ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi itiraf
-
banyodan çıktıktan sonra, kremler, kokular falan sürünüp tertemiz olduğumda, kendimi kokluyorum bazen, saçlarımı kollarımı falan. sapık değilim hayır. ama böyle anlarda bu temizliği biriyle paylaşamadığıma çok üzülürüm. birinin omzuna yatmışken onun burnuna gelen saçlarımın kokusunu alamamasına, sarılırken buram buram o kokuyu duyamadığına, o karşıdakinin kokumu içine çekerkenki halini göremediğime çok üzülürüm. onca temizlik boşa gitmiş gibi gelir.
o nedenle belki de en güzel iltifatlardan biridir benim için ''çok güzel kokuyorsun'' denmesi. koku çıkmaz çünkü akıldan.
manyaklık bedava.
laiklik referandumu
-
ak partili, pkk'lı ve fethullahçı kansızların ortak rüyaları. kolektif bilinçleri hala özümsüyemedi milletten yedikleri tokadı.
burçlar savaşından galip çıkacak tek burç
-
(bkz: ikizler)
iki kişiler olm bi kere.
kardeşin ölmesi
-
aradan geçen 11 yıl 4 saat saat sonra bile tazecik, dumanı tütebilen acı.
yaşanan ilk acıysa ve anneler günü ise o gün, inanası gelmez hiç insanın. çok küçüktür bir de. daha yeni okumayı sökmüş, yakasına kızarmış elmayı takalı henüz bir ay olmuştur. ilk dönemdeki süper notlar erkenden ''sınıf geçme hediyesi'' isteme cesareti vermiştir ona. baba; oğlum ne isterse alırım deyince o da bisiklet istemiştir. tam istediği gibi oğlunu mutlu eden babanın tek şartı vardır ama. ''okullar kapanınca bineceksin''. peki denir babaya ama kendi kendini yer tabi kardeş.
anneler günü sabahında ablanın reddetmesine karşı saatlerce yalvarır ''ablacım sadece 10 dakika, nolur babama söyleme ama'' diye. abla da dayanamaz, kıyamaz. verir bisikleti. o sayılı dakikanın yarısı olmadan kapı çalar. komşu kardeşin bisikletten düştüğünü söyler, çok sakin karşılanır, olabilir gibi. yerde yatan, üzeri örtülü biri vardır. var ama onun ayağındaki kardeşin ayakkabısı değil, bisiklette onun bisikleti değildir ki o benim kardeşim olsun. değil işte, hiç birşey onun değil ama bir anda oracıkta beliren babanın yürekten kopan çığlığı herşeyi özetler sana. üzeri örtülü o... canım kardeşim.
ilk anda anlamazsın. aklın harçlığıyla anneler günü hediyesi almak için para biriktirmiş, süt dişi yeni çıkmış küçüçük kardeştedir. ama o nerde o... o merhametli minik yürek annesi olmadığı için üzüldüğü, zinciri pastan dönemeyen biskleti, ayağındaki ayakkabısı yırtık, 'benim bisikletim öyle değil, sen hep binersin, biraz giyeyim mi ayakkabını, veririm inince diyen sinif arkadaşıyla karşılaşır. ve sen bunları o gittikten yılar sonra, liseyede okuyan, hala ayakkabıyı saklayan o arkadaştan öğrenirsin. ölmek mi, öldürmek mi arasında sıkışırsın işte o zaman.
yaşıtları üniversite tercihleri hakkında danışmak için abla bilip yanına geldiklerinde ise şakağındaki o şey boğazına dizer hayatını. 19 unda gözleri parlayan genç flörtlerinden bahsederken sen, gitmeden bir gün önce hasta olur diye dondurma almadığın, gözünün yaşına kıyamayıp bisikleti verdiğin, on dakika sonra gelecek olan canini düşünürsün. düşünmek istemediğin tek şey ellerinle üstüne toprak ettiğin kardeşinin kanina, canina biçilen paranin hesabina yatirilmak istenmesidir.
o anda yüreğinde binlerce mum birden yanar. her gün birisi söner. ama birtanesi hiç sönmez. yediğin lokmanın yarısı acı geçer boğazından. keşkelerle yıllar geçer. suçluluk şakağına dayalıdır hep. kulağındaki onlarca küpe olmuş şey tek karındır. aci çok şey öğretmiştir. dost, düşman ayirmak kolaylaşmiştir sanki. bayramlar mezarlikta başlar, anneler günü karalar günü olur, takvimlerde doğum günü hep kirmiziya boyanir.
yazarken yutkunmayi bile çok gören, ekran bozuldu mu ne, neden bu kadar bulanik dedirten bu aci, yarinki anneler gününü minicik bedenini toprağa koyduğu evladinin mezari başinda geçirecek annemin, babamin asla okumasini istemediğim şeyleri yazdirdi bana. hayat sadece acı değil ama. tadıdan yenmeyen şeyler de var. yüreğe ağir gelen bu duygudan siyrilmamin tek sebebi, anneme tapma nedenim, canimi istese düşünmeden vereceğim bir tanecik meleğimdir.
