hesabın var mı? giriş yap

  • ilkokul 3. sınıfta okuyan yeğenimin bugün bana yönelttiği soru.

    diyalog aynen şöyle;
    - dayı, öğretmen ödev verdi. sana soru sorabilir miyim?
    + tamam sor bakalım.
    - 15 temmuz gecesi neredeydin?
    + bu nasıl soru lan? bunu mu merak ettin?
    - hayır. öğretmen istedi.
    + öğretmen sizden 15 temmuz gecesi nerede olduğumuzu mu öğrenmenizi istedi?
    - evet ama zaten kitapta yazıyor. o soruları cevaplamamızı istedi.

    görsel
    görsel

    bence milli eğitim bakanlığı, tarih dersini müfredattan kaldırsın. "15 temmuz" adında bir ders koysun. ya da türkiye tarihini 15 temmuz'dan başlatıp anlatsınlar.

    edit: lazor'un dikkati sayesinde kitap kapağındaki okulun adının da 15 temmuz şehitleri ilkokulu olduğunu öğrendim.

  • - sene 90. ventolin, güzel sanatlarda okurken bir denizcilik şirketiyle görüşür. kendisinden gemilere uygulanmak üzere logo tasarımı istenmektedir. öğrenci ventolin, ortalama bir ajansın çekeceğinin 5'te biri kadar bir rakam söyler, fiyatta hemen anlaşırlar. iki hafta sonra logoların sunumu yapılır, müşteri bayılır, teşekkürler eder. artık son aşama işin uygulanmasıdır. ancak müşteri bir daha aramaz, telefonlara da çıkmaz. sınavlardı, kızlardı derken aylar geçer. olayı çoktan unutan ventolin, msü'den karaköy iskelesine doğru yürürken bir nakliye gemisi görür. sunduğu logolardan biri, sanki beş yaşındaki bir çocuk bakarak tekrar çizmiş gibi, daha önce görüştüğü şirketin gemilerinden birinin bacasındadır. delirir, adamları allem eder kallem eder bulur, yakalarına yapışır, "ne iş bu?" der.

    konuya geliyorum:

    şirketin patronu, "ne kızıyorsun ya ventolin kardeşim?" der. "senin on liraya yaparım dediğin logoyu matbaacı yeğenime tarif ettim, bilgisayarda bir liraya çizdi. senin işini kullanmadık ki, ayıp oluyor ama."

    bu, mesleğimi ilgilendiren acı bir türkiye gerçeğiyle ilk tanışmamdır.

  • bu savaşlarda nasıl bir yenilgiye uğradıysam artık, hırsımdan evdeki klimayı kapatmıyorum bile. 18 derecede çalışıyor ve an geliyor ayaklarım ve burnumun ucu buz kesiyor, hemen gidip çorap, hırka giyiyorum, şapkamı takıyorum ama o klimanın yine de derecesini yükseltmiyorum.

    geçen gün öyle kazaklı şapkalı pencereden dışarıya bakıyordum, yoldan geçen biri gördü beni, kalakaldı, bilmiyor tabi evin buzhaneye döndüğünü.

  • onu bunu bilmem de herif amber heard'a ta 2016 yılında gözlerimi asla görmeyeceksin yüzüne bir daha bakmayacağım demiş ve haftalar süren duruşmada da bir kez olsun kafasını kaldırıp göz ucuyla bile olsa bakmadı la amber karısına. ben günde 10 kere sigarayı bırakıyorum, 20 kere filan diyete başlıyorum.

    o kadar alkol uyuşturucu vb kullanıyorsın ama çelik gibi iraden varmış.

    respect sparrow reyiz.

  • sade iskender

    malzemeler:
    ekmek
    yoğurt
    domates salçası (sos için)

    yapılışı:
    ekmek küçük parçalara bölünür ve tabağın içine yayılır. üzerine yoğurt dökülür ve salça ile yapılmış sos üzerinde gezdirilerek servis yapılır.