hesabın var mı? giriş yap

  • 2002-2023 tcmb faiz oranları

    en son mart 2004 yılında yaşanan faizi yaşıyoruz. bu hafta anketler 25 puanın 30 olacağını söylüyor.

    neymiş krediler açılabilirmiş
    neymiş zaten taşıt kredisi çeken çok azmış
    neymiş zaten pahalı araba alanın kredi ile ne işi varmış
    neymiş 2021 yılında da aynı şeyler söylenmiş

    fakir beyanı bunlar. en çok krediyi en zenginler kullanır. şirketler kasasında milyon dolarlar varken kredi arar. taşıt alırken en çok kullanılan kredi ihtiyaç kredisidir. bugün 12 aydan fazla veren banka az oranlar 3'ün üzerinde. ödeme iki katını geçiyor. taşıt kredisinde yine tablo karanlık. haftaya bugün daha da kötü olacak.

    peki ihtiyaç kredisine ihtiyacı olanlar ne yapıyor. önce aracını satıyor. ilan sayısının artmasının bir sebebi de bu. adamın ödemesi var, düğün yapacak, çocuğunu okutacak, farklı finansman desteği lazım. yahut ev alacak, arsa alacak türk insanının ilk caydığı şey otomobildir. ve kredi musluğu kapalıysa oranlar yüksekse ya araçsız kalır ya yarı değerli araca geçiş yapar.

    aylık 50 bin kazanan birinin bankası 5 maaş kredi bile vermiyorsa bu nakit ihtiyacına hiç bir piyasa dayanamaz. konut satanlar alanlar iyi bilir. ev alırken otomobil takası çok yaygındır. müteahhit ya da ev sahibi araç artı para ya da kredi ile ticareti bitirir. evi 50 yükseğe satar aracı 50 aşağı verir anında nakite çevirir. daha bir kaç gün önce 2022 model vag grubu bir araç için emlakçıda pazarlık bozuldu. yaklaşık muadil 50 araç içinde en ucuz ilanın 50 bin altını peşinat sayalım dedi alıcı, üste 600 bin nakitle ev alınacaktı ev sahibi arabayı satamam diye kabul etmedi. vavacars randevu vermedi. otonomide 4 galericiden fiyat alındı en yüksek veren fiyatı 200 bin öldürdü. emlakçı sağa sola haber saldı 100 bin altına bile müşteri çıkmadı. 10 binde hatasız piyasası olan bir otomobil bu.

    konutta daralma olsa da bugün konut arabaya göre çok daha mantıklı bir tercih. arz sorunu öyle 1-2 yılda çözülecek gibi değil, konut yapmak meşakkatli, alan sınırlı, süre uzun, maliyet yüksek. oysa chery gibi bir marka 3 ayda piyasaya 20 bin araba sokabiliyor. tesla görmediğim bir gün yok. ami gibi küçük elektrikli tayfa günden güne sokakları sarıyor. yarın x bir marka 10 bin dolara b sınıfı türkiyeye araç soksa %80 ötv %20 kdv ile 583 bine satabilir. dolar 30 lira olsa 648 bin, dolar 35 lira olsa 756 bine bu aracı satabilir. bakın 2024 projeksiyonu çiziyorum. 10 bin dolara araba üretip satılabilir mi? gelecek yıllar corsa, polo boyutlarında fındık motor ya da 250 km menzil elektrikli araçlar hiç uzak değil. otomotiv sektörü farklı bir yere gidiyor bu arada chery omoda 5 giriş paketi 20 bin dolara giriyor ülkemize.

    velhasıl piyasa ölecek bitecek demiyorum. otomobil bir ihtiyaç, tabi şartlar değişti, sektör değişiyor. finans sistemimiz 2022 ile tam zıt yönde değişiyor. enflasyon mücadelesi daha sıkı yapılıyor. 6 ay 6 bin km, 0 km üzeri fiyat yasakları hükümetin piyasayı etki altına alma çabası ve sonuç veriyor. enflasyon oranları doğru açıklanıyor, politika faizi doğru yere gidiyor, kur seçim öncesine göre %40 üzeri fiyatladı. yıl sonu 30 hedefi daha gerçekçi. mevduat oranları 40 bandına geldi haftaya 45-50 görmeyi bekliyorum.

