hesabın var mı? giriş yap

  • dev bir yanlış anlaşılma olmuş hakkında, hemen açıklama yapayım.

    sert, bol rakılı kadeh demek değildir, kendini komser sanan polislerimizin yakıştırması nedeniyle böyle sanılmaktadır.

    işin aslı odur ki, pavyoncu ve kulüpçü abilerimizin mekanlarını denetleyen ya da ziyaret eden düşük rütbeli polis kardeşlerimizin gönlünü hoş tutmak için icat edilmiştir bu komiser dublesi. mekanda iki kadeh bir şey içip pek de para ödemeye yanaşmayan bu güzel abilerimiz sipariş verdiğinde şöyle der şef garson. ''oradan abime bir viski ver yavrum, komser dublesi olsun''

    işte bu komiser dublesi demek, diğer masaların bıraktığı artıklardan oluşan içkiler demektir. masalarda kalan şişe ve bardak diplerinden özenle ayrıştırılan rakı, viski, votka ve benzeri içkiler ''komser dublesi olsun yavrum'' söylemiyle bu arkadaşlara çakılırmış. hem çevresel geri dönüşüm hem de kanunsal geri dönüşüm yapılıyor gibi düşünün. ne güzel, ne bilinçli yıllarmış ahh aaah.

    kaynak: ankara ve mersin'de görev yapmış emekli gerçek komiserler, emniyet müdürleri ve kulüpçüler.

  • büyüsün de caddede düşük bel giyinip pijlik yapsın diye konulur bazıları;

    -->maşallah ne tatlı adı ne?
    -->adı yamaç
    -->paraşütü var onun di mi?
    -->hııııııı

    çocukların üstünde çok yapay dururlar

    -->maşallah ne tatlı adı ne?
    -->adı poyraz,
    -->kardeşi? keşişleme falan mı
    -->yoook. kardeşi ada

    bazılarını anlamazsınız,

    -->maşallah ne tatlı adı ne?
    -->adı burçiğ
    -->burçin?
    -->yoook burakla çiğdem'den burçiğ,
    -->iç ses: hay mnıza koyim sizin...oooo çok yaratıcı ya

    var bir sürü; arca, adonis, suyüz, erke, doruk, çınar falan bir sürü...

    fehmi ulan fehmi!

    fehmi!

  • "adamın hizmetinin bedeli bu. aşağı yukarı giden bunu bilerek gidiyor."

    kardeşim klavyelerinizde böyle bir tuş mu var? her başlıkta bundan görüyorum aq. nerede satılıyorsa söyleyin ben de alayım.

  • "şerrefsizim benim aklıma gelmişti" dedirten fikirlere sahip her film gibi bu da hem hayran bırakıyor, hem de buruk bir tat veriyor. yazmaya, çizmeye meraklı herkesin, sanatsal yaratımla ve aslında hayatla derdi olan herkesin keyif alacağı, gerçekten zeki adamlardan çıktığı çok belli olan, inanılmaz yaratıcı fikirler içeren bir film. süper-komik oyunculuk da cabası.

    izledikten sonra makiniste gidip filmi istemek istedim, yiyesim geldi, içime sokmak istedim çünkü, abartmıyorum. 2003'ün en güzel şeylerindenmiş, gösterime girdiğinde bir kez daha izleyeceğimden eminim.

  • normal koşulları olan bir uygarlıkta böyle bir keşif büyük heyecan yaratırdı. hadi halkı bir yana bırakın, bilim insanlarının bu işin peşine düşmesi beklenirdi.

    altın elbiseli adamın şanssızlığı bu işte. 2500 yıl sonra ilgisizliğe mahkum olması.

    yanındaki tabakta bulunan yazının ilk cümlesi okunmuş ve diyor ki :" hanın oğlu 23'ünde öldü..". 2500 yıl önce atalarımız bir alfabe kullanıyordu. bu bile çok heyecan verici bir olay değil mi? dile kolay 25 asır öncesinden bahsediyoruz. 300 spartalı thermopylae'de savaşırken, altın elbiseli adam orta asya'da türk dili konuşuyor, alfabe ile yazılar yazıyordu. bugün antik pers ve antik yunan tarihini okurken, aynı dönemlerde türklerin ne yaptığıyla ilgilenmiyoruz. ve hatta aşağılıyoruz kendi atamızı, "şehir kurmamışlar, yazıları yoktu, medeniyetleri yoktu". bu kadar basit değil. işte yazı vardı, işte altını en güzel şekilde işleyen, ölümsüz bir sanat eseri haline getiren bir medeniyet olduğu da ortaya çıktı. niçin kimse ilgilenmiyor? niçin daha fazla araştırılmıyor?

    uçsuz bucaksız orta asya steplerinde daha çok şey bulunacağına inanıyorum. didim, efes, truva bunlar toprak altında değil miydi? birileri araştırdı ve buldu. almanlar türkiye'deki hititlerle ilgili kazılara niye sponsor oluyor? çünkü hitit diliyle almanca arasında yakın ilişki olduğu biliniyor. adam sahip çıkıyor.

    peki aynı şey türkler için niye yapılmıyor? ortaya çıkacaklardan korkuluyor belki de. toprak altında şehirler, başka uygarlık kalıntıları olmadığını kim söyleyebilir? işte dün altın elbiseli adam yokken türk tarihini 500 lü yıllardan başlatıyorlardı.

    2500 yıl öncesinden gelen bir miras var orada, dil mirası, uygarlık mirası. konuştuğumuz dilin atası orada, yok denen uygarlığımızın, alay edilen kültürümüzün temeli orada. sadece ilgi bekliyor, toprağın altında.

  • başlık: ingilizcesi kötü olanlar koşsuuuuuuuun

    1. ya ingilizcede '' çok etkilendim aşkım'' ne demekti ??

    4. i am impressed my right hand