hesabın var mı? giriş yap

  • su veren itfaiyenin hortumunu siksinler...

    adam hala utanmadan hükümet yetkililerimiz oy almaya gelince ''sizi mağdur etmeyeceğiz'' demiştiler. özellikle ak parti ''ilçe başkanımız'' diyor.

    ilçe başkanın kurtarsın şimdi seni.

    edit: şeker fabrikasını alan şirket: albayrak turizm seyahat inşaat ticaret aş.
    (bkz: ver mehteri)

  • 7 senedir yaziyorum surada. ilk defa haline uzuluyorum eksi sozluk'un.

    ne cok gerizekali varmis arkadas sagi solu kiskirtmak, bilincli olarak rahatsizlik verip tatmin olmak icin bekleyen...

    sokakta biri ayagina bassa urkerek donup "abi ama ayip olmuyor mu?" diyemeyecek onlarca omuriliksiz gelmis burada milletin umursadigi, oyle ya da boyle inandigi ne kadar deger varsa provokasyon amaciyla itin gotune sokuyor. sebep? milletin rahatsiz oldugunu, sinirlendigini izleyip zevk almak.

    sonra zevkine dovsen bunlari suclu olursun, barbar olursun. kisisel alana mudahele etmis, ilkel olursun.

    ne hastalikli, ne rahatsiz bir zihniyetmis bilader.

    uzuldum, vallahi uzuldum.

  • bir toplulukta 23 kişi bulunması durumunda, en az iki kişinin aynı doğumgününe sahip olma olasılığının %50 civarında olduğunu ifade eder. 60 veya üzeri bir sayıda bu oran %99 dan da fazladır.

  • taksimde ağa caminin sokağında, kol saati satan afrikalı bir zenci ile yöre esnafı arasında geçmekte, esnaf uzaktan bağırıyor:

    - gözün aydın, sizinkisi başkan seçilmiş!!! ehehe
    - sijinki?
    - hadi yine iyisin, hadiii... hehehe

  • üniversiteye anadolunun küçük bi köyünden gelmis bi adam var. hoslandigi da bi kiz. bigün arkadaslari yari gaza getirmek mahiyetli, yari ciddi bi sekilde bunu kenara çekerler. anlatirlar durumu:

    - olm sen gidip konusmazsan bu tip olaylar hiç baslamaz. gidecen tanisacan kizla, muhabbet kuracan.

    gazi almistir. kizi bigün takip eder arkasindan. bütün cesaretini topladigi sirada iyice yaklasir ve kizin sirtina pat pat diye dokunur. kiz nooluyo gibisinden buna döner ve bakar. ama gencimiz bu noktada heyecandan tikanir. aazindan tek kelime çikmaz. kiz

    - nooldu?

    diye sordugu sirada da..:

    - sevmek suç mu?

    diye patlar...

  • şahsi fikrim bu mahlukat cinayete teşebbüsten yargılanmalı! sakın ekmek parası vs. gibi duyarlar kasmayın. planlı olarak adam öldürmeye teşebbüsten yargılanmalı.

    edit: iş yeri 5 aydır kapalı, asgari ücretliyim, devlet 5 krş yardım yapmadı. ev kredisi ödüyorum. borçlandım, kredi çektim, çaresizlik had safhada..
    ne olursa olsun "ekmek parası" adı altında kimseye zarar veremezsin. buna hakkın yok. nokta.

  • seneler önce bir furya vardı hani, "ünlülerin maç izleyişleri" diye, sanırsam zamane televolesi (ki o zamanlar spor ağırlıklıydı) önemli maçlarda ünlüleri evlerinde, cafelerde vs. maçı seyrederken çekip yayınlardı. böyle boş, böyle anlamsız bir konseptti.

    yine bu tür programlardan biri, kameraya alınan kişi ise bu sefer "müslüm gürses"... 3 büyüklerden biri avrupa takımının tekine karşı oynuyor, bir kahvehane dolusu insanla beraber maçı tüm dinginliğiyle müslüm gürses de izliyor.

    bizim takım bir noktada atağa kalkıyor, tüm kahvehane ahalisinde heyecan dorukta -müslüm baba sakinliğini koruyor-. atak devam ediyor, millet ayaklanıyor...ve en sonunda gol oluyor.
    ...herkes çığlık çığlığa, ayakta, birbirine sarılıyor, tezahuratlardı, haralasıydı, güreleseydi... lakin müslüm gürses hala oturuyor.?

    neden sonra, golden yaklaşık 1 dakika geçmişken, millet sakinleşip yerine oturmaya başlıyor, ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle müslüm gürses o efsanevi repliğini sarfediyor:

    "evet, gol..."

  • siyasal islamcıların ikiyüzlülüğüne başka bir örnektir. kıbrıs barış harekatı'nda ecevit'in abd'ye koyduğu tavır neticesinde ülkemize uygulanan ambargoları, yıllarca "ecevit döneminde yağ kuyruğu, tüp kuyruğu vardı" diye iç siyasete malzeme yapıp, hafızalara yerleştirmeye çalıştılar ve büyük oranda başardılar ama bugün görüyoruz ki ecevit o dönem diplomasi nedir, türkiye cumhuriyeti gerektiğinde nasıl bir duruş sergiler tüm dünyaya göstermiştir. bugün akdeniz'de söz sahibiysek bunu da kendisine borçlu olduğumuzu unutmamalı ve ülke menfaatlerini kimsenin kendi egoları uğruna kullanmaması gerektiğini bir kez daha hatırlamalıyız.