ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk bayrağını öpüp çalmaya devam eden hırsız
-
ülkenin neden battığının ispatı niteliğindeki hırsız.
gheorghe hagi vs wesley sneijder
-
hagi'nin marshall'lı mavili, bank ekspress parçalı, yine marshall beyaz çizgili ve telsim'li 4 adet forması mevcut bende.
sneijder'e bakıyoruz, henüz sıfır(0).
bu da neyi gösteriyor?
öğrenci olup baba parası yemek gibisi yok amk :/
________________________________________________________________________________
debe hagit: hagi için ibrahim erkal'dan gelsin madem sabah sabah.
https://www.youtube.com/watch?v=c1mjpm-n2wc
sneijder'e yazık sen koşacaklar
sneijder'e yazık sen vuracaklar
tüm 10'lara yazık
senin gibi olmayacaklar...
_________________________________________________________________________________
dayanamadım lan bu da volkan ayısı için gelsin, klipteki vücutçu oğlana(evet oğlan) dikkat ajhsdkhgashdagksaj;
https://www.youtube.com/watch?v=ojgbndatxvw
fikret orman
-
fikret orman önce çinlileri kazıkladı,
çinli değilim diye ses çıkarmadım.
sonra italyanlardan 1000 euro'ya dünya çapında golcü aldı
"italyan değilim ki" dedim, sesimi çıkarmadım.
almanlara yedek oyuncuyu 5 milyona sattı,
"almanları düşünmek bana mı kaldı" dedim sesimi çıkartmadım.
en sonunda gözünü biz taraftarların cebindeki paraya dikti
etrafta beni kazıklamasına ses çıkartacak kimse kalmamıştı.
(bkz: ulan fiko tek maçtan yatırdın bizi kombineye)
yazın bittiğinin anlaşıldığı anlar
-
hemingway'in bu anlardaki hüznü anlatan bir kitabı var, ismi "çatallara veda". 400 sayfa falan, nasıl bi içlendiyse artık.
berkin elvan'ın ekmek almaya gitmediği gerçeği
-
"nereye giderken ölmesi, ölmeleri hakli cikartirdi ki"
akli selim insan - ny times
dr. dre'nin gerçekten doktor olmaması
-
snoop dogg'un köpek olmaması kadar üzücü bi durum.
arkadaşların seri bir şekilde evlenmesi
-
hangi birine ne takayım? ne zaman yetişeyim? nerelerde kalayım? neyle gidiyim? ne giyeyim? diye sorular kafamı kurcalarken en sonunda çareyi hiç birine gitmemekle bulduğum olay. hepsine "canım çok istedim gelmeyi inan ama çok yoğundum" gibisinden bahaneler uydurdum ve uydurmaya da devam edeceğim. oturdum bu yaz ince ince hesapladım. anadolu'da arkadaş düğünü turnesine çıksam (hepsi ayrı ayrı memleketlerde düğün yapıyor) rahat cebimden 2500 lira para çıkacak. az para mı? benim için değil. hiç üzülmüyorum gitmediğime bu yüzden. vicdanım rahat.
zaten bir de şöyle bir olay var: evlenen arkadaşların çoğu evlendikten sonra kendini evine adayıp eskisi gibi arayıp sormadığı için illa düğüne gideyim, vefalı arkadaş olayım diye paralamanıza hiç gerek yok. valla bak ne kadar samimi olursanız olun eskisi gibi olmuyor.
hatta bazen sizi arasa da dinlemek istemeyeceğiniz zamanlar oluyor maalesef. çünkü bahsettiği tek şey aldığı beyaz eşyalar, görümcesinin hainlikleri, kocasının öküzlükleri, takılan altınları, kayınvalidesinin cimriliği gibi sizi hiç ilgilendirmeyen konular oluyor. en gotikinden enteline kadar hepsi tek tip insana dönüşüyor.
o yüzden bu evlenme olayları olurken siz hala bekar yaşama planları yapıyorsanız kendinize yeni arkadaşlar aramanızda fayda var.
not: tecrübe konuştu.
tuğçe kazaz'ın altın kelebek açıklaması
-
"inandığım" dan sonrasını okumadım.
pet şişeye evden su doldurup çantasına koyan kız
-
kolay kazanılan para yiyicileri tarafından hor görülebilir.
zehra develioğlu
-
eliyle değil ama diliyle ölüme sebeb olmuş biri olabilir.
gezi parkı olaylarında öldürülen 6 kişinin katilleri bu kadının "üstüme işediler, beni dövdüler" iftiralarına da inandılar, hırslandılar. ali ismail korkmaz'a atılan o son tekme, vurulan o son demir sopa belki de bu kadın ve çocuğu için vuruldu.
kürdistan'ın en yaşanılır şehirleri
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
yagmurlu bi aksamda yorgunlugun etkisiyle sıkışmış yolda ilerlemeye calisan taksiye atlamak, kapiyi acmak ve yanlislikla taksideki insanlarin dumur icindeki bakislari arasinda takside oturan kadina binmek..kadina bindigimi farkedince de salak gibi aa pardon doluymus taksi diyip salakca gulup cikmak..
affetmekle vazgeçmek arasındaki ilişki
-
affetmek en büyük vazgeçiştir.
çünkü;
affetmek her şeye göz yummak değildir..
affetmek kendini ya da bir başkasını suçlamak da değildir,
affetmek kırgınlıklarından ya da kızgınlıklarından sıyrılmak geçmişi geçmişte bırakmaktır.
insan affeder ama neyi affettiğini unutmaz. bu yüzden vazgeçer....