ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türklerde mesai sonrası bar kültürünün olmaması
-
mesai sonrası pert kültürü olduğundandır.
antakya rönesans sitesinde arabaya bindirilen kız
-
maalesef mira'yı kaybettik arkadaşlar, maalesef: https://twitter.com/…?t=mdw4xfgzwxp-rdlmz1rr4a&s=19
üst edit: bulunduğuna dair bilgi var. teyit edip haber vereceğim.
üst edit 2: bilgi asılsız çıktı maalesef :(
https://twitter.com/…?t=pfflexpms22kifxvp-ar7g&s=19
mira yıldırım. 12 yaşında. 8şubat saat 13'te hatay antakya rönesans sitesinden enkazdan çıkarıldı. sivil bir araca verildi. o saatten beri ulaşılamıyor.
kaçırılmış olabileceğinden şüpheleniliyor. ailesi de enkazdan çıkarıldı. bilen duyan gören lütfen tweetteki kişiye ulaşsın.
diğer kayıp çocuklar şurada: (bkz: #148845404)
ayrıca:
(bkz: hatay esenlik mah irem apt)
başka firmalarla görüşüyor musunuz
-
+ başka firmalarla görüşüyor musunuz?
- hayır sadece bu firmayla ilgileniyorum.
+ yalan söylemeyin, çantanızdaki cv fotokopilerini gördük.
- ay nerden gördünüz onları ya?
+ aslında görmemiştik.
- nası yani?
+ olta attık, siz de yediniz.
- ama olmadı ki böyle...
+ oldu.
- hem, yok ki çantamda fotokopi benim!
+ pınar hanım.
- ay gerçekten yok!
+ daha fazla çirkinleşmeden gidin.
- üf ama yaaa :(
max planck
-
beni gustav robert kirchhoff, sir isaac newton ve nicola tesla ile birlikte fizik aşığı eden 4 deli dahiden birisi. tam adı max karl ernst ludwig planck olan üstadımın yeri ise bende biraz farklıdır.
kuantum kuramı ya da planck sabitinden ziyade, -ki kuantum özel ilgi alanımdır- ona 1918de nobel kazandıran termodinamiğin 2. yasası yüzündendir yerinin farkı. makina mühendisi olan bendenizin ilgisi plancktan ziyade newtonla olmalı esasen, kısmen doğru da. kinematik ve mukavemet konularında uzman seviyesinde olma sebebim newtonla çocuk yaşlardan içli dışlı olmamdır fakat kendisiyle ayrıştığımız çok temel bir konu var: yer çekimi kanunu. karadeniz teknik üniversitesi fizik bölümü profesörlerini karşımda sus-pus edecek savlarımla yerçekimi kanununun olmadığını savunan bir fizik meraklısıyım, neyse o başka başlığın konusu.
plancka geri dönelim, ne demiştik? termodinamik. sistemlerin enerjisini inceleyen termodinamik bilimi, hem matematik (bkz: fourier integrali), hem fizik hem de kimyayı içeren çok geniş bir yelpazeyi barındırır. tüm mühendisliklerin kıyıdan köşeden alakadar olduğu ve bilmesi gereken (yunus çengel'e selam olsun) bir daldır. fakat kimya yüzünden bir türlü yıldızım barışmadı termoyla. sadi carnotu deli mi düdüklemiş de bunlarla uğraşmış gibi çok sığ yaklaşırdım hatta. fakat ne zamanki fizikle aynı potada eritmeye başladım, termofobim yerini ilgiye bıraktı ve gibbs serbest enerjisinden ekserjiye boltzmann denkleminden carnot teoremine günlük sohbetlerde bahsedecek kadar bilgi sahibi olmuşsam sebebi planck ve termodinamik alanındaki çalışmalarıdır.
son olarak; (bkz: adam alman beyler, kaçın)
eagle six out...
