hesabın var mı? giriş yap

  • bu zat kembirç'te prof. muş zamanında. bi düşünün:
    -çocuklar bu akşam yeni bişi keşfettim.
    -yaaa. yinemiiiii?
    -uffffffff.
    -calculus diye çok hoş bişi.
    -eeee
    -şimdi annatıyorum, finalde sorumlusunuz.

  • bu gece san fransisco'da bilmemne odulunu aliyormus..
    ayrica mahir tshortleri, mug'lari, mouse pad'leri 12$'dan cafepress.com'da yok satiyormus..
    kafama siciim..

  • seo'cu dallamalar yüzünden maalesef artık google'da bir şey arayıp bulmak imkansız hale geldi. bir şey arıyorsun ilk 3 sayfa birbirinin kopyası aynı sayfa ve yazılar.

    "x kişisi kimdir? x kişisi nerede doğdu? x kişisi hakkında bir çok kişi bu soruyu soruyor. detaylar haberin devamında."

    size ben boydan gireyim.

  • nedense devamini okuyayim rezilligine deginilmemis aciklama.

    ha bi de neymis entryleri teknik bir aksaklik yuzunden silemedik. ondan dolayi dakikada 2 tane silebiliyoruz. ay kiyamam serverlarin uf mu oldu .s..s.s.s ayda milyonlarca request alan site dayanamadi oyle mi?

    (bkz: biz de bunu yedik)

  • "o bir fenomen! ters dönmüş eti puf!"

    eşine rastlanamayacak bir eti puf! meraklısına, kolleksiyonculara, yemek isteyenlere...

    o hayata 1-0 yenik başlayanlardan! o hayata sırtını çevirmişlerden! o güneşi görmek istemeyenlerden! o küsmüşlerden!

    fabrika çıkışı kusurlu. kesinlikle şahsım tarafından paketi açılıp ters çevrilmemiştir. zaten bilen bilir eti puf'ları açmak hiçte öyle kolay değildir. yanınızda ya kesici delici bir alet ya da uzun tırnaklı bir arkadaşınız bulunmadığı sürece açması bir hayli zordur. açtıktan sonra da eski haline getirmek paketi imkansızdır.

    "ne var ki ben de ters çevirebilirim onu" diyenlere hemen imkansızlığını anlatayım:

    ankara genelinde her branşta her seviyeye özel ders veren onlarca donanımlı odtü'lü öğrencilerden oluşan odev(odtülü ders verenler) çalışanları olarak toplanıp incelediğimizde şunu gördük; eti puf'un 5.5 cm olan bisküvisinin çapı, paketin 3 cm olan yarı çapından (paketinin de yarım küre olduğunu göz önüne alırsak) büyüktür. dolayısıyla bisküvisi kırılmadan o paketin içinde ters dönmesi mümkün değildir. matematik kurallarına aykırı o çevirmeyi kimse yapamaz. yapılsada eti puf fotoğraflardaki gibi kalamaz.

    baştan 6. ve 7. fotoğraflarda puf'un marşmelov diye tabir edilen beyaz şekerlemesinin bir miktar ezik olduğu ve bu şekilde ters döndüğü düşünülmüş. yine odev olarak yaptığımız incelemede puf'un taşınmalar esnasında o bölgeye doğru eğimli durması ve ağırlık merkezi doğrultusunun tam o bölgeden geçmesi sebebiyle oraya yapılan basınçtan ötürü o şekle geldiği anlaşılmıştır. bu yapılan araştırma da akıllarda soru işareti kalmamasını sağlamıştır.

    http://www.sahibinden.com/…s-donmus-eti-puff/detay/

  • vay beee… ülkede yabancı olduk, ırzımızı namusumuzu serefimizi koruması gereken kamu hizmetlisinin attıgı tehdit mesajına bak.. bu ülke kimlere kaldı..

