hesabın var mı? giriş yap

  • "çaykur rizespor’u tebrik ediyorum sanırım bu galibiyet onlara şl’ye direkt katılım hakkı sağlıyordu."

    evet böyle bir entry var yukarıda. ağlamanın her türlüsünü gördüm ama bu çok başka bir kafa. şampiyonlar ligi iddiası olmayan takımların maç kazanmak için uğraşmaması mı gerekiyor? ki şu an oynanan maçta adamlar gol atmaya çabalamıyor bile. resmen galatasaray defansı 3 asist yaptı. taraftarlık güzel ama şuursuzluk çok rezil bir hareket.

  • bu feminist ilkeye halime kökçe, elif çakır gibilerin sarılması caiz değildir. zira sünni fıkhında taciz-tecavüz vakalarında dört şahit olmazsa tecavüz edene tazir cezası uygulanır. kadınların yemini ise muteber kabul edilmez. yani halihazırda sünni fıkhı "kadının beyanı kabul edilmez" derken sünnilerin "kadın beyanı esastır" diye yırtınması komik oluyor.

  • sen hiç utanma benim güzel kardeşim!!!

    vatanımı bu hale getirenler, milletimi bilfiil aç ve açıkta bırakanlar o akan gözyaşının hesabını vermeden gidemezler bu diyardan.

    gerçekten üzüntü verici

    edit:

    1-bana mesajlar geliyor video ocak ayına ait diye. kusura bakmayın ben yeni gördüm videoyu. lakin bu tür mevzuların tekrar tekrar konuşulması ve ülke gündemine gelmesi taraftarıyım.

    2-sözde dogalgaz rezervleri, abdullah gül adaylığı veya büyük ihtiyaç ayasofya cami gibi yapay mevzulardansa bu ülkenin gerçek sorunları sürekli gundemde tutulmalı ve halk sürekli kedisini yöneteni sorgulamalı.

    3- (bkz: turkiye'nin 15 bin imama ihtiyacı var) yazık!!!!

  • bu sayının içine, testi negatif olup tomografisi pozitif olan hastalar dahil değil.

    t: artmış günlük korona sayısı

    edit: çok soran oldu. nerden biliyorsun, emin misin diye. eminim, türkiye’nin en büyük pandemi hastanesinden yani şehir hastanesinden bir doktor olarak bildiriyorum.

  • bu iki ülkeye ilişkin yapılan değerlendirmelere ben de askeri yönden bir karşılaştırma ile dahil olmak istiyorum. ancak bu karşılaştırmayı yapabilmek için suudi arabistan’ın hamisi abd ve iran’ın hamisi rusya’nın askeri yönelimlerindeki farklılıklara da kısaca değinmek gerekiyor:

    özellik suriye, lübnan ve yemen’de süregiden savaş/çatışmalar; abd-suudi arabistan ve rusya-iran bloklarının askeri yönelimleri, artı ve eksi yanları konusunda çok zengin veriler sundu. abd ile rusya arasında giderek artan askeri karşıtlık, en son anti-balistik füze anlaşmasının abd tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi ile birlikte, her iki ülkenin uzun yıllardır sürdürdükleri savunma ve saldırı silahlarına yönelik faaliyetlerinin daha da hız kazanmasını beraberinde getirdi. özellikle rusy-iran ikilisi, saldırıların muhatabı (savunma tarafı/hedef) olabilme ihtimallerinin daha yüksek olması nedeniyle son yıllarda ciddi bir silahlanma süreci içinde oldular. her iki ülke de -özellik rusya- kendi askeri stratejilerine, coğrafyalarına, komşularına ve komşularının askeri yapılanmalarına, silah durumlarına uygun “caydırıcı” silahlar geliştirdiler.

    abd ve müttefikleri, uzun süre, rusya ve iran’ın girmiş olduğu bu silahlanma ve savunma elemanları geliştirme sürecinin etkinliğini/boyutunu kavramaktan uzak oldular. ne ki bir süre sonra abd yaklaşan durumu fark etti. abd’nin ortadoğu’daki para, petrol kaynağı olan ve askeri müttefiki konumundaki suudi arabistan da, yemen’deki sürece dahil olması ve çokça saldırıya hedef olmasının ardından bu gerçekliği çok geç de olsa idrak etmiş denilebilir.