trityum
-
trityumu pek sevdiğim için ansiklopedi modunda bir yazı yazayım dedim. şimdi tritumun iki adet nötron bir adet protondan oluşan çekirdeği ve bu çekirdeğin etrafında dolanan bir elektronu vardır. doğada uzaydan gelen nötronlarla oluşsa da çok düşük derişimdedir, üretimi içinse çaba harcamaya gerek kalmadan nükleer reaktör içindeki suyun nötronları tutmasıyla reaktör atığı olarak oluşur. yarı ömrü 12.3 yıldır, şimdi yarı ömür dediğimiz şeyi biraz açmamız gerek. normalde kimyasal tepkimelerin gerçekleşebilmesi için tepkimeye girecek maddelerin yeterli hızda ve doğrultuda birbirlerine çarpması ve elektron dağılımının değişmesi ile yeni moleküller oluşur(parçalanma tepkimeleri için de tam tersi). zaten bir atomun her türlü özelliğini belirleyen şey de çekirdeğinin çekim gücü olan proton sayısı ve etrafındaki elektronların konfigürasyonudur. nükleer tepkimeler de ya çekirdeğin kendi kendine başka bir çekirdeğe dönüşmesi veya dış bir etkiyle parçalanması(bkz: fisyon) ya da çekirdeklerin kaynaşması(bkz: füzyon) yoluyla olur. radyoaktif elementlerin bozunması için dış etki gerekmez, çekirdekleri nötron dengesizliği sebebiyle kararsızdır ve başka bir elemente veya izotopa dönüşerek enerjilerini atıp kararlı hallerine dönüşürler. bu dönüşümün ne kadar hızlı olacağı ise çekirdekten çekirdeğe değişir. bir tane tane kararsız çekirdeğin ne zaman dönüşeceğini bilemezsiniz fakat bir sürü(bkz: avogadro sayısı) kararsız çekirdeğin parçalanma hızı logaritmik olarak azalır, bunun sebebi ise normal bir tepkimedeki çarpışma sayısını değiştirerek(sıcaklık, basinc,derisim gibi) tepkime hiziyla oynayabilirsiniz fakat çekirdeğin kendi kendine bozunması sadece o çekirdeğin kendisi ve ne kadar kararsız olduğu ile ilgilidir. bu tipte kendi kendine gerçekleşen tepkimelere birinci dereceden tepkimeler deniyor. birinci derece bir tepkimenin hızı bir adet hız sabiti ve tepkimeye giren şeyin derişimi çarpılarak bulunur. (-d[x]/dt = k.[x] ) eğer dt yi x in derisimi ile yer degistirip integral alırsanız ln([x]0/[x]t)=k.t formülünü elde edersiniz. eğer [x]0 başlangıç derişimi, t anındaki [x] derişiminin iki katıysa, yani x derişimi yarısına düştüyse bir yarı ömürlük süre geçmiştir (k bozunma hız sabiti) mesela 2t süre sonra başlangıç derişiminin 1/4 ü kalacaktır gibi gibi. şimdi trityuma geri dönelim , kapalı bir kaptaki trityum miktarı her 12.3 yılda bir yarıya düşüyor, yani trityumlu bir anahtarlığın parlaklığı her 12.3 senede yarısına düşecek demek. trityumun bozunması da bir adet nötronun bir adet elektron ve bir adet proton(+1 antinötrino) oluşturması şeklinde gerçekleşir, oluşan elektron çekirdekten fırlatılır(bkz: beta ışıması) ve iki protonlu helyum-3 izotopu oluşur. şimdi diyeceksiniz ki neden fallout 5 çeker gibi radyoaktif şeyden anahtarlık yapıyoruz, aslında sadece anahtarlık degil elektriksiz ışık gerektiren yerlerde trityum kullanılır mesela silah gezlerinde, uçak acil durum tabelalarında, saatlerde, elektrik kesintisi olan askeri havaalanlarında. ha ışığı nasıl üretiyoruz onu da anlatayım, trityum gazını koydukları cam ampulün iç çeperini beta elektronunu absorblayıp foton üretecek fosforla kaplıyorlar, bu fosfor görünür dalgaboyunda ışık yayıyor, bu sistem tüplü televizyonla aynı şekilde çalışıyor, ( bkz. katot tüpü) , bir de şuan ezbere hatırlamıyorum ancak trityum anahtarlıktaki beta elektronunun size bir zarar verme imkanı yok (5 kev civarı,) ancak fosforda bulunan ağır elementlerin(kadmiyum falan) iç yörünge elektronlarını kopartabilir ve burdan düşük enerjili x-ray çıkabilir ancak bu x-rayin miktarı çok çok azdır, muhtemelen bir saat falan güneşlenince anahtarlıktan gelen xrayin 30 yıllığı kadar radyasyon alırsınız, o sebeple trityum anahtarlıkların bir sakıncası yok.
ancak, trityum gazı(hidrojen sonuçta) ampul kırılınca atmosfere karışıyor, normalde sorun yok hatta çok iyi, uçan balon gibi uzaya doğru gidiyor radyoaktif madde, ama çeşitli sebeplerden ötürü oksitlenebiliyor, yani su oluyor (t2o, tho gibi radyoaktif hidrojenli sular, h2o lar) genelde tho şeklinde bulunuyor, okuduğum kitapçığa göre trityum gazını solumak ve trityum hidrojen oksit(tho) buharı solumak arasında 15000 kat radyasyon farkı var! eğer okuyan varsa hala neden diye soracaktır, hidrojen gazı inert bir gazdır ateş yakmadiginiz sürece ucar gider , ancak su vucudunuzun 3/4unu olusturur, radyoaktif su molekülleri vücudunuza temas ettiği zaman direk emilir ve baya uzun bir süre vücudunuzda kalır çünkü su amk, bu da yaptığı radyaktivite hasarini 15 bin katına çıkartıyor.
