hesabın var mı? giriş yap

  • her ne kadar başlık sahibi linç edilmeye çalışılsa da katıldığım önermedir.
    anlatayım: öncelikle çocuk bu ağlar, zırlar genellemesine katılmıyorum. uzun yıllar amerika’da yaşadığım için buranın çocuklarını referans gösterebilirim. geçen markette 5 yaşındaki bir çocuk babasıyla sakince kendisinin istediği şekerlemeyi neden almadığı konusunda 10 dakika tartıştı. haksız olduğunu anlayınca da sustu. buradaki birçok çocuk böyle. yani bir çocuğun ailesinin yanında derdini anlatmak icin seçtiği zırlama yöntemi tamamen anne ve babasının yanlış iletişiminden kaynaklanmaktadır. lütfen şu çocukları düzgün yetiştirin.

  • suleyman soylu’nun ilgisini cekmeyecek catismadir.

    goreviyle alakasi olmayan konulara laf yetistirmeye devam edecektir kendisi.

    edit: sahibini elestrirince tasmali elemani havlamis hemen. adami boyle hoplatirlar.

  • yapılan bir yaramazlık sonrası atakan(5,5) azarlanıyor..

    boba: aynı yaramazlığı tekrar yaparsan kulaklarından tavana asarım seni..
    atakan: aynı yaramazlığı tekrar yapamam ki..
    boba: nasıl yani? nedenmiş??
    atakan: o başka bir yaramazlık olur.. aynısı olmaz..
    boba: !!!???

    (bkz: herakleitos)

  • yanlış anlaşılmasın, yaşar usta gibi dürüst, çalışkan, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş bir adama saygısızlık
    etmek istemem. ancak kızını çeşitli açılardan yetersiz gördüğü bir insanla evlendirmek istememesi konusunda çok üstüne gidildiğini düşünüyorum saim bey'in. yani kendimi onun yerine koyuyorum da; yıllarca çalışmışım, didinmişim, çarçakal dolu şu sektörde ayakta kalmayı başarıp belli bir birikime sahip olmuşum, yıllardan sonra yanımda ne bir hayat arkadaşım ne de başka çocuklarım kalmış. sadece ve sadece biricik kızım var. hayatımı adadığım servetimi bırakacağım tek bir kızım. e tabi ki biraz ince eleyip sık dokuyacağım. elin ne idüğü belirsiz çulsuzu neden gelip benim servetime konsun ki? allahınızı severseniz -hadi koca serveti göz ardı ediyorum- hanginiz daha okulunu bitirmemiş, aklı bir karış havada kızınızı işi gücü olmayan, okulu bitmemiş bir adama ve onca kişinin yaşadığı bir eve gelin olarak verir? lütfen fakir edebiyatını, pulsuz romantizminizi bir kenara bırakarak bir cevap verin!

    saim bey de aynen bu şekilde realist bir bakış açısıyla yaklaştı olaya aslında. sanki zengin piçi bulup başgöz etmek istiyormuş gibi bir algı yaratıldı. kesinlikle katılmıyorum. adamın istediği sadece kızının okulunu bitirip kendi ayakları üstünde durabilmesi ve kendi öldükten sonra maddi manevi emanet edebileceği bir damattı.

    hoş kız da tam bir hayırsız. koca dağ gibi adam üzgün, perişan, tamam diyor; git hadi kızım o güzel insanların yanına diyor, mutlu ol diyor bir gece yarısı arabada. bizim kız napıyor? açıyor arabanın kapısını basıp gidiyor. bu mudur mutlu son? bu mudur lan onca senenin karşılığı? bi sarıl teşekkür et, gel babacım sen de, her şeye yeniden başlayalım de. 11. tabağı da senin için çıkarırlar bu güzel insanlar de. baban lan o senin. hayatındaki tek kişi sensin o adamın. yemin ediyorum benim kızım olsan ne halin varsa gör der fabrikayı mabrikayı satıp dünya turuna çıkıp karılarlan kızlarlan yerdim parayı. yelloz!

    türlü adi, pislik, güvenilmez insan dolu şu dünyada tek varlığı kızı olan bu hassas adamın yıllarca çok üstüne gidildi. birazcık kendinizi onun yerine koyarak olaya bir de bu açıdan bakmanızı ve yıllar sonra bu koca yürekli ve yalnız adama iade-i itibar etmenizi istiyorum hepsi bu.

  • werder bremen, almanya milli takımı, real madrid, güzel kadınlar derken adam bir anda umut sarıkaya karikatürlerine döndü.

  • toplumsal kırılmalar başlıyor. baskıcı, sansürcü, millet iradesini gasp etmiş kişilerin sonunda böyle açıklamalarla karşılaşması kaçınılmazdır.
    sanıyorlar ki üst perdeden tek kendileri konuşabiliyor. köşeye sıkıştırdınız insanları ve bizim de zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok!