ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fed up
-
nasıl bir çarkın içinde hapsolduğumuzu pata pata yüzümüze vuran belgeseldir.
sırf kendi bedenimize,organlarımıza olan saygımızdan dolayı, rafine paketli maketli ürünlerden olabildiğince uzak durmamız gerekiyor. başımıza ne geliyorsa insülin denen zımbırtıdan geliyor. en çok ayvayı yiyen organımız da pankreas. güzel bir belgesel, tüm dünya vatandaşlarına tavsiye ederim.
şehitkamil hastanesi'ne 100 kişinin saldırması
-
(bkz: savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı)
o 100 kişinin hepsine 10 yıl ceza ver bak bakalım bir daha cesaret edebiliyorlar mı?
31 ağustos 2006 litvanya türkiye basketbol maçı
-
maçın anlatımında murat kosova anlık bir gazla, "ilk galibiyetimizin şans olduğunu söyleyenlere bu galibiyet... " diyerek bi anda kaldı. kapak olsun diye devamını getirecekti ki canlı yayında olduğunu anladı sakince "bu galibiyeti de görsünler" dedi..
(bkz: çok yaşa emi)
evlenmeye 1 hafta kala nişan atmak
-
annemin kankası olan ayten teyze oğlu nişanlıyken müstakbel gelininin annesinin evde çocuk bakmasına kafayı takmıştı. müstakbel gelinin annesi ücret karşılığı, yarım günlüğüne 6-7 yaşlarındaki çocuğa kendi evinde bakıcılık ediyormuş. bunu da ek gelir olsun diye yapıyormuş. ayten teyze "vay efendim benim dünürüm nasıl çocuk bakar" diye kafayı takmış bi kere. sonunda ayten teyze oğlunun başının etini yiyerek "nişanlına söyle annen kaç para alıyorsa çocuk bakmak için, biz kendi maaşımızdan ona veririz de" diye beyin yıkama yapıyor. oğlan da nişanlısına bu cümleyi kurunca kız da küçük görüldüğünü anlayıp düğüne günler kala nişanı atıyor. ayrıca kızcağızın ilk küçük görülmesi değilmiş. birikmişlik varmış. her neyse ayten teyzenin oğlu şu an başka bi kızla evlendi. yeni kızın babası iflas ettiği için kız yıllardır babasının borcunu ödüyormüş. ayten teyzenin yıllar önce küçük gördüğü ailenin borcu harcı yoktu. ayağını yorganına göre uzatan bi aileydi. biraz ilahi adalet oldu sanki bu durum. *
kitap okuyanların ekseriyeti gerizekalıdır
ersan ilyasova'nın enes kanter'i yere sermesi
-
açıkçası ersan’ın, bloğu yaparken “şimdi ananı laciverde boyadım fetöcü enes” diye düşündüğünü zannetmiyorum.
lassie ile sivas kangal arasındaki farklar
-
lassie ye gel oğlum diyince gelir, kangala gel oğlum diyince sen gel lan der.
isveç norveç gibi ülkeler varken türkiye'de doğmak
-
bir benzeri için;
91 yıllık cumhuriyet tarihinde dahili bedhahların olduğu döneme denk gelmek.
kavga eden üç pkk'lı mağaralarını ayırdı
rize'de atatürk heykelinin sökülmesi
-
rizelilerin bu duruma fazla ses cikaracagini sanmiyorum. put falan diyorlar hatta heykele. erzurum'dan daha koyu bir muhafazakarlik ve milliyetcilik ariyorsaniz, rize'ye bakin direk.
isterseniz eksileyin su entryi de.. ama gercekler ortada.
rize denilen yer, kücük, dünya gerceklerinden bihaber, ice kapali, reise hayran, kafatasci ve islamci bir sehirdir. adamlarin, atatürk ilkelerini ve ülkeye sundugu yenilikleri, modern gelismeleri filan takdir ettigini mi saniyorsunuz? onlar dikilen betona bakar, duble yola bakar..
debe editi: (bkz: arda için yardım topluyoruz)
ve sehitlerimize rahmet..allah yakinlarina sabir versin. cok üzgünüm.korkunc bir olay yasanmis. ne oldugunu biliyorsunuz..
türklerin öğrenemediği şeyler
-
metroda inen yolcuya öncelik vermek.
erkeklerin eve girmeden önce arabada beklemesi
-
vallahi bir erkek evde geçireceği süreyi korkunç olarak nitelendirip, günün yorgunluğunu arabada oturarak atıyorsa,
en kısa zamanda boşanmasını tavsiye edebilirim. bu hayat böyle geçmez.
alex de souza
-
cm'de parmanin oyuncusu ama flamengoda loanda baslar. yaklasik bir yil sonra £7m ye falan alabilirsiniz, azicik da saftır, 8 yillik kontrati, yilda £200000'a imzalar. solaktir ve left, centre, attacking midfielder ve forward oynar. getirdikten sonra bi kac ay oynatmayip tough training yaptirirsaniz canavar olur, juventus'ta nedved'i kestirir size.
12 sene sonra gelen edit: büyük oyuncunun başlığını açmak bana kalmış. unutulmayacaksın alex!