hesabın var mı? giriş yap

  • recep tayyip erdoğan.

    edit: insanlar ne kadar korkmuş arkadaş anlamak mümkün değil.
    isveçtemisin diyenler,silivriden yer bak diyenler,kanada vatandaşımısın diyenler, cimere bildirdik diyenler bir sürüü..

    millet adamın ismini yazmaktan korkuyor yazıklar olsun..

    cumhura da yazıklar olsunki nasıl bir politika benimsemiş ise vatandaşları bile ismini telafuz edemiyor.

  • ırtibat kurduğum muhteşem ötesi, kanatsız melek, savaşçı ruh ; çok değerli onkoloji virtüözü sevgili (bkz: süalp tansan)'la irtibat kurdum az önce ve ilgileneceğini söyledi. kendisinin amerika boston üniversitesi'nde kürsüsü var. ınanın sevinç ve heyecandan elim titreyerek yazıyorum çok şükür.

  • her poşetin içine "lazım olur" diye üç beş poşet daha atan insanların olduğu bir toplumda mantıklı bir uygulamadır.

  • hep merak edilen minik siyah noktalardır. estetik görünümünün yanısıra o minik noktaların bazı görevleri de vardır.
    o siyah noktalar, kazınması imkansız olan pişmiş seramik boyadır. diğer adıyla frit.
    en önemli görevi, ultraviyole güneş ışınlarının üretan sızdırmazlığını bozmasını önleme görevi görür. bu önemlidir, çünkü sızdırmazlık maddesi yağmurun içeri sızmasını engellemekle kalmaz, camı da yerinde tutar.
    frit bandı aynı zamanda, yapıştırıcının yapışması için daha pürüzlü bir yüzey sağlar ve insanların dışardan bu kötü tutkallı kısmı görmesini engelleyen görsel bir engeldir. 50'li ve 60'lı yıllarda, otomobil üreticileri camı yerinde tutmak için metal süslemeden yapıştırıcılara geçmeye başladıkça, tutkalı korumak ve iyi bir yapışma sağlamak için bu yola başvurmuşlardır ve zamanla frit bandı esas olarak tüm otomotiv ön camlarında standart hale geldi.
    pencerelerde gördüğünüz nokta-matris estetik bir amaca hizmet eden yarım tonlu bir kalıptır. desen, düz siyah noktaların boyutunu içeri doğru ilerledikçe kademeli olarak azaltarak yumuşak bir degradeyi simüle eder. bu, siyah frit banttan şeffaf cama görsel olarak daha hoş bir geçiş sağlar.
    ön camlar sıcak bir fırında büküldüğü için ve frit bandın siyah olması nedeniyle şeffaf camdan daha hızlı ısınma eğiliminde olur. cam, keskin bir termal gradyan optik distorsiyona veya “merceklemeye” neden olmasın diye bu noktaları ön cama daha fazla koyarlar ki eşit bir sıcaklık dağılımı yaratmaya yardımcı olsun. bu da ön camın yüksek güneş ışınları yüzünden ısınarak merceklennesini engeller.

  • d smart adlı kuruluşun aylar süren ısrarlı call center aramaları, arkadaşımda şu radikal yalana neden olmuştur.

    d: şöyle indirimler var böyle indirimler var bıdı bıdı...
    a: ya bizim televizyonumuz yok aslında.
    d: o zaman şöyle yapalım, televizyon verelim. böyle yapalım hebe hübe..
    a: ben körüm.
    d: pardon...... geçmiş olsun.

  • o yıllara geri gönderin lan beni. allah'ını seven o yıllara geri göndersin beni. o yılların new york'unda dedektif olarak işe başlamak, ofisimde filtre kahve içmek, suçlu kovalarken mola verip yol kenarında pudralı donut yemek, derin bi lanet olsun çekmek ve akşamları da smith'in barında iki duble bourbon viski içmek istiyorum amk.

  • başörtüsü nasıl serbest oldu ise sakalın da kesinlikle serbest bırakılması gerekmektedir , koskoca enerji bakanı hacı sakalı bırakınca bişi yok gariban memur ,bankacı sakal bırakınca oouuvv!!!

  • şimdi size bir olay anlatayım karakterler ve yaşları aşağıdadır.

    aliko ; esas oğlan (çünkü benim oğlan). 2 yaşı yeni geçti.
    ılgın : esas kız 2 yaşı yeni geçti oda (arkadaşımın kızı)
    çağan : bu da arkadaşın oğlu ve üç yaşına yaklaşıyor.

    şimdi; çağan, biraz büyük olmasından mütevellit biraz sert, oyuncaklarını çok paylaşmaz özellikle ılgın 'a karşı daha bir sert. biraz da artist. bizim aliko da oyuncak konusunda sıkıntı çıkarabiliyor ama sıkıya gelince verir, başka bir oyuncağa geçer. ben diyeyim efendi siz deyin tırsak. ılgın kızımız ise bu iki erkekten sıra bulursa oynuyor garibim. biraz da sessiz mizaçlı biz kızımız.

    neyse olaya dönersek;

    ılgın ısrarla o anda kimsenin yüzüne bakmadığı bir oyuncağı aldı. ev sahibi olmanın etkisi ile çağan onu elinden aldı ve yere attı. ılgın yine aldı. çağan bu sefer de yere atınca kızımız hali ile ağladı.

    işte o zaman devreye bizim oğlan girdi ve oyuncağı çağan 'ın yanından aldığı gibi ılgın ' a verdi.

    ve o zaman işte o acı gerçekle ilk defa karşılaştı;

    ılgın kızımız oyuncağı eline alır almaz bizimkinin kafasına geçirdi ve çağan 'a gülümsedi.

    aliko, hatunların efendi adam yerine piç tercihi ile ilk defa karşılaştı. bunun son olmayacağını da zamanla öğrenecek heralde.

    üçüne de allah uzun ömür versin bu arada.

  • sistem hacklemekten ziyade öğretmenlerden birinin kullanıcı adını ve şifresini okuldaki bilgisayarlara kaşla göz arasında keylogger atarak ele geçirmiş bir liseli.