o meleğin yazdırdıkları içinse (bkz: ablalarin kardeş sevgisi/@nunuca)
17 temmuz 2021 türkiye'nin elden gidiyor olması
çiğ köftenin dünyada tutmamasının nedenleri
-
acı olmasıyla falan alakası yok. dünyada ne acılar yeniyor, aklınız uçar gider.
asıl sebep, dünyanın birçok yerinde hayvansal besinler ucuz olduğundan, salçalı bulguru, yufkanın içine koyup yemekle uğraşmazlar.
pizzanın, hamburgerin, sandviçin, makarnanın, dürümün, içine, basarlar eti, peyniri, şarküteriyi, aslanlar gibi yerler.
gebze-halkalı banliyö hattı
-
dün ilk gününde siftahını yaptım. bostancı'dan bayrampaşa'ya gitmek için kullandım bu hattı. birkaç gözlemimi şöyle anlatayım:
- bostancı istasyonunun eski girişi kullanılmıyor. eskiden çarşı olan alt pasaj şimdi istasyon girişi olmuş durumda, oradan giriliyor.
- istasyonlar eskiden iki ayrı istikamet için iki ayrı platformdan çıkmayı gerektiriyordu, şimdi metro platformu gibi olmuş, iki istikamet de aynı platforma yanaşıyor.
- üçüncü ray ve diğer platform ekspres hatlar için.
- trenler aktif olarak marmaray hattında çalışan trenler. o yüzden hızlanması daha iyi ve daha sessiz. tren üç dakikada geldi bu arada ben platforma girdikten sonra.
- göztepe istasyonu eski yerinde değil, biraz daha ileriye taşınmış sanırım.
- kızıltoprak istasyonu artık yok.
- söğütlüçeşme istasyonundan önce 3 dakika kadar sinyal yüzünden bekledik, bunun haricinde bir sıkıntı olmadı.
- söğütlüçeşme'de yht gördüm. zaten levhadan gördüğüm kadarıyla yht anadolu yakasında pendik, bostancı ve söğütlüçeşme'de duracak.
- şu anda aktif bir bildirim sistemi yok trenlerde. levhalar ışıklı değil ve sesli anons sadece sinyal beklemeleri için anons geçiyor, eski usül dışarıyı gözleyerek nerede olduğunuzu anlamak zorundasınız.
- 16:38'de bostancı'dan bindiğim tren, 16:56'da ayrılık çeşmesi'ne varmıştı.
- 16:38'de bostancı'dan bindiğim trenden 17:11'de yenikapı'da indim. tam 33 dakika sürdü, 3 dakika beklememiş olsaydı tam 30 dakika sürecekti.
- tren çıkışındaki turnikeye kartınızı okutarak iade alabilirsiniz. metrobüs gibi tam yol ücreti kesiyor girişte, sonra iade ediyor bilginiz olsun.
- bu sayede yenikapı'dan hemen kirazlı metrosuna aktarma yaparak 13 dakika daha yol gidip bayrampaşa'ya ulaştım. yani toplamda yaklaşık 45 dakika içinde bostancı'dan bayrampaşa'ya gitmiş oldum.
- şu anda istasyonlar biraz şantiye gibi ve düz beton. umarım ağaçlandırırlar çünkü şu haliyle bitmemiş evi geziyor gibi hissediyorsunuz istasyonlara yanaşınca. onun dışında izlenimlerim olumlu ama 6 yıl beklemenin affı olamaz.
boşanmış aile çocuğu olmak
-
babam ve oğlum'u izlerken herkesten çok ağlamaktır. annenin veli olması durumunda, soyadı farklılığından ötürü veliye teslim edilmesi gereken her belgeyi başkalarına göstermemek için strese girmektir. yakalanınca, niye soyadınız farklı sorusu karşısında minicik kalbinizin bir an durmasıdır. arkadaşların sorduğu baban nerede, görüşüyor musunuz hala, onu seviyor musun, niye ayrılmışlar gibi zalimce sorular karşısında boyun bükmektir, kuytularda ağlamaktır. kırılmaktan korkmaya başlayıp, kendi kabuğuna çekilmektir küçücük yaşta. kendi halinde, sessiz, sakin, çekingen diye tanımlanmaktır. küçük yaşta ayrılmış olsalar bile, bunun son derece normal olduğunu ancak ergenlikten sonra idrak etmektir. herkesten çok empati yapmaktır ikili ilişkilerde. sevince daha çok, daha nazik sevmek, özünde kırılgan ve duygusalken güçlü görünmektir. doğmamış çocuğunuzun doya doya baba dediğini hayal edip aptal aptal gülümsemektir.
türkiye'de savaş çıksa avrupa bizi alır mı
-
bize bir ülke saldırsa, saldıran ülke yerine bize yaptırım uygularlar. daha fazla bir şey yazmaya gerek yok sanırım.