hesabın var mı? giriş yap

  • 2 cocugum var, 4 ve 7 yasindalar. bir sure once bosandim. her insanin hayati ve yasadiklari farklidir. ben kendi evliligimde kendim ve cocuklarim icin iyi bir gelecek gormedigim icin bosandim. baba olarak iki cocugumun velayetini de aldim. calisiyorum bir yandan iki cocuguma bakiyorum olmadigim zamanlarda bana yardimci olabilen insanlar, yani ailem var. olmasalardi da bir sekilde bakici tutar veya isi birakir bir caresine bakardim.
    cocuklarim annelerini gormek istiyor mesela, anneleri degil gormek telefonla bile nadiren ariyor, yani is oradan bakildigi gibi degil, herkes evladini bagrina basmiyor. veya evladini cok sevdigini dusundugunuz insan oyle degilmis anliyorsunuz

    cocuklar ile kavga kufur icinde bir hayat surmektense bu sekilde yasamak daha iyi, terbiyeli yetistiriyorum, saygi ogretiyorum.
    evet cok ama cok zorlaniyorum, bir erkek olarak 2 cocuga bakmak butun gun ilgilenmek ve bunu yaparken gunlerini doldurarak gecirtebilmek inanilmaz zor, nihayetinde eline telefon tablet versem aksama kadar bir kosede otururlar ama vermiyorum, neyse kendimi anlatmaya gerek yok.
    kendiniz mutsuzsaniz ve bu mutsuzluk cocuklarinizin gelecegini tehlikeye atiyorsa oturup detayli dusunun. bosanma sureci de bir erkek icin hic kolay degil, inanin cekismeliye gidince ugramadiginiz iftira kalmaz, ustelik kanuna gore bunu kadin ispatlamak zorunda degil ordan hesap edin iste.

  • 99669999996669999996699666699666999966699666699 99699999999699999999699666699669966996699666699 99669999999999999996699666699699666699699666699 99666699999999999966666999966699666699699666699 99666666999999996666666699666699666699699666699 99666666669999666666666699666669966996699666699 99666666666996666666666699666666999966669999996

    1) ilk iki dokuzu seç
    2) f3 tuşuna bas
    3) 9 tuşuna bas, sonuç şaşırtıcı :)

    deneyin gerçekten şaşırtıcı.

  • dün yaşanmış olmasına (23 haziran 2014) rağmen hala sözlükte bıkmadan usanmadan internet bağlatmışsın kardeş esprisi kasmaya çalışanları gördüğümüz olay. bitmediniz la.

  • halktan biri olarak sayın bakana sormak istiyorum:
    1) bahsettiğiniz sayıda terörist ibb'ye nasıl geldi.
    2) nasıl olur da bir terörist dağdan inip, sınırı geçip, istanbul'a kadar gelip, temiz adli sicil kaydı alıp bir devlet kurumunda çalışabiliyor?
    buraya gelene kadar sorumlular kimlerdir?
    polis, mit, askeri olarak kimler sorumludur? birileri göz mü yummuştur?
    3) teröristler istanbul'a gelip işe girebiliyorsa bizim can güvenliğimizi nasıl sağlamış oluyorsunuz?
    4) şu an ülke içinde kaç terörist var? kaçı devlet kurumlarında işe girebildi?
    5) bu kadar güvenlik açığı olduğuna göre istifa eden, soruşturma açılan güvenlik görevlisi var mıdır?
    6) adli sicil kayıdı ile işe alınan birinin terörist olduğunu bilmeyen, işe alan kişi nasıl sorumlu olabiliyor?

    edit: çok fazla mesaj var, cevap veremediğim için özür dilerim. arkadaşlar olayı ısrarla partilere bağlayanlar var. ben zaten hiçbir partinin taraftarı değilim. ben sade vatandaş olarak soruyorum. bir terörist bu kadar rahat ülkeye girip çıkabiliyor mu? o zaman hiçbirimizin can güvenliği yok. bu olayda sorumlu kim? mesaj atanlar neden buna cevap veremiyor?

  • evrenden çeşitli sıcaklık istatistikleri:

    141679 * 10^27 kelvin
    planck sıcaklığı. büyük patlamadan 10^-43 saniye sonra evrenin sıcaklığı.

    13*10^18 kelvin
    büyük hadron çarpıştırıcısında yaşanan ağır nükleer dönüşümlerin sıcaklığı.

    10^13 kelvin
    büyük patlamadan 100 mikrosaniye sonrası sıcaklık.

    4*10^12 kelvin
    proton - antiproton tepkimelerinde oluşan sıcaklık.

    10^11 kelvin
    type ii supernova'nın sıcaklığı.

    10^10 kelvin
    büyük patlamadan 1 saniye sonra her şeyin sıcaklığı.

