hesabın var mı? giriş yap

  • yan apartmanımızda gerçekleşen durum. resim

    olayı şöyle özetleyebilirim.

    o binanın tam arasından bir dere geçer. resim itfaiye ters istikametten geldiği için karşı yakada kalıyorlar. bundan dolayı baya zaman kaybı yaşanıyor. olayları canlı canlı izlerken itfaiyecilerin ne kadar büyük aptallık yaptıklarını yazmadan rahat edemeyeceğim. isterlerse hakkımda soruşturma başlatsınlar.

    1: ters istikametten geldikleri için 7- 10 dakika arası bir gecikme yaşanıyor

    2: tam teşekküllü 3 itfaiye arabası gelmesine rağmen branda açılmıyor

    3: ilk etapta branda açılması gerekirken o aptal ekipler merdivenle müdahale etmeye çalışıyor.

    kadın daha ne kadar dayanabilir ? itfaiye geldikten sonra o yangın gözlerimin önünde 30 dakika sürdü. daha henüz kadın atlamamıştı. yani bu beceriksiz itfaiye ekibi 20-25 dakika içerisinde bir branda açamadı. bana göre bu cinayetti. ne eksik ne fazla abartmadan yazıyorum. zaten o mahallede yaşayan insanlar bu duruma katılacaktır. tamamen koordinasyon hatası başka bir şey değil.

    yer: mezitli / viranşehir mahallesi

  • bu sefer kahramanlarimiz acemi asker degil komutandir. iki asteğmen birbirine komşu eğitim alaninda acemi eğitimi ile meşgulken biri diğerini çay içmeye davet eder. laflamaya başlarlarken acemilerden birini çağirirlar. eleman koşa koşa gelir.

    -bize 2 çay getirir misin
    -emredersiniz komutanim *

    eleman çaylari bir koşu kapip getirir ve komutanlarinin dikkatini çeker.

    -aferim ya ne çabuk getirdin. ama nefes nefese kalmişsin. sivilde napiyodun sen ?
    -komutanim "balıkesir cumhuriyet savcisiydim" der

    bizim asteğmen elemanlarin o an boğazlari düğümlenir. o çay ateş olur ellerinde. acemi asker elemanlarin yanlarindan uzaklaşir.

    -olm var ya bu bizi sivilde yakalasin öttürür lan
    -lan ne biliyim o kadar adamin içinden biz de savciyi bulduk iyi mi
    -amaan koy gitsin. savcinin elinden de çay içtik ya
    -ehehuehue

  • kardeşim 6 yaşındayken..

    _anne bişey sorucam..
    _sor oğlum..
    _biz seninle anne tarafından mı akrabayız?
    _cin gibisin oğlum maşallah..
    _evet mi?!

  • muhaliflere inat başaracakmışlar.

    füzenin arge ekibi odtülü solcular mı yoksa imamhatipliler mi bir araştırın önce.

    siz hiçbir şey başarmıyorsunuz, sadece bize köstek olmadığınızda ortaya füzeler helikopterler tanklar çıkıyor.

  • işi bilen biriyle gittikten sonra, gerek burada gerek mcdonalds'ta çok dikkat etmeye başladım aldıklarıma. kasiyer tepsiye koyar koymaz patatesin sıcaklığını kontrol ediyorum. mizacıma uygun olmamasına rağmen, yeterince sıcak değilse değiştirtiyorum. hamburgerin sarılı olduğu kağıtta, saat kaça kadar tüketilmesi gerektiği yazıyor. geçtiyse geri veriyorum. son olarak hamburgerin içine kimse bakmadığı için çürük marulları dolduruyorlar, bunu da değiştirtiyorum. işin kötü tarafı çoğunlukla bunların hepsi başıma geliyor. tüketici kuzu gibi olduğu için dikkat bile etmiyorlar. işbu entry sayesinde bu konuda bilinçli tüketici sayısı artarsa verdikleri ürüne daha çok dikkat edeceklerdir diye umuyorum.

  • bir de oyundaki scoutuma hastayim.. adami oyuncu bulsun diye yolluyoz "$ili'nin ba$kenti santiago'dur" diye rapor veriyo.. lan verdigimiz butceyi kariyla kizla yiyip sonra bizle ta$ak mi geciyo nedir..

  • "bu sabah kendimi zengin bir iş adamı zannedeyim diye kahvaltıda meyve suyundan bir yudum alıp hızlıca evden çıktım.. şuan açlıktan ölüyorum.."

