hesabın var mı? giriş yap

  • white album'un yedinci şarkısı, george harrison bestesi.

    bilindiği üzere şarkının efsanevi solosu, her ne kadar kendisine kredi verilmemiş olsa da, eric clapton'a aittir. george ilk teklif ettiğinde clapton stüdyoya gelmekten çekinmiş, diğer grup üyelerinin rahatsız olabileceğini düşünmüştür. bu yüzden çok yakın arkadaş olmalarına karşın george, clapton'ı ikna edebilmek için bin dereden su getirmiştir. clapton'ın endişelerinin ne kadar yersiz olduğu, stüdyoya gittikten sonra anlaşılmış. zira nerdeyse birbirinin boğazına yapışacak durumda olan grup üyeleri, clapton geldikten sonra sakinleşmiş, ortamın havası değişmiş. hatta the beatles get back belgeselinde george'un sinirlenip grubu bıraktığı bölümde, şaka mı gerçek mi anlamadığım bir şekilde, john lennon gruba eric clapton'ı alma fikrini atıyor ortaya. o denli iyi bir intiba bırakmıştır grup üzerinde. ayrıca lennon ve clapton bu şarkının kayıtlarından sonra iki iyi arkadaş olmuşlar ve daha sonra lennon'ın kuracağı süpergrup the dirty mac'te solo gitarı clapton çalmış.

    george, garibim, yıllarca albümlere şarkı kabul ettirebilmek için neler çekti. bu lennon/mccartney ne fenadır bilmezsiniz siz*. bu şarkıyı da gruba ilk dinlettiğinde paul ve john'un pek ilgisini çekmemiş. clapton'ı bir emrivakiyle stüdyoya getirince şarkı tekrar gündeme gelmiş.

    şarkı aslında ilk olarak akustik bir balad olarak düşünülmüş. anthology 3'teki versiyonu kullanılmak üzere kaydedilmiş.

    ringo starr abimiz, albümdeki ilk altı şarkıda yok, grubu terk etmiş. bu şarkı, ringo'nun döndükten sonra çaldığı ilk şarkı. hatta diğer üyeler davulu çiçeklerle bir güzel süsleyip ringo'ya sürpriz yapmışlar.

    eric clapton şarkıda gibson les paul marka gitar çalmış. bu gitarı daha sonra george ödünç almış ve cry baby cry'ın kayıtlarında kullanmış. daha da sonrasında clapton gitarı george'a hediye etmiş.

    şarkı o dönem hit olmamasına rağmen, zamanla değerini bulmuş ve beatles klasikleri arasına girmiş.

    grubun hindistan gezisine eşlik eden sanatçılardan biri de donovan'dı. donovan'ın white album'deki etkisi büyüktür. özellikle fingerstyle ve clawhammer tekniklerini gruba aşılayan adamdır donovan. julia, dear prudence, blackbird gibi akustik gitar şarkılarında bu açıkça görülüyor. donovan bunu bir röportajında da dile getirmiştir. john lennon kendisinden clawhammer tekniğini kapmış. george harrison ise daha çok donovan'ın kullandığı akor yapılarından etkilenmiş. bu şarkıda yaptığı la minör düşüşü de, donovan'dan aldığı bir hareketmiş.

    tahmin edileceği üzere bu şarkı, george harrison konserlerinde en çok çaldığı şarkı olmuş.

  • kamuda 10 senesi dolmak üzere olan birisi olarak gözlemlerimi belirteyim.
    belli yaşın üstünde, zamanın torpillisi (sağcısı solcusu farketmeksizin) bilgisayar ile araları iyi değil. yeniliklere kapalılar ve verim almak neredeyse imkansız.malesef ellerinden fazla iş gelmiyor.(gerçi iş yapma gibi bir dertleri de yok) 52 yaş üstü bu kesimi istisnalar haricinde yok kabul edebilirsiniz. genç memurlar ise ikiye ayrılmış durumda;
    a) genç torpilliler: burunlarından kıl aldırmıyorlar, herhangi bir işin parçası değiller, ortalıkta gezinip starbucks tartışmasından öteye gitmiyorlar, sırtları sağlam.
    b)genç torpilsizler: işte bütün yük bu kardeşlerimizin üzerindedir, her birimde bunlardan asgari 2, en fazla 5 tane bulunur. varolan işlerin bütün sorumluluğu bu arkadaşlara aittir. birimin işlerinde hata mı var? bu arkadaşlar yapmıştır. birimde iş ile ilgili bir tartışma mı var? tartışmanın göbeğinde bu arkadaşlar vardır. müfettişler soruşturma mı yapıyor? bu arkadaşları ve yaptığı işleri soruşturur. çalışmayan kesim herhangi bir iş yapmadığı için herhangi soruşturma vb. şeyler geçirmeden çay, kahve, tuvalet üçgeninde mesaisini bitirir. 657 değişirse ilk bu torpilsiz arkadaşlar topun ağzına gelir.