    %50 vadeli 3 milyon lirada ilk ay 131 bin ikinci ay 137 bin üçüncü ay 143 bin toplam 3412 bin demek. haftaya bu oranı veren banka bulursanız 3 ay sonunda dolar 30 lira olsa dahi kur üzeri getiri elde edersiniz.

    peki 3 milyona aldığınız araç bu 412 bin getiri garantisini aşar mı?

    asla vadeli taraftarı değilim. zaten uzun vadede paranızı öldürür. fakat otomobil mi vadeli mi derseniz aralık ortasına kadar %45 üzeri vadeli daha avantajlı diyebilirim.

    galerici, al satçı dostlar çok mesaj atıyor. sizin de ekmek yemeye hakkınız var tabi fakat bu su durulmazsa gelecek senelerde hiç ekmek yiyemezsiniz. bırakın piyasa çekilsin bu yılı geçen yıllar kazandığınıza sayın, 0 km araçlara musallat olmayın çünkü bir noktadan sonra aşağı doğru artan değer sizi de vuruyor hesaplı araç bulamıyorsunuz. talep tarafı doyurma ulaşıp, arz artınca maaş enflasyon ile fiyatlar normalleşince yine ekmek yersiniz.

  • uzun bir süredir gündemi meşgul eden oyuncu.

    ancak sözlükten debe entyleri üzerinden, bir de ınstagram'da reels videoları üzerinden bazı şeyler gördüm. yani kim haklı kim haksız bir şey diyemem. sadece bir şey dikkatimi çekti: amber kaltağı, johnny'ye dior sponsorluğu için "dior'un senle ne işi var? onlar tarzı olan bir firma, senin tarzın falan yok!" diyor. johnny depp'e diyor. elon musk'a, james franco'ya vermiş kadın diyor, tekrar ediyorum johnny depp'e diyor.

    ulan erkek halimle benim bile johnny'ye veresim geliyor, sen kim köpeksin de adama tarzın yok diyorsun kaltak!?

    tamam sakinim.

  • aynı dakikalarda kadıköy pendik minibüsünde seyahat ettiğim uçuş. şoför asabi, trafik akıcı, 5 dk yol verme kavgası yüzünden rotarlı kalkış yapıldı ama şuan sakin devam ediyoruz. koltukların % 100 ü dolu. ayakta gidiyorum.

  • araplarin dunyanin her ulkesinde kafasina gore giris yapamayacaklarini anlamalari gerek. ayni sey bizim ulkemizdeki arap gotu yalayanlar icin de gecerli.

    onlarin vatandasligi 250.000 dolarlik ucuz birsey degil. almiyor lan adam kendi vatanina iste. var mi itirazin? ben tebrik ediyorum.

    yollayin turkiyeye bizin dangalaklar beslesin.

    edit: beyler, 10 yildan biraz daha fazla bir suredir zaten turkiyede yasamiyorum. avrupada oturum isleri nasil oluyor kendi tecrubelerimden biraz bilgim var.

    belli bir ucret karsiligi verilen oturum izni farkli. 250 bine vatandaslik verip gel agzima da sic denmesi farkli. turkiyede 250.000 vermese de 3 yilda belirli sartlari saglayinca yine vatandaslik aliyor yabancilar.

  • brezilyali - turkiye'de ingilizceyi nasil boyle ogrendiniz?
    tr - universitelerde* ingilizce okutulur dersler. bazi liselerde de oyledir.
    brezilyali - anlamadim, neden ingilizce? ha misyoner okulu gibi mi?
    tr - hayir devletin resmi okullarinda
    brezilyali - ama nasil olur, nedenkine? turkiye hicbir zaman somurge olmadi ki?
    tr - ee sey...
    brezilyali - ben yok anlamak. nicin ingilizce universite olsun ki? siz aranizda ingilizce mi konusuyorsunuz?
    tr - ee sey...
    brezilyali - hadi hindistan olsa anlarim. ingiliz somurgesiydi. ha bir de lise diyorsun. ciddi ciddi dersleri ingilizce mi okudunuz simdi?
    tr - eee eyter beaa ingilizin amerikalinin kopegiz tamam mi? ondan ingilizce okuyoruz. catongggg!!! hem birgun herkes turk olacak!

  • sevgili arkadaşlar, gerekli açıklama ve araştırma yapılacaktır. maalesef hemen beyin fırtınasına başladınız. aklınıza takılan bir kaç soruya cevap olması açısından:

    1. o saatte hava aydınlık (19.50), nasıl görmüyor?

    burası ülkenin en doğusu, güneş batıdan 1 saat daha erken batıyor. o saatte hava karanlık merak ettiğiniz buysa.

    2. bu kadar rütbeli neden aynı helikopterde?

    bölgenin coğrafyası gereği en güvenli ve hızlı ulaşım yolu helikopter faaliyetleridir. üst rütbeliler anlamında buranın "dolmuşu" helikopterdir. bir tümen komutanı da bir yere gidiyorsa helikopterle gider, yanında astları ve emir subayları ile beraber. bu kadar rütbeli için iki helikopter kaldırılmaz. minimum sayıda faaliyetle maksimum personel taşınır. 2 helikopter kaldırmak, riski iki kat artırmaktır. ktm dediğiniz sistem de aynı şekilde çalışır. güvenlik alınır, maksimum asker minimum seferle ulaştırılır. bu kadar üst düzey rütbeliyi kara yoluyla taşımak pkk'ya gel beni vur demektir.

    3. 3 dakikada epey yükselir helikopter, nasıl takılacak tele?

    yine bölgenin coğrafyası ve emniyet gereği dağların arasından gitmeniz gerekebiliyor. bir anda irtifanız 3000'den 800'e düşebiliyor sarp dağlar ve yamaçlar yüzünden. sürekli alçalıp yükselmek yerine de denize göre ortalama irtifanızı sabit tutup ilerlemek en doğrusu.

    4. bölgedeki elektrik telleri sistemde yok mu?

    yok. sivil helikopter kazasında hatırlayın, beylikdüzü'ndeki dana gibi kule bile sistemde yok. her bir yüksek gerilim direği sistemde nasıl olsun? bu yüzden yüksek gerilim tellerine uçak ikazlar takılır. bu konuda bir ihmal var mı, görüş kısıtlandı mı, araştırmalar sonucunda ortaya çıkar. bu konuda 172 adet helikoptere helikopter engel tespit sistemi entegrasyonu projesi var. ancak bürokrasi yüzünden sözleşme aşamasında bekliyor.

    hayat bir bilgisayar oyunu değil. mükemmel bilgisayar sistemleri yok, inanılmaz askeri sistemler falan yok. askeri konular ve doğudaki terör konusunda da doğuyu görmeden, botan'ı, sabır dağı'nı, hakkari'yi, çukurca'yı, doğan'ı, dağlıca'yı görmeden istanbul'dan ahkam kesmeyin. burası farklı bir dünya.

    edit:

    ekşişeyler'de paylaşılmış bu entry ve iyi niyetle ortak olarak sorulan bazı sorulara verdiğim cevaplar yandaşlık olarak algılanmış nedense.

    sevgili dünya, şu anda görevimi belirtilen alanın çok yakınında bir birlikte rütbeli olarak sürdürmekteyim. onlarca helikopter faaliyetine katıldım, onlarca pilotla konuştum. sizin "nasıl olabilir böyle bir şey?" dediğiniz onlarca şey burada rutine bindiği için haberiniz olmuyor. tümen komutanı 3-4 ayda bir gerek denetleme, gerek toplantı ya da yerinde görmek için böyle bir heyetle helikopter faaliyeti yapar. bu güne kadar dikkatinizi çekmedi ve haberiniz yoktu. kaza olunca "ne yani böyle mi gidiyor?" diyorsunuz. evet öyle gidiyor. zira her üst rütbeli sayın cumhurbaşkanı gibi 1000 kişilik güvenlikçi ile korunup, kara yolu ile intikal yapamaz. inanmazsınız cumhurbaşkanı ve bakanlar da bir yere giderken aynı uçakla gidiyor! bu çapta bir kaza tabii ki dikkat çeker ve soru işaretleri uyandırır. amenna. buna bir itirazım yok. itirazım hiç bir veriye, kanıta, açıklamaya dayanmadan "bunu pkk yaptı, amerika yaptı, almanya yaptı!" diyenlere.