  • 50 karaktere takilmayan hali:
    sigara içen ve içmeyen tek yumurta ikizlerinin yuzlerinin karşılaştırması

    once fotograflari verelim:
    foto1: soldaki ikiz sagdakinden 17 sene fazla sigara icmis, goz torbalari ve dudak catlaklari tespit edilmis.
    foto2: ikisi de su anda sigara iciyor. sagdaki soldakinden 14 sene once sigara icmeye baslamis.
    foto3: sagdaki sigara iciyor, soldaki icmiyor. sagdaki ikizde fazladan kirisiklik tespit edilmis.
    foto4: soldaki sigara icmiyor, sagdaki 29 senedir iciyor. sagdaki ikizin goz cevresinde fazladan yaslanma tespit edilmis. (soldaki sigara icmeyenin saclar beyazlamis, sagdaki komur gibi. demek sigara bir ise yariyor.)

    arastirma icin biri uzun sure sigara icmis, digeri ise hic sigara icmemis veya sigarayi uzun sure once birakmis tek yumurta ikizleri kullanilmis.
    her fotografta sigara icen ve icmeyen farkli taraflarda.

    edit: linkler duzeltildi.
    edit: linkler duzeltildi, 10/09/2018
    edit: linkler duzeltildi, 14/07/2019

  • kuşatma zamanında donanma şu an dolmabahçe sarayı ve beşiktaş stadının olduğu yerde demirliydi. sütunlar denilen doğal limandan* akıntının ve rüzgarın uygun olduğu zamanlarda zinciri geçebilmek için saldırılar yapılıyor ancak hepsi başarısız oluyordu.

    zamanın teknolojisi gemi güvertelerine top yerleştirilmesine izin vermediği için ve osmanlı donanması 2, 3 ve bazıları 4 sıralı kadırgalardan oluştuğu için yüksek güverte yapılı bizans, ceneviz ve venedik gemileri karşısında etkisiz kalıyordu. kadırgalar kürekle ilerleyen hızlı ve çevik gemilerdi ancak kalyonlara karşı etkisizdi. bazı çeşitleri deniz seviyesinin sadece 1 metre üstündeydi ve esasen kıyılarda devriye görevleri için üretilmişti. bu sebeple yelkenli kalyonlardan oluşan haçlı gemileri kadırgaların ortasında bir kale gibi yukarıda kalıyor ve kadırga mürettebatı kendisinden daha yüksekte duran bir düşmanla çarpışmak zorunda kalıyordu.

    bu bariz dezavantaj karşısında fatih sultan mehmet yeni bir plan arar ve aradığı cevabı şehzadelik yıllarında okuduğu tarih kitaplarında bulur. tarihte karadan gemi yürütmenin bazı örnekleri mevcuttu ve genç sultanın elinde ki kitaplar da bunu doğruluyordu. hatta kuşatmadan* 50 sene önce venedikliler bu yola başvurmuş ve adriyatik denizinde bir kaleyi ele geçirmeyi başarmıştı.*

    amaç halice inen donanma ile constantinapolis'i almak değil, surlarda ki savunucu yoğunluğunu azaltmak ve moralleri bozmaktır. bu sebeple 3 ve 4 sıralı kadırgalar boğaz sularında bırakılacaktır. aynı zamanda bu büyük gemilerin taşınması da çok zor olduğu için bu karar alındı.
    yani bu demek oluyor ki, halice inen donanma 2 sıralı kadırgalardan oluşuyordu ve savaş esnasında tek başlarına büyük gemi desteği olmadan işe yarayamıyorlardı.

    gemiler için beşikler hazırlandı, ağaçlar kesilip yuvarlatılıp iyice yağa batırıldıktan sonra gemilerin altına serilmek için dizildi.* levazım kuvvetleri en uygun yolları belirleyip geçiş için hazırladı. planlardan haberdar olunmaması için bölge güvenliği ve devriyeler çoğaltıldı. herşey hazır olduğunda plan başladı. ilk gemi beşiğe yerleşip bugün taksim-dolapdere-kasımpaşa yolunu izleyerek haliç'e inmek üzere yola koyuldu.

    gemilerin hasar görmemesi için yelken direkleri sökülmüş, hareketli parçalar birbirine sağlam bir biçimde tutturulmuş, ağırlıklar azaltılmıştı. ancak sultan düşmanın moralini bozmak için tayfalarına kürek çekme emri verir. galata kulesinden gecenin karanlığından ayrıntıları seçilmese de, karada kürek çekerek ilerleyen osmanlı gemilerinin görüntüsü galata ahalisinde büyük bir moral bozukluğu yarattır.

    sabah olana kadar yeterli miktarda gemi haliç sularında birikir. güneşin doğması ile mürettebat direkleri diker, cephane ve mühimmatlarını toplar ve bir anda mehteran eşliğinde şarkıya başlar. bu seslere uyanan constantinapolis halkı, sağlam duran zincire, yanmamış donanmalarına ve haliç içinde ki gemilere bakarak bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışır...

