hesabın var mı? giriş yap

  • şarkılarından çok aklımda bir olayla yer etmiştir. 1998 yılında kendisinin irc'de yassax nick'iyle takıldığı dönem çalıştığım şirkete uğramıştı. bizim çalışanların bir kısmı eski aidata irc sunucusu adminleriydi. oradan tanışıyorlarmış. ofise geldiğinde bilgisayar başında çalışıyordum. beni geçip doğrudan elemanların yanına gitmek yerine durup son derece saygılı bir tonda selam verip hatrımı sormuş idi. ünlü bir sanatçı olmasını geçtim, istanbul'da kimseden böyle bir yaklaşım görmediğimden ve doğal olarak beklemediğimden baya şaşırmıştım. aklımda her zaman sıradışı iyi biri olarak kaldı.

  • herkesin kendi sağlık koşulları, bünyesi ve fazla kilosu doğrultusunda belki bir hafta boyunca uygulayabileceği, ancak sürenin arttırılması istendiğinde mutlaka doktor kontrolünde uygulanması gerektiğini düşündüğüm, tabiri caizse radikal bir diyet yöntemini içeren belgesel. sadece taze sıkılmış sebze ve meyve suyu ile bir süre reboot diyeti yaparak, vücudu işlenmiş gıdalardan veya kötü kolestrolden arındırmayı amaçlar, kısa sürede kilo verdirerek de güçlü bir motivasyon sağlar. beni en çok düşündüren, vücudun lif ihtiyacının ne kadarını karşıladığı oldu. belgeselin güzel tarafı ise bu orucu uygulayanların uzun vadede beslenme ve yaşam alışkanlıklarını kalıcı bir şekilde değiştirmeyi başarıp, ulaştıkları kiloları koruyabilmeleri oldu.
    bunu seven, şunu da ilgiyle izler derim: (bkz: forks over knives)

  • ilkokuldaki 'ben dahiyim' gerçeğiyle başlayan, lisede 'aaa benim gibi insanlar da var' gercegiyle devam eden ve üniversitede 'ben cidden malmışım' mutlak doğruluğuyla son bulan gerceklikler silsilesidir.

  • ay çok var hangi birini yazalım ki? ilk aklıma gelenler,
    (bkz: murat boz) iki yüzlü, acun amipi çapar surat.
    (bkz: ebru gündeş) tam bir varotik golddigger, pardon "anne"! zarrab bazlamasının biricik eski eşi.
    (bkz: gülben ergen) nam-ı diğer 32 diş gülben, kadın yıllardır yapmacıklığın kitabını yazıyor resmen, evli erkeklere olan zaafıyla başı dertte.
    (bkz: şeyma subaşı) açıklamaya bile gerek yok, iki kelam edeyim yine de: hipsterlığa terfi etmiş varotiklerden ama en önemli vasfı acunun çocuğunun anası olması, dini bütün bir party girl.
    (bkz: fatih terim) konuşan takoz.
    (bkz: eser yenenler) offf allahım tam bir gereksiz! ne iş yaptığını anlayan beri gelsin! kadrolu acun yancısı, gördüğüm en sevimsiz şişko.
    edit:
    (bkz: mustafa ceceli) mü'min çapkın. bir zamanlar romantik şarkıların beyaz atlı prensiyken, eşini aldatıp, ferrari yamultan bir hacıya dönüşmesi uzun sürmemiştir. ay dede suratlı yandaş!
    bonus: burak-fahriye ikilisi, kendilerini türkiye tarihinin en itici ve alaman çifti seçmekte bir beis görmüyorum. işleri güçleri poz, kerkenez gibi geriniyorlar etrafta.
    default olarak gelenler: bu listede değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez, misak-ı milli sınırları içindeki en ama en itici tipler tabii ki,
    (bkz: rte)
    (bkz: nihat doğan)
    (bkz: arda turan)
    son söz: yalnız olmadığımı bilmek çok güzel, ben de kendimi iflah olmaz bir hater sanıp hayıflanıyordum.iyi ki varsınız ahahahaha!

  • -çocuğu ateist diye mi terk ettin?
    +hayır, nedeni allaha inanmaması değil, bana inanmaması. allah var diyorum inanmıyor. yalancı mıyım ben?
    -fwjxvwjxhej?!?!

  • videoyu izleyerek, ''ama köpek de kuyruk sallamış'' diyecek bir kitleyle beraber yaşıyoruz.

    edit: ''köpek, istemiyor olsaydı kuyruk sallamaz, ısırırdı'' diye mesajlar geliyor. tabii ki, bütün sülalesi eşekle çiftleşerek çoğalmış olan insanlar için normal bir durumdur.

  • ablasina benziyor. bugun fotografa ilk baktigimda, nasil da birini animsatiyor bana dedim kendime. ah basak, ablan gibi avukat olacaktin. kimbilir nasil hayallerin vardi. su an elim kalbimde, icim ofke dolu, icim aci dolu. icim paramparca.

    ablasini dusunuyorum, guzel guluslu, sen kizi.
    ailesini dusunuyorum, dusunemiyorum.
    isiklar icinde uyu, omrunden buyuk hayalleri olan guzel kiz.

  • her lisanda ayrı, her kültürde farklıdır.

    hindular sağ ellerini, dışı muhataplarına, ayası kendilerine dönük olacak şekilde hafifçe yüzlerine yaklaştırırken uzakdoğulu her iki elini birleştirip öne doğru eğiliyor. batıda reverans varmış eskilerde, bizde temenna...tokalaşmak, sarılmak, el öpmek hâlâ geçerli...tazim için her nabza göre şerbet var, isteyene...söze bile gerek yok çoğu zaman, vücut dili yeterli.

    fakat yine de en güzeli, özlediğinin gözlerinin içine bakmak, taa içine...kuyunun sâdasını duyarmışcasına, kendi sâdanı onun kulağına fısıldarmışcasına...lisandan, hâlden, arzdan, beyandan azade "seni diledim geldin, beni diledin geldim" dercesine...

    ama insan her zaman gözünün gördüğünü özlemez. ya da her özlediği gözünün gördüğü değildir. işte belki o vakit, selamlaşırken, sağ el sol göğsün üstünde olabilir. pıt pıt atan kalbe "sakin ol, sakin ol, sakin ol" demek için...

  • alır hakkıdır. ama bir daha oradan alışveriş yapmamak da bizim hakkımızdır. esnaf böyle ufak tefek şeylerin peşine düşerse çok kaybeder. bu kadar keskin sınırlarla iş yaparsa, biz de standartların olduğu büyük firmalara yöneliriz. aynı kaliteyi aynı fiyata alırız.