ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nihal yalçın'ın tamer karadağlı taklidi
-
yani kendisinin saçmaladığını düşünen biri olarak belki iyi taklit yapmıştır da gülerim diye düşünerek izledim. onu da becerememiş.
bu teyze altın portakal alıyorsa memlekette cidden oyuncu kalmamış demektir. eh güzellik yarışmasından çıkanın malkoçoğlu gibi setlere daldığı ülkede bu nihat bilmemne gibi tipler de en iyi oyuncu oluyor işte.
kim jong-un'un en karizmatik fotoğrafı
-
şudur.
ya da ben yine karıştırdım.
adettendir debe edit: buradan efe aydal'a selamlarımı gönderiyorum. paylaşmıyonuz diyip duruyor.
dolmuşta ineceğim deme şekilleri
-
- rica etsem, uygunsa yol, sağda bir yerde, caminin orda inebilir miyim, teşekkür ederim.
kız bu cümleyi bitirdiğinde dolmuş kızın ineceği yeri 1,5 kilometre geçmişti. ama kız o kadar kibar ve tatlıydı ki tüm dolmuş sakinleri ve şoför hep beraber karar aldık ilk dönüşten dönüp kızı evin önüne kadar bıraktık, ardından el salladık falan da öyle devam ettik yola.
hakan şükür'ün uber şöförü olması
-
"eski akp'li milletvekilinin über şoförü olması" şeklinde de yorumlanabilir. sokaktaki bazı salaklar balık hafızalı olabilir, ama biz değiliz.
yakışıklı sözlük yazarları
-
daha 6 yaşındayken, koskoca berber tarafından "yakışıklı abim gelmiş" şeklinde karşılanıyordum. "yakışıklı abime yastık getirin" deyip altıma yastık bile konuluyordu. buradan yola çıkarak; tanım: dahil olduğum gruptur.
okan bayülgen
-
üniversiteliler için seda sayan..
ibb caz konserinde alkol satışı yapılması
-
markette veya barda satılması ile arasında fark yoktur. laik bir ülkede normal durumdur. istemeyen almasın, içmesin. isteyen kararında içsin ve alkollü araç kullanmasın. kimse de kimseye karışmasın.
drink responsibly
not: alkol kullanmıyorum. kullanana da laf etmiyorum. alkol almayan herkese bu bakış açısını tavsiye ederim.
30 temmuz 2015 akdeniz depremi
-
ne ara başlık açtınız lan ben hala su içiyorum korkudan
1988 yılındaki orta-3 eğitim seviyesi
-
nostalji güzellemesi sevmiyorum ancak şu kısmı vurgulamak istiyorum; o zamanlarda hatta 90'larda da orta halli anadolu lisesinde okuyan bir öğrencinin geleceğe dair umudu vardı. eğer çalışır ise başarılı olabileceğini istediği mesleği yapabileceğini biliyordu. temel motivasyon da buradan kaynaklanıyordu aslında.
şimdi orta okulundan üniversiteye kadar bakın kimsenin bir umudu yok. en iyi liseyi en iyi üniversiteleri okusan ne olacak ki? sen 5000 tl maaş için kıvranırken, o parayı 15 saniyede burnuna pudra şekeri olarak çekenler var.
bu ülkenin şuanda en yoksul ve yoksun kesimi eğitimli kesim sanıyorum. eğitime yapılan yatırımın(elbette başkaca çok artıları olmakla birlikte) ekonomik anlamda neredeyse hiç karşılığı yok. yani mesele o yıllarda iyi eğitim vardı bu yıllardaki eğitim kötü değil sadece. bu çocukların güzel bir geleceğe inanmalarını sağlayamadıktan sonra vereceğiniz eğitimin içeriğinin pek bir önemi yok maalesef.
yiğit özgür
-
eski formunu yakalamış olan yazar/çizer.
*
okul, muhtemelen 3., 4. sınıf, öğretmen, öğrenciler:
öğrt: birinci dünya savaşı kaç yılında başladı?
öğrencinin biri cevap vermek için kendini yırtar... ama öğretmen görmek istemez...
öğrn: öğretmenim!! öğretmenim!!
öğrt : kimse bilmiyo mu?..
öğrn : öğretmenim! ben ben!!
öğrt : başka?
öğrn : öğretmenim!!!
öğrt : hiç biriniz çalışmadı mı evladım?
öğrn : öğretmenim öğretmenim!!
öğrt : nolur lan biri daha kaldırsın parmak!..
öğrn : ben ben!! öğretmenim!!!
öğrt : yanlış da olsa kabul edicem... hadi..
öğrn : öğretmenim!!!
öğrt : alacağınız olsunlan... peki korhan tamam... sen söyle...
öğrn : at y.rrağı!!!
öğrt : memnun musunuz şimdi?
gece dörtte arayıp seni çok özledim diyen insan
-
başıma geldi bu. gecenin saat dördünde acı acı çalan telefonu açtım. numara bende kayıtlı değildi. telefonun karşısındaki ağlamaklı ses "seni unutamadım, hala çok seviyorum bunu bil" diyordu. sesi yabancı değildi ama tanıdık da değildi. hüzünlü kadınların sesleri nedense hep aynı tınıyı veriyordu. sustum, "orda mısın" dedi. buradayım dedim. nasıl olduğumu, görüşmeyeli neler yaptığımı sordu. anlattım.
evlendin mi? dedi tedirgin bir sesle. hayır yalnızlığa alıştım dedim. bir süre sustuk. bana başka birinin adıyla hitap edince onu tanımadığımdan emin oldum ama konuşmaya devam ettim. sanki bir zamanlar onu sevmişim gibi.
kapatırken seni seviyorum dedi, "ben de"dedim. neden bilmiyorum, galiba buna ihtiyacı olduğunu düşündüm.
iç çekerek telefonu kapattı. sabaha kadar uyumadım.