    abd’nin esas olarak son 10 yıldır rusya sınırında yığınak yapması, bu anlamda nato’yu doğru avrupa’ya doğru genişlemeye zorlaması, rusya sınırına artan bir şekilde savunma sistemleri konuşlandırması, anti-balistik füze anlaşmasını terk etmi; rusya’yı, abd’nin kendisine saldırısından caydıracak etkin silahlar, savunma ve saldırı sistemleri geliştirme konusunda daha da hızlanmaya zorladı. geride kalan yıllar içinde rusya’nın askeri silahlar alanında kat ettiği yol ve gün yüzüne çıkan askeri varlıkları, bu sürecin rusya açısından son derece verimli kullanıldığını ortaya koyuyor. örneğin abd, uzun süredir rusya’nın olası bir saldırıda karşılık vermesini önlemek adına balistik füze savunma sistemleri geliştirmesine ve rusya sınırındaki müttefiklerini bunlarla donatmasına karşın, rusya, bu füze savunma sistemlerini aşacak yeni silahlar geliştirmekte hiç de zorlanmadı ve abd’nin bütün bu yatırımlarını büyük oranda boşa düşürdü. elbette bu savunma sistemleri bir bütün olarak boşa çıktı denilemez, ancak esas amaçları olan rusya’dan gelecek saldırıları durdurma konusunda oldukça yetersiz kaldıkları da bir gerçek.

    rusya sadece abd sistemlerini aşabilecek saldırı araçları geliştirmedi, ama aynı zamanda radar ile elektronik karşı önlemlere de ağırlık verdi. bilenler hatırlayacaktır; 1999'da yugoslavya ordu birliği, rusya’nın radarlarını kullanarak abd'ye ait ‘f-117 gece şahini’ hayalet uçağını vurmuştu. mevcut üst nesil hayalet uçaklar için aynı durum geçerlidir demek güç, ancak tersini iddia etmek de öyle.

    rusya, geliştirdiği bu yeni askeri teknolojilerini suriye sahasında da kullandı ve sonuçtan memnun olacak ki, ciddi bir özgüvene kavuştu. öyle ki putin, trump'a rus hipersonik füzeleri önererek alay etti. birçok kişi şimdi; “abd de benzer hipersonik silahlara sahip” diye düşünecektir. bunda bir miktar doğruluk payı olsa da, ciddi bir eksiklik içermektedir. abd, hipersonik silahlar/füzeler konusunda bazı gelişmeler kaydetmiş olsa da, bunların hiç birisi 2022'den önce hazır olmayacak. oysa rusya cephesinde durum tamamen farklı bir nokta. zira hipersonik silahlar sovyet/rus buluşudur. rusya'nın şimdi sahip olup hizmete sunduğu hipersonik silahlar, üçüncü nesil iken abd'nin bu tarz geliştirdiği füzeler rusya'nınkilerden en az iki nesil geride.
    suriye’de konuşlu rus hava ve füze savunma silahları, suriye'de insansız hava araçları kadar güdümlü füzeli saldırıları da durdurabileceğini kanıtlamışken suudi arabistan'daki abd yapımı hava ve füze savunması ise husi güçlerinin “ilkel” füzelerini bile vurmakta başarısız. putin bu gerçekliği bildiği için ruhani ve erdoğan ile yaptığı suriye konulu toplantıda yöneltilen; “rusya, suudi arabistan'a yardım edecek yahut altyapısını güçlendirmesine destek olacak mı?” sorusuna alaylı bir şekilde yanıt vermişti:

    “suudi arabistan’a yardım konusuna gelince, kur’an-ı kerim’de nefsi müdafaa dışında herhangi bir şiddet türünün kabul edilemez olduğu belirtiliyor. bu nedenle kendi halkını, kendi ülkesini koruması için suudi arabistan yönetimine gerekli yardımı yapmaya hazırız, suudi arabistan’ın siyasi yönetiminin tek yapması gereken ise, zamanında rusya’dan s-300 sistemlerini satın alan iran yönetimi ya da en yeni s-400 triumph sistemlerini satın alan cumhurbaşkanı (erdoğan) gibi devlet olarak bilge bir karar alması. bu sistemler suudi arabistan’ın altyapısına ait her türlü tesisi güvenilir bir biçimde koruma sunar.”

