hesabın var mı? giriş yap

  • bir garip yasak. habere göre bir miktar para harcanan (yasak olduğu için miktarını yazamıyorum) cumhurbaşkanlığı konserleri hakkında paylaşım yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulacakmış.

    haber

    edit: bazı aktroll arkadaşlar "konuşmanın neresi yasak, sadece asılsız iddia ve çarpıtma yasak" demiş. oğlum size göre beğenmediğiniz her konuşma asılsız iddia, çarpıtma, yalan zaten; beğenmediğiniz herkes de zillet, hain, terörist. bir günde yalanı doğru, doğruyu yalan ilan edebilen, ülkedeki tüm gerçekliği alt üst etmiş adamlar gelip bana akıl veriyor. bugün bu konser hakkında kötü konuşmak zaten asılsız kılıfıyla suç teşkil edecek, iyi konuşmanın da bir garantisi yok, belki yarın işler değişecek, kandırılmış olacaksınız, bu kez de vay sen nasıl bu konserler hakkında iyi konuşmuştun diyerek suçlu sayacaksınız. o yüzden konuşmamak en iyisi.

  • tarih itibariyle dün akşam tam yatıcam baktım the green mile var show tv'de bi takıldım 4.30 da bitti film. sabah 7 de kalktım maymun gibi. dedim yatayım biraz daha 8:30'a kurdum saati. 9:30 da kalktım. lan dedim bu telefon çalmadı mı acaba. bir baktım saati kurcam diye hesap makinasını açıp 830 yazmışım. kahkahalar içinde duşa girdim tabi.

  • ön edit: yazımın il başında da belirttiğim gibi bu yazıya sosyal medyada denk geldim. sosyal medyada bunu ilk paylaşan yazıyı kaleme alan arkadaşa da ulaşamadım. o yüzden kaynak belirtmeden sosyal medyada denk geldiğim olarak paylaştım. bu entrye denk gelip de bu güzel anısını sosyal medya ile paylaşan arkadaşın kim olduğunu bilen olursa mutlaka editleyip, onun da ismini paylaşacağım.

    sosyal medyada denk geldiğim bir yazı.
    bir askerin ağzından songül komutan...

    "asker alım dönemi acemi birliğinin kapısında beklerdi songül komutan, askerlerini...öyle bir komutandı ki alayın en sevilen komutanı diye tüm erkek rütbeliler kıskanırdı. acemi birliğinde yakınlık kurduğum bir kaç komutanımdan biriydi..
    ilk tanışmam böyle bir gece yarısı olmuştu gece 2-4 garaj nöbetinde nazım hikmet'in "yaşamak güzel şey be kardeşim" kitabını okuyordum, öyle dalmıştım ki kitaba, geldiğini fark etmedim bile yaklaştı ve sadece güldü, başımı okşadı, çevirdi kitaba baktı güzel kitap dedi, sonra sol görüşlü müsün diye devam etti sabah nöbetim bitene kadar yanımdan ayrılmadı konuştuk. malatya'nın sağlam solcularındandı ailesi..deniz gezmiş gemerek'te yakalanmasa gittiği adres dedesinin malatya'daki orman evi olacağına kadar her şeyi öğrendim o gece ve artık daha farklıydı songül komutan benim için...ertesi gün bana "gülünün solduğu akşam" romanını getirdi, okuduğumu söyledim, askerliğim süresince bikaç kitap daha getirdi...o kadar iyi bir komutandı ki parası çalınıp ailesinin de tekrar gönderme gücü olmayan askere kendi cebinden parayı verip " korkup bana getirdi çalan kişi, ismini vermeyeceğim "dediği gün gözümde daha da başkalaştı... askerliğim biterken sırf o komutandan ayrıldığım için o gece sabaha kadar ağladım bitti askerlik geldim ama muhabetim hiç bitmedi. açığa alındığını öğrendiğimde onla ilgili yaşayacağım en büyük şokun bu olduğunu zannetmiştim; bilemezdim, konduramazdım bir gün şehit olacağını...

    aradık, tüm askerleri de aramış yanındayız mesajı vermişler..balyoz davasında da görevden uzaklaştırılan böylesine solcu, atatürkçü bir komutanı nasıl fetöyle suçlarlar diye aklımızı yerken göreve iadesiyle sevindik, ta ki bu geceye kadar sürdü bu sevinç.. şimdi, keşke iade edilmeseydi sözleri tüm sevenlerinin dudaklarından döküldü...

    sana olan hislerini askerlerin tarif edemez anlatamaz anlatmayla da zaten açıklanamaz!..senin gibi onurlu, devrimci bir komutanı tanımaktan biz hep gurur duyacağız...

    songül yakut, gerçekten ölümsüzdür... tüm askerlerin yarın malatya'da hazır bekliyor olacak komutanım....."

  • insanlık dramıdır.

    daha 16 yaşında bir insan silahla geziyor ve bunu yapabilecek kadar vahşileşebiliyorsa, bunun değil ailesinin suçudur. ailesine de potansiyel katiller gözüyle bakılarak incelenmesi gerekir. bu insan müsveddesinin ise herhangi bir zamanda herhangi bir koşulda sokağa salınmaması gerekir.

  • yıl 1995 belki de 97 tam hatırlamıyorum... televizyona çıkmıştı kocası kayahan ile birlikte. o zamanlar evlilikleri çok yeniydi ve canlı yayında kayahan tarafından çok büyük bir haksızlığa uğramıştı...

    yaşı küçük olduğu için kayahan paramla evlendi, yakında beni bırakır, bir hasta olsam hemen kaçar gibi laflar etmişti. o da yanındaydı, incitmeden kendini savunmaya çalışmıştı. yüzü düşmüş ama kibarlığını hiç bozmamıştı.

    o gün bu gündür kayahan'i her gördüğümde o tartışma gelir aklıma. acaba karısı bıraktı mı, evlilikleri nasıl, dediği gibi mı oldu...

    ölüm haberini alınca benim için tartışma da cevabını buldu, büyük sanatçı kayahan yanılmıştı. 20 yıl önce beni bırakır diiye hırpaladığı karısı ölene kadar yanındaydı...

  • bendeki genelde şu iki gerginlik oluyordu:

    1- birisi setimi bitirmeden araya girecek ve terim soğuyacak.
    2- kardeş yanlış yapıyorsun diyecek biri çıkacak.

    ikisini de yaşadım allaha şükür...

    o yüzden kimsenin olmadığı saatlerde gitmek daha iyi. ama o zaman da salak salon sahipleri, hiçbir şeyi hazır etmemiş oluyor. duşu kullanmak istiyorsun, daha hazır değil. birine bir şey sormak istiyorsun, daha gelmemiş. bir önceki kullandığım aleti vs kullanayım diyorum, sökmüşler. ya da kendilerine göre bir hale sokmuşlar ve kimse daha default haline getirmemiş. şimdi ben uğraşacağım, bir salon sorumlusu müdahale edecek falan...

    en iyisi i rocky gibi doğada ya da evde spor yapmak o yüzden.