o sebeple bu anahtarliklar kırıldığı zaman ortalığı iyice havalandirin, kırılan anahtarlığı eldivensiz tutmayın falan filan. şüphesiz ki okuyanlar için bu entryde başka hiçbir yerde bulamayacağınız bilgiler vardır. hatuna 6. yılımızda trityumlu pandora charmı yaptım 6 tane pembe parlayan ampul var charma gömülü, boşa anlatmıyorum bunları araştırdık da geldik
görsel
görsel
edit: fotolar
12 nisan 2022 e-devlet veri sızıntısı iddiası
-
sızdırılsın sizin bilginizi kim ne yapsın diye bir entry giren var. bu konuda bu tarz düşünceye sahip olanların eşek sudan gelinceye kadar dövülmesini gerektiren veri sızdırılma iddasıdır.
gizem tuncer'in parasız adam gereksizdir demesi
-
mahmut tuncer'in kendi de değil, kızı.
ve biz bu kızın dediğini tartışacağız öyle mi?
424 bin tl'lik araca 1.185.473 lira vergi alınması
-
hesabını sandıkta sormuyorsanız beter olun.
mesala ben seçimde "şahsım"'ın karşısına iblis bile çıksa oyumu iblise verceğim.
çünkü iblis bile ülkeyi böylesine talan edip çökertmeye, vatandaşını fakirleştirip perişan etmeye utanır, sıkılır, "yok yahu, bu kadar da olmaz, ayıptır" der.
baba esprileri
-
üniversiteden sevgilimle tanıştırınca şöyle demişti;
- dersler nasıl gençler?! okulda aranızda okuma yarışı filan yapıyor musunuz ehehehe...
(bkz: oo espri)
ev arkadaşı diyalogları
-
gecenin 1 i herkes aç. dışarıdan yemek isteyecek enola.
enola: mehmet bu saatte neresi yemek yapar?
onlinedetector: ne yemeği lan? ana oğluna yemek yapmaz bu saatte
enola: ----------
elif aslı yıldız tunaoğlu
-
hanımefendinin instagramında 5 dk gezince bir arkadaşımı hatırladım. pendikte bir gecekonduda yaşıyorlardı. çok büyük bir şirkete sekreter olarak girdi ne yaptı ne etti 6 ay içinde şirketin sahibini kafaladı evlendi. aynı bu abladaki gibi 20-30 yaş fark var. ondan sonra yüce dağları ben yarattım tribinden çıkamadı. konuşurken ben bu şirkete ömrümü verdim diyor 2 gün gitmesem batar diyor. terfi etti tabi muhasebe müdürü gibi bir şey oldu. en son birlikte happy moonsa gittiğimizde garsona benim yemeğimi herkesten önce getireceksin!!! deyince son görüşmemiz oldu.
bu ablamızda da onu hissediyorum bir şeyleri hazmedememiş gibi. sürekli tüm postlarda ben buraya tırnaklarımla kazıya kazıya geldim imajı vermeye çalışıyor da içi boş çok belli.
-yazan arkadaşa telafi edebiliriz bir aksaklık olmuş olabilir deseydi bugün kimse bunları yazmayacaktı ama onun yerine arkadaşın yaşadığı evin neminden( yani sen fakirsin rutubetli evde oturuyorsun diyor ) bahsetmeyi daha uygun görmüş. kibir en büyük günah.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
fb - k.erciyes maçı öncesi kesintisiz 2 dakika boyunca kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!kahrolsun israil!!!!.....
tezahuratları hem gündeme gönderme, hemde ısınma amaçlı olarak vuku bulur. derken stad ani bir sessizliğe büründüğünde arkadan dallamanın teki yanındaki arkadaşına soru sorar...
- olm ismail kim lan???
yalnızlığın anlaşıldığı anlar
-
oturuyorum bir barda iki tane arkadaşımla, içiyoruz. hepimizin canı birbirinden sıkkın. garson geldi ve maytap bıraktı masalara. müzik durduğunda yakar mısınız dedi, olur dedik. doğum günü kutlaması falan zannettim. durdu müzik, yaktık maytapları. bir çocuk çıktı sahneye aldı mikrofonu, kız arkadaşını çağırdı yanına, diz çökerek çıkardı yüzüğü ve "hayatımın kadını benimle evlenir misin" dedi. mutluluktan ağladı kız tabii, sarıldılar ve evet dedi. müzik başladı ve şu an dans ediyorlar.
ben ne mi yapıyorum? maytap tutuyorum tabii ki ne yapacağım.