    putin’in bu yanıtını dinleyen erdoğan ve ruhani’nin gülümseyişleri ve putin’in yüzündeki alaycı ifade abd ve suudi arabistan için oldukça can sıkıcı olmuştur.
    dünyanın efendisi modunda hareket eden abd, süreğen bir şekilde ofansif savaş sistemleri/silahları geliştirdi. hal böyle olunca abd müttefikleri de, silah ihtiyaçlarının ezici çoğunluğunu abd’den temin etmelerinden dolayı, aynı şekilde konumlanmak durumunda kaldılar. tam da bu nedenle örneğin suudi arabistan; yüzlerce modern savaş uçağına sahipken, sınırlı sayıda savunma sistemine sahip. dahası sahip olduğu savunma sistemleri de kabiliyet bakımından oldukça kusurlu görünüyor. örneğin; suudi arabistan’ın sahip olduğu abd yapımı pac-2 ve pac-3 savunma sistemleri ancak bir yarım daireyi koruyabilecek kabiliyette. yani sektörel savunma yapıyor, radarları dönmüyor. bu da bu savunma sistemlerinin sadece 120 derecelik bir yayda koruma sağlaması anlamına geliyor. işte burada suudi arabistan’ın iran’dan saldırı gelme ihtimaliyle bu sistemlerin büyük bölümünü iran’a dönük konumlandırması, diğer alanlarını savunmasız bırakıyor. bu zaaflı durum, suudi arabistan’ın sınırlarının önemli bir bölümünü ve askeri alanlarının bir bölümünü savunmasız ya da en azından zayıf bırakmaktadır. husi’lerin, suudi arabistan petrol tesislerine yönelik saldırısının önlememesinin bir nedeni de bu olsa gerek.

    suudi arabistan’ın ve abd’nin tabii diğer abd müttefiklerinin de sahip oldukları patriot savunma sistemlerinin de çok büyük zaafları olduğu, yine suudi arabistan’a yönelik husi saldırılarında ortaya çıktı. geçtiğimiz günlerde husiler, suudi arabistan’daki patriot sistemlerini, insansız hava aracı ile vurarak etkisiz hale getirdiklerini açıklamışlardı! başka bir deyişle suudi arabistan’daki hava savunma unsurları, güdümlü füzelere veya iha’lara karşı bir etkinliğe sahip değil gibi görünüyorlar. oysa rusya’nın rusya'nın suriye'deki hmeymim üssüne yönelik abd'nin yönelttiği iha'lı saldırılardaki deneyimi, kısa menzilli hava savunması (pantsir-s1 gibi) ve elektronik karşı önlemlerin (krasukha-4 gibi) ağır iha ve güdümlü füzeli saldırılarda oldukça etkili olduğu görülmüştü.

    tıpkı abd gibi suudi arabistan da, abd gibi karşıtlarını hiç ciddiye almadı. yemen'i bombalarla vururken, bu saldırılara bir yanıt gelebileceğine pek de ihtimal vermedi. suudi arabistan, ancak ağustos ayındaki uzun menzilli saldırıdan sonra husilerin füzelerinin menzillerinin geliştirilmiş olduğunu anlayabildi. çünkü iran da tıpkı rusya gibi asimetrik silahlar geliştirme stratejini takip etti. ilginç gelebilir ancak, iran’ın modern bir hava gücü (savaş uçakları) yok, buna ihtiyaç duymuyor çünkü ofansif bir aktör olmak gibi bir iddiası yok kısa ve orta vadede. o nedenle bölgedeki “düşman”larına karşı farklı bir yol içleyerek çok sayıda ve çeşitte orta menzilli balistik füzeler, kısa ve orta menzilli iha’larla güdümlü füzeler geliştirmeyi tercih etti. bugün artık iran’ın, 2000 kilometre menzilinde herhangi bir ekonomik ve askeri hedefi vurabilecek silahlara sahip olduğu biliniyor. ilaveten iran, pahalı abd iha’larını vuracak kabiliyetteki savunma silahları geliştir. geçtiğimiz aylarda abd iha’sını vurarak da bunu gösterdi.

    iran, savunmasını bir başka sac ayağına daha oturtuyor: diğer ülkelerdeki dostlarını (hizbullah, haşdi şabi, husiler, islami cihad vb) eğitip onları ekipmanları ile donattı. bunu yaparken, kendi kullandığı silahların bambaşka versiyonlarını sundu. böylece bu silahların kullanılması durumunda inkar yoluna gidebildi, tıpkı suudi arabistan’ın petrol tesisine yapılan saldırının ardından iran’ın suçlanması sonrasında yaptığı gibi.
    sonuç olarak bugün, özellikle suriye ve yemen’de yaşanan savaşlar; abd’yi ve bölgedeki müttefiklerini yeni savaş stratejilerine yönelmeye zorluyor. ve bu olana kadar, sözünü ettiğimiz alanlarda rusya bloğunun avantajlı durumu sürecek gibi görünüyor.