    10^9 kelvin
    büyük patlamadan 100 saniye sonra her şeyin sıcaklığı.

    5,1*10^8 kelvin
    tokamak füzyon test reaktöründeki plazma sıcaklığı.

    10^8 kelvin
    kontrollü nükleer füzyon sıcaklığı.

    13,6*10^6 kelvin
    güneş'in çekirdek sıcaklığı.

    29727 santigrad derece
    atom bombası patlamasından 1 milisaniye sonra oluşan sıcaklık.

    27727 santigrad derece
    yıldırım sıcaklığı.

    14727 santigrad derece
    tungstenin kritik noktası.

    9667 santigrad derece
    sirius a'nın yüzey sıcaklığı.

    5505 santigrad derece
    güneş'in yüzey sıcaklığı.

    5377 santigrad derece
    dünya'nın çekirdek sıcaklığı.

    3550 santigrad derece
    elmasın erime noktası.

    3410 santigrad derece
    tungstenin erime noktası.

    1749 santigrad derece
    kurşunun kaynama noktası.

    1650 santigrad derece
    bir uzay mekiğinin atmosfere girme sıcaklığı.

    1557 santigrad derece
    bunsen ocağı alevi sıcaklığı.

    1538 santigrad derece
    demirin erime noktası.

    1397 santigrad derece
    mavi gaz mumu alevi sıcaklığı.

    1064 santigrad derece
    altının erime noktası.

    1027 santigrad derece
    lav sıcaklığı.

    660 santigrad derece
    aluminyumun erime noktası.

    464 santigrad derece
    venüs'ün ortalama yüzey sıcaklığı.

    326 santigrad derece
    kurşunun erime noktası.

    233 santigrad derece
    kağıdın yanarken sahip olduğu sıcaklık.

    163 santigrad derece
    kibritin yanarken sahip olduğu sıcaklık.

    100 santigrad derece
    suyun kaynama noktası.

    80 santigrad derece
    sıcağa en dayanıklı hayvan olan pompei solucanının yaşadığı sıcaklık.

    58 santigrad derece
    dünya üzerinde kaydedilen en yüksek sıcaklık. el aziziye - libya (1922)

    48 santigrad derece
    avrupa'da kaydedilen en yüksek sıcaklık. atina - yunanistan (1977)

    42 santigrad derece
    insanlar için ölümcül vücut sıcaklığı.

    37 santigrad derece
    ortalama insan vücut sıcaklığı.

    35 santigrad derece
    kaydedilen en yüksek deniz sıcaklığı (kızıldeniz).

    33 santigrad derece
    tereyağının erime sıcaklığı.

    15 santigrad derece
    antarktika'da kaydedilen en yüksek sıcaklık. vanda station (1974)

    2 santigrad derece
    buzdolapları için tavsiye edilen sıcaklık.

    -39 santigrad derece
    civanın donma noktası.

    -89 santigrad derece
    dünya üzerinde kaydedilen en düşük sıcaklık. vostok station - antarktika (1983)

    -196 santigrad derece
    nitrojenin kaynama noktası.

    -205 santigrad derece
    uranüs yüzeyindeki ortalama sıcaklık.

    -210 santigrad derece
    nitrojenin donma noktası.

    -220 santigrad derece
    neptün yüzeyindeki ortalama sıcaklık.

    -229 santigrad derece
    plüton yüzeyindeki ortalama sıcaklık.

    -259 santigrad derece
    hidrojenin kaynama noktası.

    -269 santigrad derece
    sıvı helyumun kaynama noktası.

    -270 santigrad derece
    uzaydaki ortalama sıcaklık.

    -272 santigrad derece
    bilinen en soğuk ortam olan bumerang nebula'nın sıcaklığı.

    -272 santigrad derece
    helyumun donma noktası.

    -273,149999999 santigrad derece
    laboratuar ortamında üretilen en düşük sıcaklık. low temperature labratory - helsinki (1999)

    -273,15 santigrad derece
    sadece teorik olarak mümkün olan entropinin minimum değerine ulaştığı nokta. mutlak sıfır.

    kaynak: rasmussen college
    *** copy paste değil, alın teri.

  • petrolü olmayan, dünyanin en pahalı ülkelerinden biri olan isviçre de benzin fiyat ortalamasinin 1.3 dolar olması düşünüldüğünde gülümseten trolleme

  • ucak yolculugu sirasinda degil de sonrasinda sinir eden olaylarin basinda, ucak yolculuklari ustunden fakir edebiyati yapilmasi geliyor.

