hesabın var mı? giriş yap

  • galatasaray, benfica'yı yendiği için kasasına 1.680.000 $ girecek.

    bu para 560.000.000 fb yandex aramasına denk geliyor.

  • şu an üyelerinden birine çok ihtiyaç duyduğum nesil.

    sigaram bitiyor, birinin sigara almaya gitmesi lazım.

    not: kadayıfım.

  • eliptik bisiklet, koşma, merdiven tırmanma ve pedal çevirme hareketlerinin birleşimi olan benzersiz bir antrenman aletidir.
    uzay bisikleti olarak da bilinir ve sanki havada yürüyormuşsun izlenimi verir. üç farklı antrenmanı birleştirir ve dizlerini , sırtını, kalçanı ve eklemlerini ekstra yük bindirmeden tüm kas gruplarını çalıştırmanı sağlar. ayak bileklerinde, dizlerinde, belinde, sırtında ve boyun bölgende herhangi bir sakatlığın ya da kronik ağrın varsa koşu bandı yerine eliptik bisiklet tercih et.

    genelde kardiyo antrenmanı yapmak için koşu bandını kullanıyorsan ama kilo vermen durduysa, eliptik bisiklet ile farklı kas gruplarını çalıştırarak vücudunu şaşırtabilirsin...
    tıpkı koşu bandında olduğu gibi eliptik bisiklette de gideceğin mesafe, hız ve antrenmanın yoğunluğu ayarlanabilir!

    eliptikte, ekstra kalori yakmak için hızı ve mesafesi önceden ayarlanmış hazır programlardan birini de kullanabilirsin. eğlenceli kısımlarından biri de, bazı modellerde geri geri pedal çevirebilmen. böylece bacaklarındaki küçük kas gruplarını dahi çalıştırabilirsin. eğer sen de çok efor sarf etmeden kalori yakmak istiyorsan, eliptik bisiklete bir şans ver...

    eliptik bisiklet kullanmanın püf noktaları!
    eliptik, sürmek oldukça kolaydır ancak kullanırken vücudunun doğru bir formda olması gerekir.
    • eliptik bisiklete binerken kesinlikle kambur durma!
    • üzerinde denge sağlamak için her iki kolunu birden tut!
    • başın dik, omuzların geride ve göğsün dışarıda olacak şekilde bisikleti sür!
    • üzerindeyken yüzün ayaklarına değil tam karşıya baksın!
    • vücut ağırlığını sadece kollara verme, pedalların ve kolların üzerinde eşit olarak dağılmalı!
    • eğer uzun zamandır kullanıyorsan, ellerini bırak. karın sıkılı, kalça geri ve topuk basarak kullan!

    hem kollarını hem de bacaklarını aktif olarak çalıştırdığı için ideal bir kardıyo antrenmanıdır . ağırlık antrenmanına geçmeden önce ısınmak için eliptik bisiklete binerek tüm vücudunu ısıtabilir ve antrenmana hazırlayabilirsin...

    eliptik bisiklet kaç kalori yaktırır?
    spor yaparken yaktığın kalori, kilonua bağlı olarak değişir. eliptik bisiklet ile 1 saatte 770 kaloriye kadar yakabilirsin. koşu bandında 20 dakikada yaktığın kaloriyi, eliptik bisiklette 30 dakikada yakarsın ama eliptik bisiklette yaktığın kaloriyi, daha az efor harcayarak yakarsın.
    eliptik bisiklet, çok fazla yormadan spor yapmaya olanak verdiği içi hamile kadınlar için de ideal bir kardıyo antrenmanıdır!

    koşu bandı mı eliptik bisiklet mi?

    çok yönlü bir spor aleti olan koşu bandında düşük tempoda yürüyerek hafif bir antrenman yapabilir ya da belli bir hızda ve eğimli zeminde tempolu yürüyerek yağ kaybını hızlandırabilirsin.
    kardiyo antrenmanı yapmak için her yaşa ve fitness seviyesine uygun bir fitness aletidir. tüm kas gruplarını çalıştırırken, kemik yoğunluğunu da artırır.

    koşu bandı kaç kalori yaktırır?
    koşu bandında 1 saatte 866 kalori yakabilirsin. harcayacağın kalori, kilona ve hızınıza bağlı olarak değişkenlik gösterir

    koşu bandının püf noktaları!
    yürümek ve koşmak, eklemlerine ve kemiklerine eliptik bisiklette olduğundan daha fazla yük bindirir. günümüz teknolojisi ile üretilen koşu bantları, adımlarının basıncını hafifleten darbe emici özelliğe sahip. bu yüzden açık havada yürüdüğünde ya da koştuğunda, eklemlerin koşu bandına göre daha fazla etkilenir! tüm koşu bantlarında hızı ve eğimi değiştirebileceğin ayarlar mevcut.çoğu koşu bandında süresi, mesafesi, hızı ve eğimi önceden hazırlanmış, kişiye özel fitness programları da var.
    bu şekilde antrenmanın yoğunluğunu kendi hedeflerine göre ayarlayabilir ve koşu bandından maksimum verim elde edersin.

