ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'nin en hoşgörülü şehri
-
şuana kadar gittiğim bütün iller arasından kırklareli demek istiyorum. şehir zaten çoğunlukla emeklilerden oluşuyor küçük bir yer. yerli halkı çok kibar nazik geldi bana ve avrupai bir şekilde burda yaya geçidi olsun olmasın ayağını yola attığın an sen geçene kadar arabalar duruyor isterse 70 80 le gelsin kesinlikle korna çalmak vs yok sağa sola bakmadan gönül rahatlığıyla yola atlayabiliyosun. tabi 2-3 gün orda kalıp buna alıştım istanbula döndüğüm gün zorlanmıştım
düşün ki o bunu okuyor
-
bugün annem " barışma ihtimaliniz yok mu? ben size vereceğim evi hazırlamış, işsiz kalırsanız sermaye veririm iş kurarsınız diye para ayırmıştım." dedi.
hani donup kalınır ya bazen. kaldım öyle bi an, kafamdan binlerce şey geçti. " aldatıldım, başkasına gitti anne" dedim en sonunda. sonra ağladı annem. bana kıyamazmış öyle dedi. teselli etti beni ağlarken.
annemi ağlattığın için ilk defa nefret ettim senden. o da bi anlık, "mutlu olmaz umarım" dedim. sonra kıyamayıp "yok yok olsun tabi lan." dedim.
beni ne hallere düşürdüğünü bilmiyorsun bile belki. onunla mutlusunuz. vicdanınız bile sızlamıyor, biliyorum.
insan insana bunu yapar mı?
pazar günü seni kilisede göremedim john
-
- pazar gunu seni kilisede goremedim john?
+ olum wilyımlarla göl tarafına balığa gittik, aha böyle böyle lüfer vardı.
- deme be..
çiğköfteci ali usta'nın memleketine geri dönmesi
-
ergen yutubırlığının gittiği iğrenç noktayı gösteriyor. bu adam toplumun bir rengi, bir deseniydi. gidenler, kuyruk olanlar neyle karşılaşacaklarını bilerek gidiyorlardı. ezkaza geçerken görüp duran 3-5 kişi haricinde kimse zorla getirilmedi oraya.
böyle böyle toplumun farklı renklerini solduralım, seslerini susturalım, küstürelim. herkes aynı bokun laciverdi olsun.
ben 2004 yılında gittiğimi hatırlıyorum.
hatta fotoğraflarımız var arkadaşlarla. o zamanlar da böyleydi. üniversite öğrencisiyiz deyince "medreseliler gelin, bu size yetmez" deyip biraz daha çiğköfte koyduğunu hatırlıyorum. daha öncesi de var. youtube 2005 de kurulmuş. şimdi bu adamı youtube ünlüsü olmak için böyle davranmakla suçlayan gerizekalılar var. ne desen boş bu derece salaklığa.
the north face columbia mont istilası
-
çoğu çakma olduğundan ülkenin fakirlik boyutunu anlamanıza ve ne kadar şekilci olduğunu hatırlamanıza yardımcı olur.
acun ılıcalı'nın ıtır esen ile aşk yaşaması
-
hem kızına da arkadaş olur
delinin yıldızı
-
1. sanki bütün ekipmanı stüdyoda ayarlarına dokunmadan kapatıp gitmişler de, sonra gelip kaldıkları yerden devam etmişler hissi yaratan şahane albüm.
2. ankara soğuğunda çok kişinin içini ısıtacak, yaralarını yakacak bir vega albümü.
uğur ışılak'ın şehitler için yazdığı şiir
-
uğur sende yok kalibirasyon
yazmışsın şiir yine atmasyon
inanmıyor artık size bu populasyon
utandırma şehitleri yapma ajitasyon.
cumhurbaşkanlığı binası saray değil büyük bir ofis
neyzen tevfik
-
rivayete gore yine cok sarhos oldugu bir gece rastladigi gece bekcisine sorar:
-evladim neyzen tevfik'in barakasini ariyodum?
+ama..ama...neyzen tevfik sizsiniz?!?!
-sana neyzen tevfik'i soran kim bre deyyus, evini sordum evini.!
82 yaşındaki babanın bakıcılık yapmaya başlaması
-
hikayenin doğruluğu konusunda bir şey diyemem ama yazarın anlatımı akıcı ve güzel, konu da çok tatlı. kaleminize sağlık. puanım 10/10.
konya'da tinder parti
-
konya'da olan konya'da kalır.
15 temmuz'u kutlamamanın ciddi sonuçları olur
-
haklı bulduğum argüman.
19 mayıs, 30 ağustos, 23 nisan gibi türk devriminin bir kilometre taşı olan gerçek vakalar, derin izleri ve sonuçlarıyla bugünün yaratıcısı. herhangi bir "inanan"a ihtiyaç duymayan, özgül değerleriyle var olan tarihi gerçekler.
oysa 15 temmuz, kutlanmadığı anda yok. 0.