    40 liraya yurtici, 20 euroya yurtdisi seyahat yapiyorsun, artik bu bir statu sembolu degil ki bunun muhabbetini yapanlar seni ezmeye calisiyor olsunlar.

    tis arkadaslarim ayda ortalama 15-20 kere ucuyorlar. yoneticilerim icin bu rakam muhtemelen 30'dur. george clooney'nin up in the air filmindeki gibi bir hayati yasayan milyonlarca insan var: her gittigim havaalaninda, otelde goruyorum; yanyana ama yalniz basimiza kahvalti eder, konusmak yerine laptoplarimiza bakariz. klon ordusu degil de drone ordusu.

    tabii bu kesim de yine gorece azinlik. ama kriteri, ne bileyim, senede en az bir kez ucmaya cektigin zaman bir anda yuz milyonlara ulasiyorsun.

    her gun avrupa havasahasindan 30 bin ucak geciyor. bunun mukemmel gorselini kacirmayin bu arada.

    bir yandan istanbul dunyanin en cok direkt baglantili hubi, bir yandan da hala bunu bir statu sembolu olarak gorecek kadar dunyadan kopuk vaziyetteyiz. gelir dagiliminin boktanligi ve agir calisma sartlari elbette bunda buyuk rol oynuyor. ama acliktan agzi kokacak kadar fakir olmayan herkes senede bir kere ucabilir.

    ***

    ucak yolculugu sirasinda sinir edenler:

    -ter kokusu. artik iyice bosverdim, ter kokanlara koktuklarini soyluyorum. milletin ortasinda rezil edercesine degil, sadece onlarin duyabilecekleri sekilde. boyle birseyi samimice birinden duymak insanlarin daha once tecrube ettikleri birsey olmuyor, sasiriyorlar. sadece o sasirmaya deger.

    -bebek aglamasi. yapacak birsey yok. kulaklari tikaniyor basinctan, acamiyorlar ve bu onlara aci veriyor. sakin aglamayi duymamak icin kulak tikaci filan kullanmayin buna karsi, sonra basinc degisikliginde kulaginiz tikali kalir, zar yirtilmasina kadar yolu var.

    -namaz sov yapanlar. bunlari iki uc kez uyarip, sona kargo bolumune kapamak lazim. ucak turbulansa girecek, pilot ikaz vermis, salak hala koridorda dua ediyor. hava bosluguna dussek, 80 kiloluk vucudu bir kalas gibi birinin boynunu kirabilir.

    -ucak iner inmez ayaga kalkanlarin nesli giderek tukeniyor. en son ne zaman gordugumu hatirlamiyorum bile. ama ucak taksi yapar yapmaz piston assagi indi moduna girenler hala onemli bir demografi. bunlara hitap eden bir parti kursak akpyi deviririz. kapinin acilmasina en az 5, yurumeye baslamana 10 dakika var. ecis bucus duracaksin oyle, agzinda onundekinin cantasi, kicinda arkandakinin gitari. ilk defa ucanlari tenzih ederim ama onlarin orani yuzde 5-10'tir tas catlasa, geri kalanlarin da birkaci baglantiya yetisecekler ve o kazanacaklari 10 saniyeye ihtiyaclari var desek, her ucusta duzinelerce insan dusunmeden davranan suru hayvanlari olduklarini kanitliyorlar.

    -elektronik aletlerin tum ucus boyunca, ucus modu dahil, kullanimini yasaklayan havayollari. ucakta calismak imkansiz oluyor.

    -arkasina bakmadan zart diye koltugu yatiranlar. bacagima vuruyor, elimde icecek olabilir, vs. bunlara bir iki saniye sure veriyorum, hani bazen koltuk kontrolsuzce yatiyor, belki donup geri alirlar diye. tinmiyorlarsa, direkt tekmeliyorum koltugu. sonra donup bana cemkiriyorlar. diyorum "ya ben otobuste senin kucagina otursam, sen de beni itince "ama efendi gibi derdinizi anlatsaniz, niye itiyorsunuz" desem?". o vakitten sonra insan gibi konusmaya basliyoruz. insan gibi diyalog olmazsa, bilin bakalim kim kazaniyor? toplu tasimanin altin kurali sudur: arkandakiyle arani bozarsan gotu kaybetmeye mahkumsun.

    -gecikmelerin nedenini aciklamayan pilotlar. psikoloji ogrenmiyorlar mi? tabii ki gecikmemizin suresini degistirmeyecek aciklamalari, ama havayolu acisindan asil sorun gercekte beklenilen sure degil, yolcunun algiladigi gecikme suresidir. ve sen birine gecikmesinin nedenini aciklamazsan, o algilanan gecikme suresi gercek sureden fazla olur. bunun hakkinda dunya kadar deney var. havayollari da dunya kadar parayi pazarlamaya harciyorlar. bir yerde bir kopukluk var.