hesabın var mı? giriş yap

  • 90 yılında yapılacak dünya kupası elemeleri için 3 eylül 1989 tarihinde şili ile brezilya arasında oynanan karşılaşmada maçın tarafsız sahada oynanması için kendini sahanın içine atılan bir meşalenin ortasına attıktan sonra eldiveninden çıkardığı usturayla kendisini kafasından bıçaklayan şilili kaleci. bu muhteşem organizasyonun sonunda çıkan kavga ve karmaşaya rağmen maçtan sonra izlenen video görüntülerinden sonra maç tekrarlanmamış ve brezilya kupaya katılmıştır. şili ve rojas ise birisi sonraki kupadan diskalifiye edilerek, diğeri ise ömür boyu futbol oynamaktan men edilerek belalarını bulmuşlardır. el insaf be kardeşim, biz italyan basketbolcu pittis'in karşı takımın iyi oynayan oyuncusuyla kavga ederek beraber atılması hikayesini ağzımız açık dinlerken dünyada daha ne cengaverler, ne yiğitler varmış da haberimiz yokmuş.

  • vodafone arena nın ilk kırmızı kartını kimseye yedirmemiş ve tarihe geçmiştir.

  • kanla aldık evet. gerekirse yine kanımızla bu sefer de arapseverlere karşı savunuruz.

    tanım: küfrü bile hak etmeyen türklük düşmanı yobazın tehdidi.

  • beni de yanına çırak alır mı diye merak ettiğim kişi.

    --- spoiler ---

    durmadan para sayıyordu nihat,
    makine yeter diyordu, makine yorgun, makine argın,
    makine terli...
    fakat durmuyordu nihat, saymaya devam ediyordu!

    --- spoiler ---

  • metehan'dan bu yana destanlar yazan şanlı türk ordusu'nun bu duruma getirilmesinin tek sorumlusu vardır o kişi de bellidir.
    -evet ilk aklınızdan geçen kişi.

    zorunlu edit: metehan'dan bugüne şanlı türk ordusunun büyüklüğünü kastederek yaptığım yorumda sol görünümlü (solla alakası olmayan)ılık liberalleri,etnik faşistleri, siyasal islamcıları ve onların eski dava kardeşleri fetöcüleri kudurtmaktan büyük bir kıvanç duyuyorum.

  • ben bunu bi kere yaptım bin yıl önce dağ başında bir şantiyede çalışırken birlikte kaldığım kız iş arkadaşlarımızla bi çıkalım dedik. anadolu'nun küçük sayılabilecek bir ilçesi. mekan sahibi de tanıdık. gittik dört kız söyledik rakılarımızı hazırlattık masamızı bir güzel içiyorduk ki bizim büyük şeflerden biri geldi. tesadüf diye düşündük adamın gelmesini meğer öyle değilmiş. mekan sahibi aramış sizin kızlar burada içiyor diye. şef bize biraz kızdı. burası istanbul değil, canınız içmek istiyorsa söyleyin bize diye. eee o zaman kız kıza rakısı olmaz dedik. o da olmaz dedi. konu kapandı. dört mühendis genç kadın anadolu'nun bir ilçesinde yalnız içemezmiş. bu da böyle bi anımdır.