hesabın var mı? giriş yap

  • ''her şeye baş kaldırıyorum. başka insanların kendilerini üzerimde yetke saymalarına, başkaları tarafından egitilmeye, başkalarının bildiklerini bana kabul ettirmeye çalışmalarına baş kaldırıyorum. kendim bulmadıkça hiçbir şeyi doğru kabul etmiyorum. başkalarının benden farkli düsünmesine karşı değilim, ama onların bana düşüncelerini, yaşamla ilgili görüşlerini zorla kabul ettirmeye çalışmalarına katlanamıyorum. daha küçük bir çocukken de baş kaldırıyordum. dinliyor, izliyor, ama bir yandan da sözlerin yanılsamasının ardindaki hakikati arıyordum.”

  • parfüm almak için girilen parfümeride, parfüm şişesinin yere düşüp kırılması ve akabinde arkadaş görünümlü iki yamyamın t-shirtlerini çıkarıp yerdeki parfüm ziyan olmasın diye üstüne bastırmaları.

  • ishal için doktora giderseniz salgın var der. bu benim bildiğim kadarıyla 30 yıldır böyle. hep ishal salgını var ama sıça sıça bitiremedik şunu bir türlü.

  • ''erkekler takım elbise giyip önüne bakınca cezası iniyor, benim takımım, kravatım yok. annem apar topar bu tişörtü bulabilmiş. bir de ne yalan söyleyeyim hayatta kalmış olmanın saklayamadığım bir sevinci var içimde. o ölmese ben ölecektim. o size, beni pazarlamaya karar verdiğini söylemeyecekti, başka adamların koynuna beni sokma planlarını anlatmayacaktı, benim patlıcan fazla pişti diye, perdeler azıcık kirlendi diye, masada kırıntı kaldı diye yediğim dayakları söylemeyecekti, kaç kere hastanelik olduğumdan bahsetmeyecekti.

    çay bahçesinde çekilmiş bir fotoğrafım var. biraz yan gülmüşüm. belki de o fotoğrafı gösterip namussuz karılar gibi çıkmış filan diyecekti.
    karısını başka adamlara satan o değilmiş gibi “namusumu temizledim” diyecekti.

    siz onu 3-5 yılla yargılayıp, namusu kirlendi diye mazur görüp, yandan gülüşümü tahrik sayıp bir de üzülecektiniz adama.
    oysa namus benimdir hakim bey, bir kağıda imza attık diye kimselere bırakmam.
    sonuna kadar idare edebilmiş olmam, elaleme değil de başıma gelenleri hep karakollara anlatmış olmam, kızıma hiç fark ettirmemiş olmam namusumdur.
    o utanmamış yaptıklarından, benim utanacak bir şeyim yoktur.

    içimdeki hayatta kalma mutluluğunu atamıyorum hakim bey.
    ağlayamamam bundandır.
    ne yalan söyleyeyim aynı acının çemberinden geçmiş, sağ kalabilmiş kadınlarla aynı koğuşta, bir ömür kazasız belasız da yaşarım ben ama benim bir kızım, bir de memleketin aç kaldığı bir adalet var.
    gel sen, ölmedim diye beni cezalandırma, benim bir derdim; kızımın bari mutlu olmasıdır.
    yanında ben olayım.
    can alan bir katil değil, can derdinde bir kadın de bana.
    kurşunla yatıp kurşunla kalkan, yastığın altında silahla yatan adamlar hiç eceliyle ölmüş mü?
    hem sevebilseydi o da ölmezdi di mi ama?
    öldüyse hepsi benim suçum mu?''

    edit: yanlış bilgi aktarımı olmaması adına düzeltmek istedim. yazı çilem doğan ın karar duruşması sırasında, mahkemeyi takip eden bir arkadaşım tarafından yayınlandığı için çilem'in kendi ifadeleri olarak düşünmüştüm fakat yazı ayşen aksakal tarafından kaleme alınmış. çilem'in yaşadıklarını ve hiç kaybetmediği dik duruşunu çok iyi yansıttığını düşündüğüm için yazıyı bu haliyle editliyorum.

    edit 2: dahili meddah tarafından böyle de güzel bir kampanya başlatılmış; (bkz: çilem doğan'a mektup yolluyoruz)
    ben yazacaklarımı düşünmeye başladım.

  • bu ülkenin bir şehrinde işgal girişimi yaşandı. baya gözümüzün önünde oldu. ama unuttuk, unutturulmaya çalışıyor.

    işte bu adamlar bu işgal girişimine karşı mücadele etti. hepsinden allah razı olsun.

    erzurum kongresinde alınan "milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz" kararı hala geçerlidir. yine böyle bir girişim olursa askerimiz karşısında olacaktır.

  • sevgiliyi ihtiyaç olarak görmeyen, gerçekten kendisini tamamlamış ve kendisiyle mutlu olabilen, illede hayatımda biri olsun değer verilmek istiyorum deyip yeri geldiğinde sanki herkes onu yaşatmak için varmış bencilliğine girmeyen insandır.

  • ön edit: 24 saat itibariyle lösev'den gelen bilgiye göre toplamda 126 bin tl bağış toplanmış) elimde kalem kağıt, tüylerim diken diken hepiniz sağolun. çaylak arkadaşlar sizle mesajlaşamıyoruz ama siz de sağolun. turkcell, türk telekom veya vodafone faturalı hatlarınızdan 3406’ya boş sms göndererek bağış yapabilirsiniz. her bir mesaj bedeli 10 tl'dir. (türk telekom ve vodafone abonelerinden +2 sms mesaj gönderim ücreti alınmaktadır.)

    sözlük yazarlarının paypal hesaplarındaki küçük miktarların, lösev'e bağışlanması kampanyasıdır.

    dün paypal'ın türkiye'den çekilmesi haberlerinin ardından uzun süredir kontrol etmediğim paypal hesabımı kontrol ettim, içinde 2,82 usd var. bu para senelerdir duruyor. bildiğim kadarıyla kullanılamıyor da. velev ki kullanılabilsin önemli değil.

    paypal hesaplarında benim gibi az miktarda para kalan ve bu paraları benim gibi kullanmayan yazarları, bu paraları lösev'e bağışlamaya davet ediyorum.

    nasıl yapılıyor

    öncelikle paypal hesabımıza giriş yapıyoruz, çıkan ekranda en üstte yer alan gönder ve iste sekmesine tıklıyoruz. sonra ilk sırada yer alan arkadaşlarınıza ve ailenize para gönderin seçeneğine tıklıyoruz. gelen ekrana 'international@losev.org.tr' yazıyoruz ve 'sonraki'ye basıyoruz. sonra bağışlamak istediğimiz miktarı yazıyoruz ve işlem tamam.

    lösev'e ait paypal hesabının doğruluğunu burdan kontrol edebilirsiniz.

    bağış yapan arkadaşlar, bağış miktarlarını yazarlarsa kampanya sonucunda bağışlanan miktarı da paylaşabiliriz.

    2,82 dolarım güzel çocuklara

    vefa editi: böyle işlerde isimler önemli değildir ama çok duygulandığım için söylemek istiyorum. geçtiğimiz günlerde uçurulmuş olan 'gencsabri' nickli yazar bu kampanyayı benim hesabımdan başlatmış ve devamıyla ilgilenmiş. kendisi de eski bir lösemi hastasi. onlarca milyar bağışa önayak olan bu arkadaşımın yazarlığının tekrar aktif hale getirilmesinin, bu kampanyayı daha bir manalı kılacağına inanıyorum.

    sözlük'e lösev'den gelen mail