar vardı, bu versiyon biraz daha hafif olmuş.

  • nerde oğlum bu güneş? saat 8 oldu güneş yok lan! sizin yüzünüzden her gün geç kalıyorum. böyle saçmalık mı olur, gece yatıyom gece kalkıyom, güneş efendinin ancak keyfi oluyor da 8den sonra doğmaya başlıyor.

    gece gözümü açıyorum, lan niye uyandım gece gece, akşam çayı fazla kaçırdım heralde diye düşünürken alarm çalıyor meğer sabah olmuş.

    21 aralık’a kadar asker gibi şafak sayıyorum, en azından dipten dönelim diye, 20 aralık’ta şafak doğan güneş diyorum o güneş bile doğmuyor.

    psikolojim bozuldu, çok gerginim çok.

  • halk derken dersim halkını kastediyor sanırım. zira sosyal medya kullanmayı bilmiyor olamaz. yoğun tepkiyi görüyordur. olan bizim kara dantelli gençliğimize oldu. mabel matiz'den alıntı yaptım. belki debeye girerim.