hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: he-man tayyip)

    edit: başlık başa kalmış. böyle bişi yok, ama olabilir de. bu isme sahip kişi süper kahraman olabilir.nükleer santral kazasından sonra mesela. ya da kene falan ısırırsa ne bilim. en önemli özel gücü, konuşmasıyla doları yükseltip indirmesi olabilir herhal.

  • beypazarını dedelerimin üzerine kurduklarını öğrendiğim uygulama. ankara ankara olalı böyle ankaralı görmemiş olsa gerek. ankaranın dışına bir kişi mi çıkmaz hiç mi dışardan kız almaz bu aile. vizyonsuzluğumuzu ilk bulduğum beypazarlı ile evlenerek protesto edeceğim.

  • o denizden fırladığın klibinden beri seviyorum seni shakira. yıllardır o pique nin yanlış yapmasını bekliyodum. çoluğu çocuğu kap gel istanbula . çocukları burda devlet okuluna yazdırırız .gerekirse limon satar bakarım size. shakiram maki boylum yazmasızım

    debe editi.
    sayın kanzuk,değerli üyeler, çaylaklar , misafirler .
    bugün herkesin hayallerini süsleyen yerdeyim ,debedeyim. 10 yıl önce bana " bir gün debe'ye gireceksin" deseler. “o nedir” derdim. bu site debe'nin anlamını dahi bilmeyen bir gençten bugün bir debeli yetiştirebiliyorsa bunu çoğulcu eşitlikçi ve özgürlükçü demokrasisine borçludur. bu borca sadık olalım...
    evet bugün burdayım ama bu hiç kolay olmadı. debe hayali kuranlar bilin ki sizin için de kolay olmayacak . ama asla umudunuzu kaybetmeyin. silinmeyen entryden umut kesilmez. benim de vazgeçmeyi düşündüğüm geceler oldu. sonra dedem geldi aklıma . rahmetli dedem hep “debelenmeden debelenemezsin oğul” derdi . haklıymış. biliyorum ki debe kalmak,debe olmaktan daha da zor .umarım yine görüşürüz. debemi tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme adıyorum. çok teşekkürler, kalın sağlıcakla.

    ..
    hep oscar konuşması hayalim vardı şimdilik oscara en yakın başarım bu idare edin.

  • --- spoiler var ---
    --- spoiler var ---
    --- spoiler var ---

    film bittiğinde insanı şöyle bir 5-10 dakika düşündürüyor ama en fazla on dakika sonra çocuğun tamamiyle öz salaklığından ötürü nalları diktiği gerçeği aklınıza düşüyor ve bıraktığı bütün etki silinip gidiyor.

    kesin ölüm sebebi hakkında hala çok farklı iddialar var. filmde bir bitkiden zehirlendiği ve kısa süre içerisinde öldüğü hususunun gerçek olmadığını biliyoruz zira otopside direkt zehirlenmeye dair bir bulgu yok. yalnız son araştırmalara göre dolaylı yoldan bir zehirlenme yaşamış olabilir demişler. bölgede bulunan yabani bitkilerde, özellikle bezelye türlerinde latirizme yol açabilen bir tür toksin olduğu belirlenmiş.

    latirizm bazı bireylerde, özellikle düzenli beslenmeyen bünyelerde bacaklarda felce neden olduğu gözlemlenen bir hastalık. yani eleman düzensiz beslenme yüzünden kilo kaybına uğradığı yetmez gibi bu bitkiler yüzünden felç geçirerek iyice güçten düşmüş ve hareket kabiliyetini yitirdiği için açlıktan ölmüş.

    filmin son sahnelerinde yediği bitkiye dair okuduğu bilgilerde de benzer bir şeyler yazmışlardı fakat asıl sebep yıllar sonra çıkan bir araştırmadan gelmiş. bölgede bulunan yabani patates ve bezelye türlerinden örnekler laboratuvara gönderilmiş ve hepsinde amino asit türevi olan boaa (beta-(n)-oxalyl-amino-l-alanine acid) kaynaklı toksin keşfedilmiş. yani latirizme yol açan toksin ile aynı.

    burada da çocuğun cesaretine bir sürü güzelleme yapılmış. cesaret ama cahil cesareti. üniversite mezunu olduğu yaşa kadar kamp dahi yapmamış adamın elinde bir kitap ve kulaktan dolma üç beş bilgi kırıntısıyla vahşi doğaya dalmasının başka türlü sonuçlanması beklenemezdi zaten. kafası biraz daha çalışsa alaska'da bir avcı ile bir kaç hafta takılsa bugün otobüsün çevresine kendi köyünü kurmuş hala yaşıyor olurdu.

    herifin çıkış noktasının başından sıkıntılı olduğunu, yönetmenin gözümüze sokaladığı kısımları yazacaktım ki sağolsun immanuel tolstoyevski bana hiç bir şey bırakmamış. (bkz: #12984202)

  • filmin baş tarafındaki yanık bölümün geçilmesi amacıyla ilk bir kaç pozun çok da gerekli olmayan çekimlere harcandığı, film makarasının sonunda ise "hadi yaaaa!.. bitti!.." diye hüzünlere gark oldunduğu zamanlardı. geziye gidildiğinde yanına bir kaç makara fazladan boş film almaktı. başkalarının pozlarını çektiğinde kendine de kalsın diye fotoğrafçıya "kafa + 1 sayıda basılacak usta!.." diye tembihlendiği, manzara pozlarında ise bazı şaşkın fotoğrafçıların "ulen kafa yok ama iyisi mi iki tane basayım bundan..." diyerek hesabı şişirdiği günlerdi. okul gezilerinden sonra fotoğraflar dağıtılırken para toplama ya da para verme telaşıydı. önce birer tane örnek baskı alınıp daha sonra çoğalttırılırken, "ulen bu da falancanın filanca kuzeniymiş, nerden görecem herifi bir daha?!?" deyip sayıya dahil edilmediği, sonra da o falancanın "aaaa, kuzenim için yok mu?!?" diye arıza çıkarttığı bir dönemdi.

    hey gidi hey.

  • doğru şeyler söylüyor ama apo adı geçtiği an diğer söylediklerinin pek anlamı kalmıyor. abdullah öcalan, herhangi legal bir konuda hak veya söz sahibi olamaz. hani olmaz ya, hdp tek başına iktidar olsa bile öyle bir şey olamaz. yıllardır şu apo ve pkk ısrarı yüzünden kürtlerin söz hakkı olmuyor, legal siyaset yapamıyorlar. zararın en büyüğünü kürtlere veriyorsunuz.

    seni haksız yere muhalefet yaptığın için içeri attılar (gerçi o zamanlar bile apo diye tutturuyordun ya), muhalefet ve halk sana destek vermek istiyor ama hemen bir apo güzellemesi yapıyorsunuz. pkk sempatizanı kürtler hariç şimdi halk sana nasıl destek versin? sana destek vermiş herkesi bir anda pkk destekçisine çeviriyorsunuz.