ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
selda bağcan'ın açık giyinmeyi ayıp bulması
-
modern dünyanın yarattığı bir kutsalı ayıp bulduğu için bu dünyanın yobazları tarafından linç edilmesine sebep olacaktır.
birazdan ellerinde “beyni sulanmış”, “gösterecek neyi var ki”, “çirkin” vb yaftalarla üşüşürler buraya.
3 partinin birleşip 1 partiye saldırması
-
1 partinin yasa dışı işlere bulaşmasından, memleketi satmasından, yolsuzluk yapmasından ve türlü türlü pisliklere bulaşmasından kaynaklıdır.
sevgilinin doğru kişi olduğunun anlaşıldığı an
-
ışığı açtığınız andır.
sinem kobal
-
kitap okumamakla övüneceğine kitap okuyor taklidi yapmış. güldüm ama kınamadım. en azından hangi tarafın doğru taraf olduğunu biliyor.
sınavlarda verilen efsane cevaplar
-
ders: din kültürü
soru: insanın hür yaratılmasıyla ilgili ayet yazınız.
cevap: şüphesiz ki allah insanı hür yaratmıştır.
yurt dışına çıktığını herkese duyurma merakı
-
hayret yahu. fransa' da ingiltere' de insanların hiç böyle bir çabaları yok.
unutulmaz seslendirme sanatçılarımız
-
kemal ergüvenç
hulusi kentmen'i ve erol taş'ı seslendirmiştir. aynı zamanda hababam sınıfı'nın kemal hocası'dır.
trafik kazalarını ortadan kaldıracak enfes buluş
-
"geliştirilme aşamasında olan projede yavaş yavaş sona gelinmiş durumda."
çevirisi:
aliexpress'ten sipariş edilen led lambalar gelmek üzere.
pamukkale turizm
-
böyle soğuk soğuk, sessiz sessiz, hıçkırıksız ağlayan adama hiç konuşmadan kahve ve selpak getiren muavinlere sahip firma.
varsın televizyonları çalışmasın bazen.
edit: ağlayan ben olsam anlatır mıyım oolm.
stand up'ına gülünmeyen adam
-
ulan 'bir alkış alabilir miyim?' dediğinde bilgisayar başında alkışladım. yazık günah. akşamüzeri akşamüzeri üzmüş adamdır.
evren
-
evren döner. ilkel insanlar, gökyüzünün döndüğünü görebiliyorlardı. yıldızlar dönüyordu zira, yerleri değişiyordu. samanyolunu gözlemliyorlardı.
o yüzden türkçe "evren", evrilmek kökünden gelir. "evirip çevirmek" deriz ya; dönen şey demek, döngü demek evren. aynı zamanda "büyük yılan" anlamına gelir.
universe, latince kökenli. unus ve versus bileşenlerinden oluşuyor. versus dönen demek; universe tam anlamı, "tek döngü".
arapça felek? dönen demek yine, kökünde palaku var. talih anlamını daha sonra kazanmış, yıldızların talihimiz üzerinde etki sahibi olduğu inancından dolayı.
eski iskandinavlar dünyamıza "midgard", ortadünya diyorlar. cihanları, alemleri ya da dünyaları hep "gard" kökünden sözcüklerle açıklıyorlar. gard, garden sözcüğüyle akraba. ingilizce gird (bir şeyin etrafını iple çevirmek) ve farsça gerd (dönmek, çevirmek. ) ile de kuzenler. kökünde "etrafını çevirmek, çevirmek suretiyle etrafını kapatmak" anlamı var.
evren'in büyük yılan oluşu ile, iskandinav midgard'ının etrafını jormungand isimli büyük bir yılanın çevrelemesi de apayrı ilginçlikler. (bkz: karşılaştırmalı mitoloji tolkien ne yaptı)
o yüzden "bu devran" diye şarkılar söylüyoruz. bildiğin devir ile akraba, döngü, dönmek demek. o dönen şeyler, yıldızlar, talihimiz üzerinde etkili olduğundan -ya da böyle inanıldığından- dünyanın gidişatını anlatırken "bu devran" diyoruz. yahut "devir onların devri" derken, yine dönme anlamına gelen bir sözcük kullanıyoruz.
"müdür" de, bir "daire"nin başında olur. bir konuya "dair" yaratılmış bir kurum, "daire"dir. o "daire"nin iplerini elinde tutan da, "müdür". tırnak içindeki sözcüklerin hepsi "devir" ile akraba; dair bir şeyin etrafında dönen demek. daire de bu dönüşün kendisi, çember. müdür de, döndüren, çeviren demek.
eh öyleyse sami dinlerin allahı, feleğin müdürü oluyor işte.
(bkz: ouroboros)