    ilgili helikopter ilk belirlemelere göre yüksek gerilim hattıyla temas olduğu için kırıma uğradı ve buradaki genel kanı "tellere mi takılmış? yok artık!"dı. ben de dedim ki, "olabilir." ve bildiğim kadarını, bildiğim şekilde açıkladım. bunu yaparken dayanak noktam şahsi tecrübelerim, gördüğüm iha görüntüleri, askeri personel arasında konuşulan konuşmalardı. çünkü sizin "şehit" deyip geçtiğiniz her insan buradaki bir askerin devresi, arkadaşı, komutanı.

    yine ilgili helikopter taciz ateşi sonucu hızla alçalmak zorunda kalmış ya da saldırı sonucu düşürülmüş olabilir. amerika daha önce defalarca yaptığı gibi bir suikast düzenlemiş olabilir, içlerinde bir hain ya da casus olabilir. bunlar bir ihtimaldir. ancak içinde 1 tümgeneral, 1 yarbay, 2 albay, 1 binbaşı, 3 yüzbaşı, 1 üsteğmen, 2 başçavuş, 2 uzman çavuş bulanan helikopter düşünce henüz kesin bir açıklama olmadan "pkk işi" dediğinizde, bu derece üst rütbeli bulunan bir helikoptere pkk'nın saldırabilme cesareti ve kapasitesi olduğunu da peşinen kabul etmiş ve güçlendirmiş oluyorsunuz. dolayısıyla ilk etaptaki veriler geldiğinde bunlara göre bir değerlendirme yapmak ve direkt sonuca ulaşmak yerine olayın biraz aydınlanmasını beklemek bana göre en doğru hareket.

    tüm bunların yanında bana yandaş demeniz ile vatan haini demeniz arasında benim açımdan bir fark yok. hakaret olarak alırım. yandaş olduğumu düşünenler eski entrylerime bakabilir.

    tekrar tüm milletimizin başı sağolsun.

  • nesi haber bunun ben onu anlamadım.

    bir saygısızlık yok, görevi ihmal yok, umursamazlık yok.
    adam kendi inancına göre ölen birini görünce dua etmiş, hrıstiyan olsaydı ve istavroz çıkarsaydı o da normal olurdu.

    hayır ben de ateistim, bence bir anlamı yok yaptığının da ortada bir hata yok. bokunu çıkarmayın.

  • dedesini ve babasını kanserden kaybetmiş biri olarak hiç ama hiç üzülmediğim durum. ne üzüleyim lan? adam ın elinde kaç kişinin kanı var.

    sırf babamla aynı hastalığa sahip diye bir sürü gencin ölüm emirini veren birine üzülmem. sırf bu nedenle üzülen de gerizekalının önde gidenidir. ülke olarak neye empati duymamız gerektiğini bir türlü öğrenemedik.

  • bir kişinin de yazmadığı fıkraları anlatan teyze.

    "köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... grubun başı köy halkına derki... hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. karıların gözünü bağlayacam. gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elliyecek. kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacam... derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir. birinci kadın başlar. bu değil, bu değil, bu değil bu!! kocasını ve kendini ölümden kurtarır. ikinci kadın gelir. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu!... onlarda kurtulurlar. üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. kadın başlar kocasını aramak için ellemeye. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu bizim köyden değil, bu değil, bu değil, bu...."

    gibi

    (bkz: sözlükte fıkra anlatmak)