hesabın var mı? giriş yap

  • peter strickland'in yeni filmi türkçesi lanetli kumaş istanbul film festivalinin favorilerinden.

    "burgundy dükü ve berberian sound studio filmlerinin eksantrik ingiliz yönetmeni peter strickland, görselliğiyle ve atmosferiyle italyan ustalar dario argento ve mario bava’ya saygı duruşu niteliği taşıyan yeni filminde koyu kırmızı bir elbisenin lanetini takip ediyor. birbirinden tuhaf çalışanlarla bezeli, cehennemvari d&s mağazasının kış indiriminde satılan bu göz alıcı gece elbisesi, lanetli kumaş’ın başkahramanı. renk cümbüşüyle bezenmiş stilize setleriyle mest eden; giallo, doğaüstü, moda, gerilim filmlerine göz kırpan bu son filmiyle strickland bir kez daha özgünlüğünü kanıtlıyor(iksv)"

  • kendisi beni affetsin ama, şu rockçı serpil'in ilk sahne aldığı gün yaptığı bir hareketi gördüğümden beri gif'ini yapmak istiyordum. gece gece dayanamadım yaptım; artık uyuyabilirim:

    [bye bye link]

    edit: ya ben bunu gecenin bir yarısı yaparken inci sözlüklere kadar falan uzanacağını hesap etmemiştim. zuhal hanım, affınızı rica ederken meğer ne kadar haklıymışım.

    edit2: yıllar geçtikçe domain hoarding problemim geçiyor mu nedir, link shortener domainlerim öle öle sonunda link açık haline kadar geldi. zuhal hanım, aslında gerçekten hiç bunu burada tutmaktan da mutlu değilim ama bizi aştı durum. yapacak bir şey yok. öksüz mü kalsın bütün o verilmiş linkler...

    edit3: kalsın.

  • bilimsel açıklama isteyenler:
    meyve için, dünyada iki çeşit anlam vardır. bunların birisi manava gittiğimizde, ötekisi ise botanistler tarafından kullanılır. manavda meyve olarak kastettiğimiz, tatlı doğal bir bitkidir. bir sebze ise, meyvenin tam tersi olarak; yani tatlı olmayan bir doğal bitkiyi belirtmek için kullanılır. bu standart açıklamaya göre, elma, çilek, üzüm ve muz gibi bitkiler meyve olarak sınıflandırılır; yeşil fasulye, domates, kabak ve patates ise birer sebzedir. teknik olarak, yani botanik anlamda meyve ve sebzeyi tanımlamak için kullanılan yöntem farklıdır. britannica ansiklopedisi şöyle tanımlamıştır: meyve, botanik anlamda, olgun halde olan, taze veya kuru şekilde tüketilen ve içinde tohum veya tohumları barındıran bitkidir. o halde, şeftali, muz ve üzüm meyve sınıfına girer. aynı zamanda, fasulye, mısır, domates, salatalık ve kabuklarında olmak şartıyla meşe palamudu ile badem de teknik olarak birer meyvedir. meyveyle ilgili bu tanım, çok açıktır ve içinde tohum barındıran tüm bitkileri ihtiva eder. o halde, sebzeler, geriye kalan tüm bitkileri içerir: patates, havuç, turp, soğan, sarımsak, kuşkonmaz, marul, brokoli ve karnabahar gibi.. başka bir deyişle, içinde tohumu olmayan tüm bitkiler sebzedir, geriye kalanlar ise meyvedir.

  • hayret bir olay.
    halbuki hemen kapıları açıp maaş bağlamaları, ücretsiz sağlık hizmeti sağlamaları gerekiyordu.

  • erkek adamın 2 kotu olur biri yıkanırken diğerini giyer, yırtılınca gider aynısından alarak yerine ikame eder. buna katma değerli erkek denir.

  • bir zamanların efsane yazarı delikan76'nın içine düştüğü aczi gösteren durum.
    1970'lerde istanbul gelişim orkestrası ile türkçe sözlü hafif müzik, caz falan söyleyip 80'lerde işsiz kalınca arabeske yönelen şarkıcılar gibi.
    ee şimdilerde trend bu, orası şöyle burası böyle temalı kız başlıkları.
    muhsin bey gibi direnecek hali yok yozlaşmaya.
    edit: cümle düşüklüğünü giderme.

  • kendisi favorimdir.

    ne superman gibi kripton'dan gelip uçup kaçıp uçak taşıyor.

    ne spiderman gibi böcek ısırmış da ya ben duvarlara tırmanayım suçlu avlayayım diyor.

    ne captan amerika gibi ultralaştırılmış ve işi asker olan biri.

    ne flash gibi aşırı hızlı gitmekten fazlası olmayan biri

    ne de thor gibi bir tanrı.

    bu adam küçükken ailesi gözlerinin önünde öldürülen bir milyarder. ar-ge'de çok ileri gitmiş kendi döneminin teknolojisinin önünde bir şirketin sahibi. çok zengin. ama bu adam paranın tadını alıp bırakmıyor, eğlenceye düşerek acısını dindirmeye çalışmıyor. ailesinin ölümüne sebep olan suçla dolu sokakları temizlemeye çalışıyor.

    bir de ötekilere bakın. thor, spiderman, superman, flash kırmızı giyiyor. captan amerika mavi. arrow yeşil. * ama bu adam siyah giyiyor, çok temiz olmadığının da halkın önünde şov yapacak bir şovmen olmadığının da farkında. onun için geceleri, siyah giyerek yapıyor işini.

    bilmiyorum ama hikayesinden etkilendim ben onun, daha küçükken. ve saygım azalmadı hiç. gitgide arttı hatta.
    ister çocuk diyin bana ister başka bir şey.

    ama gerçekten bir kahraman varsa o da batman'dır benim için.

  • röportajında benim gibi kekeme olduğunu fark edince içim ısındı çocuğa. bilmeyenler için biz kekemeler, bazı kelimeleri söyleyemeyince elimizi kolumuzu oynatarak o kelimeyi söylemeye çalışırız. bazen söyleyene kadar nefessiz kalırız. bu tür hareketler kekemeliğin sebep olduğu bir çeşit tik. herhangi bir rahatsızlığı yok çocuğun, sadece bazı kelimeleri söyleyemiyor, takılıyor ve istemsizce tik oluşuyor.

    gururumuzsun, başarılarının devamını dilerim.

  • flashback: 90lı yıllar. star 1 televizyonu. boş bir koridor ve gittikçe yaklaşan topuklu ayakkabı sesleri.

    tak.... tak.... tak... tak.....

    sonrasında bülent ersoy. ablanız kurban olsun size...