    özetle; gemilerin haliç'e inmesi osmanlıya avantaj sağlar ama constantinapolis'in alınmasında etkisi çok azdır. içeri sokulan donanma ufak gemilerden oluşmuş olup, zincir tarafına 1 veya 2 defa sembolik hücum etmesi dışında genellikle savunmada kalmış, sadece bizans'ın haliç surlarına da asker koymasını sağlamıştır.

    gemilerin karadan yürütülmesinin ilk örneği değildir, ama en meşhur olanıdır. bölgenin tepeleri, zemini ve aşılan mesafe göz önüne alındığında, oldukça da zorludur. bu aynı zamanda osmanlı devleti'nin mühendislik konusunda ileri seviye de oluşunu da kanıtlar.

    not: istanbul fetihten önce constantinapolistir. o yüzden fetih anlatılırken istanbul demek kronolojik hata yapmak demektir. yoksa istanbul since 1453
    not 2: bunlarda kaynak belirtmek isterdim ama yıllardır okuduklarımdan ve sınavlarımdan akılda kalanlardır.

  • bu biraz hüzün, biraz gariplik, biraz şaşkınlık ve çokça da eskişehir soğuğu hikayesidir.
    çoğu öğrencinin yaptığı gibi faturalar (elektrik, doğalgaz, telefon) mümkün olduğu kadar ihmal edilir. elektriğin ya da doğalgazın kesileceğine dair bir ihbarname gelene kadar ödenmez faturalar. bu ihbarname geldiğinde aceleyle para denkleştirilir ve son dakikada ödenen faturalarla deyim yerindeyse son dakika golleriyle yaşam devam ettirilir.
    yine son ana bırakılmış faturalar fakat bu sefer öğrenciler biraz daha umursamazdır. çünkü faturalar ödenmeden ara tatil için memleketlere gidilmiştir. evden ilk dönen vennus olmuştur. ve eve geldiğinde gördüğü manzara ürkütücüdür: doğalgaz borcundan dolayı mühürlenmiştir (olayın ürkütücülüğüne dair şüphesi olanlar bir kış gecesi eskişehir soğuğunda biraz dolaşmayı deneyebiliriler). "yarın para bulur öderim" düşüncesiyle bir gece idare edebileceğini düşünen vennus evde başka hiçbir ısıtıcı olmadığı için bulabildiği tüm battaniyeleri üstüne sararak uyumaya çalışır ve bir yandan da "donar mıyım lan acaba?" diye kendine sormaktadır. o gece gerçekten de vennus'un hayatındaki en soğuk gece olmuştur.
    ertesi gün doğalgaz borcu ödenir, akşama kadar doğalgazın açılacağı öğrenilir. vennus akşam olana dek eve gitmez çünkü okulun boş ve sıcak laboratuvarları vennus için gerçekten iyi bir alternatiftir. akşam eve döndüğünde gördüğü manzara bir gün önceki manzara kadar dehşet vericidir: doğalgaz henüz açılmamıştır. vennus çaresiz biçimde, o soğuk gecelerden bir tanesine daha merhaba demek üzeredir. kafaya geçirilen kapşonlar, üzerine örttüğü battaniyeler lokal bir ısınma sağlamaktadır ama kafa battaniyelerden dışarı çıkarıldığında inanılmaz bir soğuk yüze tokat gibi çarpmaktadır. "dün donmadım ya bugün de donmam herhalde" diyip uyur.
    ertesi gün, doğalgazın ufak bir aksilikten dolayı açılmadığını öğrenir ve doğalgazın artık kesin açılacağına dair güvence almıştır yetkililerden. vennus doğalgazın açılacağından emin bir şekilde akşama kadar gezer dolaşır ve vakit geç olduğunda eve gelir. doğalgaz vanasındaki mühürün kaldırıldığını görür, sıcak bir ev artık vennus beklemektedir (bekle sen). dairenin kapısı açılır. el, lamba düğmelerinden birine uzanır ve o an elektrik çarpmışa döner: elektrikler borcundan dolayı kesilmiştir. o an belki gerçekten elektrik çarpsa çok daha mutlu olacaktır vennus, çünkü ısınması için kombiye, kombinin de elektriğe ihtiyacı vardır. yapacak bi şey yoktur, borcun ödenmesi, elektriklerin tekrar açılması gerekir. o soğuk gecelerden en az bir tanesi daha onu beklemektedir. "keşke bir kutup ayısı, bir penguen olsaydım, başlarım üniversitesine" der ve uykuya dalar. ertesi gün onun için sıcak bi gün olmak zorundadır, çünkü elektrik faturası da ödenmiş, elektrikler tekrar açılmıştır. vennus kombiyi açar fakat ateşleme yapmamaktadır. kullanma klavuzundan kombiye biraz su basıp, su basıncını artırması gerektiğini okur. kombiye giden su borusunun vanasını çevirir fakat hiçbir hareket, gelişme, huzur verici bir su akış sesi yoktur. o an akıllı su sayacının üstündeki şu yazıyı hatırlar: "kredi az"