    eğer herhangi bir sakatlığın ya da rahatsızlığın varsa, koşu bandı ya da eliptik bisiklet kullanmadan önce, doktoruna danış ve hangi makineyi seviyorsun, niye kullanıyorsun, beklentin ne, bunları kendine sorarak tercihini yapabilirsin.

    debe editi: (bkz: debauchee)
    isimli yazarın hamilelikte eliptik kullanımı uyarısı üzerine:
    hamilelik sırasında ekstra ağırlık ve kilonun eşit olmayan dağılımı ağırlık merkezini değiştirir. ekstra ağırlık aynı zamanda bel ve pelvik bölgedeki eklem ve kaslara baskı uygular ve dengenizi kaybetmenizi kolaylaştırır. hamilelik esnasında üretilen hormonlar, eklemlerin gerilmesine bağlı olarak yaralanma riskini artırır.
    hamileyken koşu bandı yerine eliptik bisiklet tercih edilse de, düzenli spor geçmişiniz yoksa tercih etmeyin. onun yerine yürüyüşü spor rutininiz haline getirebilirsiniz.
    hamileyken eliptik bisiklet kullanmayı istiyorsanız doktorunuza danışarak sertifikalı bir eğitmen gözetiminde yapmanızda yarar var.

    2. edit: (bkz: dodiyez355) isimli yazarın uyarısı üzerine yazının sonuna koşu bandı ve eliptik karşılaştırılması eklendi.

  • biliyoruz ki hemen her türk vatandaşı, biraz düşündüğünde bu soruya "evet" cevabını rahatlıkla verebilir.

    mesela; türkiye'de işsizliğin son 5 yılın rekorunu kırmasından muzdarip, 6.2 milyon işsiz vatandaşımızdan biriyseniz; umutsuzluğa kapılıp kurtarılmayı beklemiş olabilirsiniz.

    hatta işsizliğiniz yetmiyormuş gibi bir de devlet sizden gss prim borcu adı altında, işsizliğinizin bedeli olarak para talep ediyorsa; siz de birilerinin sizi kurtarmasını istemiş olabilirsiniz.

    türkiye'de tarımın çökme noktasına gelmesi sizi de etkilediyse; tek geçim kaynağınız olan hasadı satacak yer bulamayan bir çiftçiyseniz ya da çiftçilerin ürünlerini dünya ortalamasının çok çok üzerinde fiyatlarla almak zorunda kalıyorsanız, siz de kurtarılmayı umut etmiş olabilirsiniz.

    akp iktidarında kadın cinayetlerinin %1400 artmasından, psikolojik ya da değil, herhangi bir şekilde etkilendiyseniz; şüphesiz siz de kurtarılmayı beklediniz.

    eğer ki işini iyi yapmaya çalışan, söylenmesi gerekenleri söyleyen, yapılması gerekeni yapan bir gazeteciyseniz; muhtemelen tutuklandınız. vatandaşı olduğunuz ülkenin, tutuklu gazeteci sayısında dünya birincisi olmakla gündeme gelen bir devlet anlayışına sahip olmasına üzüldünüz. belki sabırla adaletin tecellisini beklediniz fakat belki de bir yandan birilerinin doğru olanı yapmasını, sizi haksız yere konulduğunuz o yerden kurtarmasını istediniz.

    yahut kredi kartı borcunuz var ve türkiye kredi kartı borcunda avrupa lideri haberlerine konu olan vatandaşlardan birisiniz. birilerinin sizi bu borçlardan kurtarmasını büyük ihtimalle isterdiniz.

    kpss 2010 kopya skandalına imza atanlardan biri değilseniz eğer, söz konusu sınavda uğradığınız haksızlıktan kurtarılmayı da elbet beklediniz.

    türkiye'den erişimi engellenen web sitelerinin sayısı günden güne artarken, tor veya vpn kullanmak zorunda kalmaktan ya da passolig ve dahi bir çok uygulamanın türkiye'de sporu bitirmesinden şikayet etmekten sıkıldınız, kurtarılmayı istediniz.

    bu ülkede sıkıntılar yaşanır, insanlar karamsarlığa düşer. farkındayız.

    ancak bu başlığı açarken dile getirmek istediğimiz soru, tüm bu yanıtların çok çok ötesindeydi.

    eğer 50 karakter limiti olmasaydı, yaklaşık olarak şöyle bir soru soracaktık:

    siz hiç yerin metrelerce altında; birilerinin ihmalkarlığı, işgüzarlığı ve açgözlülüğü yüzünden saatlerce ölümden kurtarılmayı beklediniz mi?

