hesabın var mı? giriş yap

  • yer bursa. iki adli vaka. biri adam vuruyor, diğeri satırla doğruyor. iki magdur da yogun bakımda. ve iki fail de adlî kontrolle serbest. hürriyet linki

    halil sezai sadece dövmüş. satırla dograsa yada silahla vursa şu an dışarıdaydı. bu ülkedede yargıya güven oranının yüzde 10 bile olması cok fazla. twitter baskısı ve siyasi talimat ile hareket eden yargı erki artık erk olma işlevini yitirmiştir.

  • yorumlardan biri şöyle... "şortsuz bir nazlı çelik dileğiyle"

    tişört de olmasın anasını satayım :)

    tanım: hiç şaşırmadığım yorumlardır. ülkede daha şorta tahammül edemiyen milyonlar var.

  • "sorun ne biliyor musun?

    sorun, senin gerçekleştirmek için çırpındığın hayallerini, başkalarının bakkaldan ekmek almaya gidiyormuşcasına kolay gerçekleştirmesi. hem de hiç haketmeden. "

    behzat ç.

  • açılın size kerizlik hikayemi anlatayım.

    sevgilim var 4 seneyi yeni doldurmuştuk yanlış hatırlamıyorsam. kurban bayramı tatili için memlekete gitmişiz. ben iş sebebiyle erken döndüm; o üç dört gün sonra gelecek. hafta ortasında tutturdu, benim evi bir temizletmek lazım; çok kirli bıraktım memlekete giderken, cumartesi bizim çocuklar gelecek bana, temiz olsun, sen hallediver diye. ben de hafta içi iş çıkışı gittim baktım, darmadağın halde ortalık. yorgun halimle ortalığı toplayıp evi temizlikçi çağırılabilecek duruma getirdim. cumartesi gününe de temizlikçi ayarladım. cumartesi sabah gittim erkenden, evi açtım, temizlikçiyi aldım, kadın temizledi evi. ben de evde bulundum yardım ettim falan işte, neyse öğleden sonra sevgilim indi uçaktan geldi. gittik yemek yedik, üstüne de markete girdik. marketten kırmızı şarap aldı bu en klasından. saftirik ben uyanmadım hâlâ. beni eve bıraktı. ben evde takılırken bir iki kere aradım bunu açmadı, baktım mesajlara da cevap vermiyor saat geç oldu. sinirim geçsin dedim duşa girdim çıktım hâlâ ses yok. merak ettim, çocuklarla içip içip sızdılar heralde diye korktum. atladım gittim eve. anahtarla açtım kapıyı, yerde dünyanın en iğrenç ayakkabısı olan bir çift ugg duruyor. meğer eve kız atmış sevgilim. kız da zaten birkaç aydır sevgilisiymiş. ben de sevgilisiyim tabii o sırada. hatta kız atabilsin diye evini temizleten sevgilisi. ayrılık falan yok henüz. kendi temizlettiğim, temizlenmesine yardım ettiğim eve kız atıldı. hadi beni gözden çıkardın eyvallah da bari iki gün erken gel kendi evini kendin temizlet de öyle at kızı eve. bana ne temizletiyorsun?!

    aldatılmanın da hayırlısını versin allah. bu bana çok fazla geldi.

    debe editi: hikayenin devamını soran çok fazla yazar oldu ama gerek yok yazmaya. ayrica cool story, kurgu falan diyenler oldu. malesef gerçek. yaşandı bitti saygısızca.

  • bu kadıncağızı nasıl bu kadar büyüttünüz de reklam filminde özcan deniz'le görünce hayal kırıklığına uğrayıp veryansın ettiniz anlamış değilim lan.

    sonuçta tırıvırı şarkılar yapıp ekmeğine bakan bi popçu kişisi değil mi bahsedilen?

    tamam, kendi janrı içinde hoş, dinlenip geçiliyor işte de ne ara, kim tarafından ve ne amaçla bir ella fitzgerald muamelesi görmeye başladı lan ben orayı kaçırdım? yani hangi noktada coca cola reklamında özcan deniz ile oynaması üzüntü yarattı? bir seveni ufak da olsa bi çıtlatırsa çok memnun olurum...

    en nihayetinde reverans - feveran - bumerang - referans kafiyesinden şarkı yapıp cayır cayır söyleyen bi insandan bahsediyoruz değil mi? bu yukarıda okuduklarım da aynı sıla için söylenenler herhalde, farklı kişilerden bahsetmiyoruz?

    allah'ını seversen şu sözlerin yazarından söyleyeninden ne umdun da ne bulamadın güzel kardeşim benim, bi açıkla da bilelim? bildiğin çocuk şarkısı değil mi olmm bu, hem de kötüsünden, manyak mısınız siz bi de kadını üzüp hastanelere düşürmüşünüz...

    --- spoiler ---

    önüne gelene eğilip reverans
    bende karşılığı ağır feveran
    üzerim seni çocuk
    bakmam gözyaşına
    döner bumerang
    al sana referans

    --- spoiler ---

  • gençlerin önünde nükleer santral, termik santral, siyanürle altın arama, gdo'lu gıda gibi çok daha çağdaş ölüm yolları varken, alkol gibi basit bir sebepten ölmesini içine sindiremeyen akp'nin düzenlemesidir.

    yahu kanser olmak, mutasyona uğramak, siyanür zehirlenmesinden ölmek varken neden siroz?

  • kendisine dair şöyle bir gözlemim var. bugün sabah ofise gelen gazeteleri okurken hürriyet gazetesi çılgın makinist faciası diye bir başlık atıp olayı doğrudan makiniste bağlamıştır. wall street journal ise demiryolu müfettişleri ile röportaj yapıp olasılıkları sıralamış ve sorumlunun trendeki karakutunun incelenmesinden sonra belirleneceğini söylemiştir. görünen o ki türk medyasındaki sorumluyu atama mekanizması yurtiçi, yurtdışı ayırt etmiyor. buradan kendilerine sesleniyorum ispanyadaki haberi bari tarafsız, infazsız verin de gazeteye benzeyin.