  • ondort yasimdaydim, artik zamani geldi dediler en cok da surekli hastalanarak onlara cektirdigim zulumu azaltmak icin olmali bademciklerimden kurtulmak icin beni ameliyat ettirmeye karar verdiler. okullar subat tatiline girmisti, kotu gri bir ankara kisinda otobus ve dolmusla elimde torba hastaneye gittik uvey annemle. ankara hastanesine gittik, doktoru gorduk, bana kalacagim odayi gosterdiler. tek kisilik oda, babam oyle olsun demis, sagolsun. doktor, "simdi sen dinlen, ameliyat yarina" dedi. uvey annem cocuklar evde yanliz dedi, beni birakip gitti. gunun geri kalan kisminda kitap okudum. gece lambasini acik birakip yattim, hastanenin sesleri acilip kapanan kapilarin sesleri giderek kesildi. uyumusum.
    sabah doktor geldiginde pencereden disari bakiyordum. "yok mu yaninda kimse?" dedi. "yok", dedim, "herkesin isi gucu var". "tamam o zaman hadi gidelim dedi", uzun koridorlardan gecip ameliyathane olmasi gereken yere vardik. "seni uyutamam, yaninda buyuk yok, zaten de bu ameliyatta kimse uyutulmaz, onun icin simdi sen sandalyeye otur" dedi. oturdum. "bademciklerine igne yapacagim, onlari uyusturacagim, ve alacagim, hic acimayacak, tamam mi?" basimi salladim, doktor simdi dusunuyorum da otuz kusur yaslarinda olmaliydi, bana cok yasli gorunuyordu o zaman tabii, koskocaman adam, canin acimayacak diyorsa acimaz herhalde diye dusundum. yanilmisim.
    onume oturdu, yandaki masadan buyuk bir siringa aldi ve igne takti. gozume koskocaman gorunen o igneyi bademciklerimin etrafina batirip cikardikca gozlerimden sesizce gelen yaslari "ne var bunda aglananacak, koskocaman kizsin sen" diyerek gene kendisi sildi. "bitti artik, bundan sonra acimayacak, tamam mi?" bu sefer basimi sallamadim, yalan soylemisti ve ben ona olan inancimi yitirmistim.
    "simdi bademciklerini alacagim, cok surmez hemen biter, sen sessiz dur tamam mi?"
    agzima giren makasi gorunce gozlerimi kapadim, annemi istiyorum dedim icimden, anne neredesin, keske yanimda olsaydin simdi. ama makas agzima girmisti bir kere, hic acimasizca kesiyordu bir yerlerimi; kirt-kirt-kirt-kirt-kirt. doktorun soluklari kalbimin gumburdeyen sesine karisiyor kulaklarima doluyor, basimi donduruyordu. kirt-kirt-kirt-kirt. anne neredesin?
    "tukur simdi" doktor ellerimi tuttu, "buz kesmissin, bak simdi seni yatagina goturup yatiracagiz, dinlenirsin, tamam mi?" tamam degil dedim icimden, beni kestin, sesini duydum, artik tamam degilim. doktor beni odama yolladi, uzun koridorlardan gecip odama geldik. yattim.
    yatagin basinda duran masanin ustundeki siyah klasik telefon oglene dogru caldi. babamdi.
    "nasilsin kizim?"
    "iyiyim baba"
    "istedigin birsey var mi?"
    biraz ilgi, biraz sevkat, tutulacak sicak bir el demedim ona.
    "hayir baba, tesekkur ederim."
    "hadi yat uyu, iki gune kalmaz iyilesirsin"
    "evet, tesekkur ederim"
    ertesi gunu cok kotu oldum, sanki olmayan bademciklerim gene sismistii ve bu sefer artik sesim de cikmiyordu, yataktan hic kalkmadim, doktor geldi beni gormeye, "kimse yok mu yaninda? yanliz misin?" basimi salladim evet babindan. " "hmmmm, sana mecmua getireyim mi, biraz eglenirsin" kalkti gitti bir muddet sonra elinde bir suru mecmuaya geri geldi. "bak fotoroman da var, sever misin?" basimi salladim. fotoromani kim sevmezdi ki o zamanlar? "al oku, ben de burada senin yaninda oturayim, kitabimi okuyayaim."
    o hastanede dort bes gun kalmis olmaliyim, babam ve annem telefonla hatirimi sordular birkac kere, yanima doktorla hemsireden baska kimse gelmedi. aksam yemeginden sonra yarim saat icin bile olsa doktorum bana getirecegi gazeteleri mecmualari nereden buluyorsa buluyor getiriyordu. o kitaplarini okurken ben mecmualarima bakiyordum. son gece ertesi gunu beni taburcu edecegini soyledi. "ama birisinin gelip seni goturmesi lazim, seni kendi basina birakamam kapiya" gulustuk. "uvey annem gelecek sanirim", dedim. "eh nihayet" dedi.
    ertsi sabah beni taburcu ederken tokalastik. ona tesekkur ederken ameliyat icin degil ama sonrasi icin demedim.
    "cok iyi doktorsunuz" dedim, "bir gun ben de sizin gibi bir doktor olmayi isterim"
    kucukcuk cocukmusum gibi burnumu fiskeledi. "daha iyilerini olacaksin sen"
    gene yalan soylemisti, doktor olmayacaktim.