  • bir mühendis bir rahip ve bir doktor bowling oynamaya giderler. gelin görün ki bowling salonu doludur. bir iki saat bekleyip de sıranın kendilerine gelmediğini görünce salon sahibinin yanına giderler ve durumu anlatırlar. adam bunları dinler ve açıklamasını yapar:
    - bakın arkadaşlar sizleri anlıyorum, lakin durum sizin bildiğiniz gibi değil, içeride bowling oynayanlar aslında itfaiyeciler. bundan yıllar önce burada bir yangın çıkmıştı ve bu arkadaşlar canları pahasına yangını söndürdüler. ama ne yazık ki kör oldular. ben de onlara olan borcumu ödemek için istedikleri kadar bowling oynama hakkı tanıdım onlara.
    demiş.

    bunun üzerine rahip:
    - çok acıklı bir hikaye, bütün rahip arkadaşlarıma haber verip onlar için dua edeceğim. tanrıya gözlerinin açılması için yalvaracağım, demiş

    ve doktor da:
    - evet tam bir drama ne yazık ki. ben de doktor arkadaşlarla düşünüp ve tıbbın bütün imkanlarını zorlayıp bu insanlara gün ışığını bir kere daha göstermek için çalışacağım.

    bunları dinleyen mühendis biraz düşünür ve konuşmaya başlar:
    - bu arkadaşlar neden gece oynamıyor...

  • zengin bir koca bulup boğaza sıfır evde oturan bir kız arkadaşıma "sizin evde mutfakta sıcak suyu açınca duştaki su soğuyor mu " demiştim , "evet" demişti , "sokayım öyle zenginliğe o zaman" deyip yüzüne kapamıştım. tek kıstasım budur.

  • girdiğim çoğu a 101 şubesi aşırı düzensiz ve pis. her yer her yerde. reyon önlerinde mutlaka bir palet hatta bazen 2 palet mal var. öyle bekliyor. reyonda almak istediğim şeyi alamadan çıkıyorum bu yüzden. bim mesela hep düzenli tertipli. yol ortasında mallar bırakılıp gidilmiyor mesela. reyonlarında her zaman bir düzen mevcut. her şubesinde böyle neredeyse. bim yapabiliyorsa bunu a 101 de yapabilir diye düşünüyorum.

  • inanılmaz sorumluluk sahibi bir kişidir.

    ayrıca daha önce belirtilen "görüntüsü alınan şeylerin kadrajlarını belirleyen kimse" tanımı, görüntü yönetmeninin yaptıkları içinde afedersiniz komik kaçmaktadır. şimdi olaya kısaca bir bakış atalım:

    görüntü yönetmeninin sorumluluğu pre-production adı verilen çekim öncesi dönemde fiilen başlar. öncelikle elemanın hayvan gibi teknik bilgisinin olması, film ve ışık konusunda en son teknolojileri takip eden ve hatta aşmış bir görüntü yönetmeni ise yeni teknolojiler geliştiren bir adam olması gerekir ki (bkz: janusz kaminski). öncelikle hangi sahnede hangi filmlerin ve ışık sistemlerinin kullanılacağının hesabını kitabını yapar, stokları ayarlar. hangi sahnede hangi kameraların ve lenslerin kullanılacağına karar verir. kullanılacak filmin, ışığın, kameranın ve lenslerin hangi etkileri yaratacağını önceden planlar. bu aşamada yönetmenle ikiz gibi olurlar, olmak durumundadırlar.

    çekim aşamasında ise kameraların ve ışıkların yerleştirimini ayarlar. çekimi yapılan sahnenin kompozisyonunu ve atmosferini düzenler. ayrı günlerde yapılan çekimler arasında görsel olarak devamlılığı sağlamak durumundadır.

    çekim sonrası post-prodüksiyon ortamı ise görüntü yönetmeninin asıl sihrini kullandığı yerdir, zira filmin banyo edilmesi sırasında her sıkı görüntü yönetmeninin yaptığı bir takım trikler vardır ki (bkz: janusz kaminski) bazı sahnelerde oha olmanızın sebebini yaratırlar.

    küçük bir örnek vermek gerekirse, kaminski'nin yaptığı triklerden biri mesela sahneyi normalden 5 kat fazla aydinlatip, diyaframi dibine kadar kismak, sonra banyoda az tutup, tespite sokmadan cikarip, filmin hala gelişmesini sağlamaktır; birtakım insanların photoshopla, after effects'le yaptıklarını eleman banyo işlemi sırasında yapmaktadır, tanrıdır. ayrıca bu eleman panavision'a özel lens tasarlayıp yaptırttığı için mümkünatı yok aynı görüntüleri kopya edemezsiniz. hadi kastınız yaptınız diyelim, elemanın banyo sırasında yaptığı trikleri asla öğrenemeyeceğiniz için yine öyle mal mal bakarsınız :)

    yani görüntü yönetmenliği hem teknik bilgi hem de sanatsal açıdan yetenek ve yaratıcılık gerektiren çok ama çok zor bir iştir, türkiye'de bu işi hakkıyla yapan bir insan duymadım görmedim.