hesabın var mı? giriş yap

  • batı uygarlığı 5 milyar km öteden gelen pluto fotoğraflarını incelerken türklerin gündemi allah yazılı pide ve mucizevi atatürk silüetiydi.

  • 70 türk lirasıdır ve 2 gündür uykularımı kaçırmaktadır...

    geçtiğimiz günlerde bir tanıdık, çat kapı çaya geldi. bende marketten " yarım kilo " ekler ( en ucuz tatlılardan kabul edilir ) ve tadım marka ufak bir çerez aldım... toplam 2 ürün bak, ufacık yarım kilo ekler tatlı ve ufacık çerez...

    kasada yazan tutar 70 tl...

    kanıt görsel

    kasiyer kız utancından 2 adet ücretsiz poşet verdi nedense, " bana da çok pahalı gözüktü, kusura bakmayın " gibi tuhaf bir kelime de etti...

    allah hepimizin yardımcısı olsun, 2021 yılı alım gücü ve fakirlikte rekora koşacak...

    not: ekler ve çerezi, ucuzluk market olarak geçen bi yerden aldım, öyle lüks bi pastane cafe vs değil.
    ödemede ticket yemek kartı kullanıldı...

    bu duruma düşmemizde her kimin eli varsa hiçbirine hakkımı helal etmiyorum...

    edit: ulan ne kadar dangoz tip varsa mesaj kutumu doldurdu,

    " almasaydın! " diyenler, " olmaz öyle şey " diyenler , " fakirlere çok gelir tabi " diyenler, " fiyatına baksaydın " diyenler vs...

    ulan en ucuz tatlıyı ve yerli çerezi almak suç mu ?

    herifler alım gücünün bu kadar düşmesine sebep olan şeyleri düşünmek yerine, tatlı aldım diye beni suçluyor, valla adam olmazsınız...

    gören'de fiyatına bakmadan hermes çanta aldık ve ağlıyoruz zanneder, çayın yanına yarım kg tatlı aldım tatlı...

    anlatabildim mi ?

  • ben bu kadini taniyorum.

    14 mayis'ta gavura vurur gibi muhru ampule vurdu. opusmeyi gunah belledi ama milyonlarca isgalciyi, ekonomik krizi, yalan, dolani, hirsizligi onayladi. ama birbirini seven iki kisinin opusmesine dayanamadi, ahlaksiz dedi.

    bu kadini hepimiz taniyoruz. ulkenin yarisindan 2% daha fazla sayilari.

  • 2000 tl maaşla 1356 ay vadeli araba alıp her deliğe onunla girmeye çalışan zırtapoz çomar beyaz yakalılar yüzündendir.

  • başlığa girilen 2000 entryden sonra çok fazla bir şey söylemeye gerek yok hakkında. nasıl bir sinema anlayışı olduğuyla alakalı sadece kısa bir röportaj bırakacağım aşağıya.

    - şu an vizyonda sizin filminiz olan uzak ve amerikan sineması olan matrix var. insanlar neden sizin filminize gitmeyi değil de matrix'i tercih ediyorlar ?

    nbc: bu açıklanması kolay bir konu değil tabi ki. amerikan filmlerine gitmeyi çok yorgun olduğum zamanlar ben de seviyorum. çünkü bu tarz, benimki gibi filmler muhakkak daha çok enerji gerektiriyor. ve insanın kendisiyle daha güçlü ilişkileri olması gerekiyor. yani insanın kendi ruhunda bir takım karanlık bölgeleri merak eden bir insan olmasını gerektiriyor biraz. ama günümüzde böyle bir talep fazla değil. insan tam tersine kendi gerçeğinden uzaklaşarak rahat edebiliyor ve böyle bir yol tercih ediyor. yani muhakkak ki su kolay bulduğu yerden akar ki insanlar sinemaya uzaklaşmak için unutmak için gidiyorlar. bir şeyler öğrenmek için değil. hatta eskiden ağlamak için gidilirdi gülmek için değil. şimdi tam tersi, yani çok değişti zaman. eskiden bergman'ın ağır, hüzünlü, karamsar filmleri burada gösterime girerdi, şimdi böyle bir şey mümkün değil, zannetmiyorum.

    2003, tv8 uzak film röportajı

    nuri bilge ceylan'ın nasıl bir film anlayışı olduğunu ve neden böyle filmler çektiğini merak edenler için çok açıklayıcı bir paragraf olduğunu düşünüyorum.

  • bu zam sonrası "ben zaten içmiyorum" diyenlere ufak bir hatırlatma:

    - sen sigara içmiyorsun, ama püskevit aldığın köşedeki bakkal içiyor. sigarasına zam geldiği için bakkalın giderleri artacak bu yüzden püskevite zam yapacak.
    - sen şarap içmiyorsun, ama saç tıraşı olduğun berberin içiyor. şarabına zam geldiği için berberinin gideri artacak, bu yüzden saç tıraşına zam yapacak.
    - sen bira içmiyorsun, ama pide siparişi verdiğin kebapçının ustası bira içiyor. giderleri arttığı için usta maaşına zam isteyecek, bu yüzden dükkan sahibi, pideye zam yapacak.
    - pidenin yanında gelen domatesi antalya'dan kamyona yükleyip getiren şoför, sigara içiyor. şoförün gideri artacak, haliyle talep ettiği ücret artacak. mazot fiyatı zaten artmıştı hatırlarsınız. peki o domatesin fiyatı yerinde durur mu?
    - pideciden laf açılmışken, elektrik zammına da değinelim. içinde et sakladığı buzdolabının fişini çekemeyecek pidecimiz, mecbur satış fiyatına zam yapacak.
    - aynı elektrik zammı yüzünden bakkallar artık dolap çalıştırmayacak, yazın sıcak kola içmeye şimdiden hazırlanın.

    özet: talep esnekliği düşük olan ve bağımlılık yapan (bkz: inelastik talep/#31607066) tüketim mallarına yapılan zam, tüm enflasyon kalemlerine sirayet eder.

    ikinci bir konu da laffer eğrisi (hatırlatma için bukra35'e teşekkürler). üründen alınan verginin miktarı arttıkça, çok daha az ürün satılmaya başlanacağından devletin vergi geliri düşer. türkiye'de alkol fiyatlarında eğrinin ters tarafına geçeli çok oluyor, şimdi vergi geliri azalması daha da belirgin hale gelecek...

    (bkz: laffer eğrisi/#131854078)

  • maç sonrası röportajıyla beni güldürmüş genç yetenek.

    spiker: türk milli takımını seçme süreci nasıl gelişti?

    hakan: ben zaten u16-u17'de de milli takım forması giydim. sadece 1 defa almanya milli takımında oynadım. orada da kendimi hiç iyi hissetmedim. arkadaşlık yoktu, kimse birbiriyle konuşmuyordu.

    "insan yemekten sonra bir çay-kahve içer, sohbet eder."

    sen istesen de yapamazmışsın orada, iyi ki geldin.

    edit:facia yasadim uyarmış, imla.

  • adamımız ömer üründül 'ün "4 gol atmak dışında pek birşey yapmadı" şeklindeki eleştirisine maruz kalmıştır.

    bundan sonraki maçlarda kendisine, her maç 4-5 gol atması yanında en az 2 penaltı kurtarması, sakatlanan oyuncuları tedavi etmesi ve devre arasında da tribünleri eğlendirecek şovlar yapmasını öneriyorum ki ömer abisi performansını yeterli bulsun.