ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
5 dakikalık oksijeni kalan astronot
-
bir ayağı kraterdedir.
çocuğuna kendi mesleğinden isim vermek
-
meslek:sınıf öğretmenliği
isim:birce
tahta kaşığı bulaşık makinesinde yıkamak
-
istanbul`da yasiyorum;
- her gun istanbul`un pis havasini kokluyorum
- stresini cekiyorum
- sigara ve alkol kullaniyorum
dusunecegim son sey tahta kasigi elde yikamak olur, tesekkurler. elimden gelse halilari da bulasik makinasina sokar yikarim.
debe editi: (bkz: #56975655)
kalp
-
rahim gibi. içindekini atmak için kasılmak ve acı çekmek zorunda.
sinema tarihinin en iyi kovalamaca sahnesi
must ile have to arasındaki fark
-
en kolayı aynı cümlenin olumsuz halini söylemek.
must'ta "mamalı" anlamı olur, have to'da "zorunda değil" anlamı olur.
örnek:
you must fill this form: bu formu doldurmalısın.
you have to fill this form: bu formu doldurmalı/doldurmak zorundasın.
olumsuz:
you mustn't fill this form: bu formu doldurmamalısın.
you don't have to fill this form: bu formu doldurmak zorunda değilsin.
görüldüğü üzere olumluda anlamlar birbirine çok yakınken olumsuzda anlam farkı ciddi boyutlara geliyor. ayrımı bence en güzel bu şekilde yapılabilir.
20 senedir ingilizceyle haşır neşirim ve şunu söyleyrbilirim ki must ile have to arasındaki en bariz süzgeç bu.
mars'a gidecek ilk türkün oradaki ilk paylaşımı
asansörde yiyişen türbanlı
-
(bkz: o son ayranı içmeyecektik)
129 bin suçlunun affedilmesi
-
af niye var bir allahın kulu açıklayabilir mi?
af çıkarmanın yasadışı olması lazım, önermenin bile yasadışı olması lazım. af önereni "sen de onlardansın" deyip içeri atmalıyız.
insanın aklını başından alan harika dübel capsleri
-
(bkz: yine şantiyeye soktun kardeş)
sosyal sorumluluk editi: mardin tekir köy okuluna yardım kampanyası