  • diaspora ne diye sorsak uganda'lı bir futbolcu diyecek adamlar gelmiş ekonomi ve siyaset konuşuyor. ciddiye almayın.

  • kadının %100 haklı olduğu durumdur.

    sizce iş gücü maliyeti ürüne yansımayacak mı?

    deniz zeyrek bundan üretici şikayetçi mi demiş üreticinin tuzu kuru kardeşim umrunda olur mu işçinin maaşını %40 arttırsa ürüne %70 zam yapar işine bakar.

    laf olsun torba dolsun diye atılmış bir tweet ve üzerine bunu entryleştiren bir yazar olması bile komik

    ekleme: başlığı açan şahıs şöyle bir entry daha girmiş başlığa #131090409 bilal'e anlatır gibi yazıyım.

    biz kimsenin maaşına zam gelmesin demiyoruz, nevşin hanım da aynı şekilde. bizim dediğimiz sistem ve düzen öyle bir batış batmış ki maaşa gelen zam misliyle yine o maaşı alana girecek. bu sefer 2800 lira maaşla aldığı şeyleri 5000 lirayla alacak yani emeği değer kazanmayacak. kadın maaşa zam yapmakla mı kurtulacak bu ülke tek sıkıntı maaşların düşük olması mı yoksa o maaşlar niye gün geçtikçe azalıyor köklü bir çözüm bulunmalı diyor asıl ama senin gibilere her şeyi kelimesi kelimesine anlatmak gerektiği için anlamıyorsunuz.

  • yüzde bi kilo boya. erkek gözetleyip videoyla taciz. bu tacizi internet yoluyla yayınlama ama başı kapalı. allah'ın emrini yerine getirmiş yani!

    t: kafası karışık bir kızdır.

  • 3 doz oldum aşı, aşı çıkmadan önce çok ağır covid geçirdim, öleceğimi düşündüm evde karantinadayken,10 kilometre,yi 46 dakikada koşuyorum, yaş 43, yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum.görsel

  • seçim sandığını sevgiliye olan kavuşma özlemi gibi bekliyoruz ve o gün geldiğinde gavura vurur gibi vuracağız mührü.

  • geçen gün kafka, sartre ve plath okuyorum aynı anda... kocam eve geldi, "yemek yok mu" dedi. "yok" dedim, "niye" diye sordu, "okumam gereken çok kitap var çünkü" dedim. "senin azını burnunu kırarım" demedi ama dedi ki "keşke önce bi pilav bi salata ne bileyim bi çorba yapsaydın da ondan sonra kitaplarını okusaydın" dedi. "bak ben bütün gün it gibi çalışıyorum eve geliyorum bi tas çorba bile koymuyorsun önüme, açım aç" dedi. keşke önce knut hamsun'dan açlık'ı okusaymışım.

  • sahnenin amator otesi ve sacmaliktan ibaret olmasini geciyorum, siddeti ovmenin ve siradanlastirmanin nasil yapildigina ornek olabilir.

    yani mahalle arasinda bu kadar kalabalik iki grup birbirlerine karsi veryansin ediyor ve bu normal oyle mi? sundan zevk alan birinin herhangi bir yol ortasinda islenen cinayetten sikayet etme hakki olamaz.

    ayrica, agababalar asla one dusmez, kerizleri kirdirtirlar, bir de o sekilde ates eden iki topluluk olsa, karsi tarafa gerek olmadan hepsi birbirini vurur.