  • jabari smith'in alınmasının kendisi için olabilecek en iyi draft olduğunun belki kendisi bile henüz farkında değil. orlando, paolo banchero'yu 1. sıradan almasa houston 3. sıradan alacaktı muhtemelen ve alperen birkaç seneye takaslanabilirdi bile. chet holmgren meselesine girmiyorum bile. şu an gelişen durumlar sayesinde geçen sene 2. sıradan seçilen jalen green değil de alperenmişçesine takım alperen'in etrafında şekilleniyor resmen. bu direkt olarak alperen için yapılan bir şey değil tabii ki ama isteyerek ya da istemeyerek olan gelişmelerin hepsi alperen'in önünü inanılmaz açıyor. jabari smith'in defansı ve alperen'e boşluk yaratması alperen'i en çok rahatlatacak şey, ikisinin oyunu birbirini çok tamamlıyor. jabari de alperen'in pota altındaki paslarını en iyi değerlendirecek isimlerden biri.

    şu an önündeki tek engel silas, süre sıkıntısı olacağını sanmam bu sene ama alperen'i kullanmayı bilmesi gerekiyor. bu çocuk her zaman kendi oyununu kendisi yaratamaz, zaten kondüsyonu düşüktü x2 yoruluyordu bu yüzden geçen sene. biraz onun üzerinden de oyun çizilmesi lazım. en hayırlısı silas'ın gitmesi olur tabii. şu an bu takımın en büyük eksiği oyun kurmayı bilen bir oyun kurucu. kevin porter jr'ı gerçekten hiç beğenmiyorum. bir uzun için olabilecek en kötü oyun kuruculardan birisi, ayrıca çok toksik bir kişiliği var soyunma odasına da yansıtıyor bunu. zaten mimli daha önceden, hiç de akıllanmıyor ergenliğe kaldığı yerden devam. bu da gitse yerine bencil olmayan bir oyun kurucu gelse cidden bu takım gözümüzün önünde büyür gider birkaç seneye.

    bu sene belki de hayatındaki en belirleyici senelerden birisi olacak alperen için, yazın summer league'de oynayacak mı bilmiyorum ama milli takımda da güzel şeyler yaparsa fanlar arasında hypelanır baya. demem o ki bu sene houston draftının en büyük kazananı alperen oldu. umarım iyi değerlendirir.

  • çözümü çok basit olan krizdir.

    1. rusya'dan özür dilenecek. pilotların ailelerine tazminat ödenecek. suriye'nin kuzeyindeki rus operasyonlarına hava sahamız rus tarafının önceden haber vermesi şartıyla açılacak.

    2. laik cumhuriyet vurgusu arttırılacak. ışid'e destek kesilecek. büyük kentlerde ışid ve ışid sempatizanlarına nefes aldırılmayacak. soruşturmalar, davalar, tutuklamalar ile islami terör sindirilecek. batılı turistin korktuğu ışid ve islami terör bitirilecek.

    ilk madde ile oluk oluk rus turist akmaya başlar. ikinci madde ile de batılı turistte patlama yaşanır.

    ikisi de çok kolay maddeler. iktidar karar verse 1 hafta içinde iki maddeyi de hayata geçirir.

    ama tabi şu açık ki, iktidar turizm krizini falan önemsemiyor. adamların derdi başka.