  • ilk yazılımcılarda gördüm bunu. ben de geyiğini yapmışımdır kesin. "abi bırakıcam bu işleri manav olucam". "abi gidicem ege kıyısında domates yetiştiricem" şeklinde.

    isyanın sebebi belli: bir meslek zihinsel olarak çok yoruyorsa zihinsel yorgunluğu olmayan meslek stereotiplerinden birini seçip onu arzuluyoruz.

    halbuki manava gidip bunu desen seni patlıcanla hıyarla döver. millet manavlığı bir tezgaha döşenmiş sebze meyveyi belli fiyattan satma işlemi zannediyor. keza domates yetiştirmeyi de "domates ekmek ve çıkan domatesleri toplamak" olarak. bunlar fiziksel efor gerektiren şeyler zannediyor. mesela domatesler niye çıkmadı, haşerat niye dadandı, niye mahsül kırıldı bunlar düşünce gerektirmiyor zannediyor.

    manav için de öyle. en başta sattığın ürün "perishable good" yani sonsuza kadar saklayabildiğin bir şey değil. hızlıca elinden çıkarmak zorundasın. ona göre ideal fiyat aralığı tutturman gerekiyor karlılık için. stok ve halden toplu alımlar için de doğru planlama yapman gerekiyor. bu başlı başına endüstri mühendisliği alanına giren bir optimizasyon konusu. dükkanı kaçtan kaça açık tutacağın, ne zaman başını bırakabileceğin, çırak tutacaksan onun sigortası bile derdin oluyor.

    onun haricinde manavlığı dışsal faktörler hiç yokmuş gibi hayal ediyorsun. mesela mahallenin polisi gelip iki salatalık tırtıklayınca parasını alamıyorsun. sıkıysa iste. çocuklar çilek aşırınca, ev sahibi kirayı tam gününde isteyince hesapların birbirine giriyor. buzdolabının elektriği gidiyor, dükkanı su basıyor. vitrin camını top kırıyor. fare dadanıyor. ilaçlaman gerekiyor. veresiye defterleri kabarıyor. bu sefer yanlışlıkla sebzeye sıktığın ilaçtan müşteri zehirleniyor. bir de sonunda yan sokağa migros gelmesin mi? hadi şimdi koca zincirin planlama ve işletme kabiliyetiyle tek başına mücadele et sıkıysa.

    sonra kan ter içinde uyanıyorsun: "oh lan ne güzel kod yazıyorum, derliyorum, tek derdim bu".

    mesleklerimizin kıymetini bilelim.

  • chp, mhp ve hdp yetkililerine çağrımızdır.

    öyle görülüyor ki; kimse koalisyon kurulması için bir irade gösteremeyecek.

    özellikle devlet bahçeli’nin hdp ile olan koalisyonlarda yer almayacağını açıkça beyan etmesinden sonra süreç tıkanmış gibi gözüküyor. ancak halk’ın beklentisi haramzadelerden hesap sorulmasıdır. olası bir erken seçimde süreci tıkayanlar cezalandırılabilir. bu fırsat bir daha ele geçmeyebilir.

    hükümeti kurun, önce seçmene karşı yükümlülüğünüzü yerine getirin… yolsuzlukların, hırsızlıkların hesabını sorun.

    önce hesap sor !

    #oncehesapsor

    edit: twitter'da etkili olan arkadaşlar, #oncehesapsor hashtagi ile sesimizin daha çok duyurulmasını sağlayabilirler.

    edit 2: facebook vb. sosyal ağlarda oluştutulacak hesaplarla ilgili bana mesaj ile bilgi verirseniz, bu entry'de yer vereceğim.

    edit 3: hükümet kurulmadan da bunlar yapılabilirmiş.
    http://www.radikal.com.tr/…ini_kullanabilir-1374931

    edit 4: #alayınıyargılayacaksınız

    edit 5: ayrıca bu da var (bkz: temizlik hükümeti için imza kampanyası)

  • lan fotografi millet gtume baksin diye koyuyorsun zaten sonra neden tribe grip icerigi engelletiyorsun